Pek çok kişi, ilişkisinde partnerinin duygularını incitmemek veya anın büyüsünü bozmamak adına dürüstlükten ödün verebiliyor. Ancak cinsel sağlık uzmanlarına göre, yatak odasında söylenen "küçük beyaz yalanlar" uzun vadede tatmini artırmak yerine, partnerler arasındaki gerçek bağın önüne aşılması güç duvarlar örüyor.
Cinsel sağlık alanında çalışmalar yürüten uzman Emily Conway, yatak odasında en sık başvurulan yalanları ve bu kalıpların ilişki üzerindeki gizli maliyetlerini mercek altına alıyor.
Sahte orgazm
Listenin başında, neredeyse klasikleşmiş olan sahte orgazm geliyor. Conway, insanların partnerinin egosunu korumak veya o anki performans baskısından kurtulmak için bu yola başvurduğunu belirtiyor. Ancak bu durumun ters etki yarattığı konusunda uyarıyor:
"Orgazm taklidi yapmak, partnerinizin her şeyi doğru yaptığını düşünmesine yol açan bir döngü yaratır. Bu da aslında hiçbir şeyin gerçekten düzelmemesi ve gerçek zevkin asla deneyimlenememesi demektir."
Aynı şekilde, sırf karşı tarafı memnun etmek için gösterilen sahte coşku da ilerleyen dönemlerde bir yük haline geliyor. Uzmanlar, hoşlanılmayan bir şeye "bayılmış" gibi davranmanın, gelecekte daha büyük uyumsuzluklara kapı araladığını vurguluyor.
"Ben iyiyim"
Belki de en yıkıcı olanı, yakınlık sırasında fiziksel bir acı, rahatsızlık veya duygusal kopukluk yaşanırken söylenen "Ben iyiyim" yalanıdır. Kişi, anı mahvetme veya "zor biri" olarak görülme korkusuyla kendi zevkini ve sağlığını arka plana atabiliyor. Conway bu noktada net bir hatırlatma yapıyor: "Sizin zevkiniz ve rahatınız, partnerinizinki kadar değerlidir; iyi bir partner rol yapmanızı değil, gerçekten keyif almanızı ister."
"Ön sevişmeye ihtiyacım yok"
Haberde dikkat çekilen bir diğer konu ise "Ön sevişmeye ihtiyacım yok" yanılgısı. Cinsel açıdan çok özgüvenli veya "iddiasız" görünme isteğiyle söylenen bu yalan, genellikle uyarılma süresini kısalttığı için her iki taraf için de zevki azaltıyor. Ayrıca, yaşanan ufak tefek performans aksaklıklarını "Bu asla olmazdı" diyerek örtbas etmeye çalışmak yerine, bunları hayatın doğal akışının bir parçası olarak kabul etmek, kaygıyı azaltarak sorunun daha hızlı çözülmesini sağlıyor.
Emily Conway’e göre en büyük yanılgı, dürüstlüğün romantizme zarar vereceği düşüncesi. Aksine, otantik iletişim yakınlığı artıran en güçlü unsurdur.