Araştırma, Auckland Üniversitesi’nin Leigh Deniz Laboratuvarı’nda yürütülen rutin davranış deneyleri sırasında tamamen tesadüfen gerçekleşti. Araştırmacılar, 10 genç rig köpekbalığının hepsinin tutuldukları sırada tıklama sesi çıkardığını kaydetti. Ancak deneyler ilerledikçe bu seslerin sıklığı azaldı. Araştırmanın baş yazarı olan Carolin Nieder, köpekbalıklarının korkularının azalmasıyla ses çıkarmayı bırakmış olabileceklerini belirtti.
Bu seslerin nasıl üretildiği henüz tam olarak anlaşılamadı. Köpekbalıkları genellikle yüzme keseleri olmadığı için ses çıkaramayan hayvanlar olarak bilinir. MikroCT taramaları ve 3D rekonstrüksiyonlar, rig köpekbalıklarının da belirgin bir ses üretme organına sahip olmadığını gösterdi. Ancak araştırmacılar, seslerin dişlerin birbirine çarpmasıyla oluşabileceğini düşünüyor.
Rig köpekbalıklarının dişleri, sert kabuklu avları ezmek için ideal olan geniş ve düz bir yapıdadır. Araştırmacılara göre, bu “pavement dentition” adı verilen diş yapısı, köpekbalıkları ağızlarını kapattığında ses üretimine yol açabilir. Ancak bu durum henüz doğrudan gözlemlenmediği için sadece bir varsayım olarak kabul ediliyor.
Her bir tıklama sesi yaklaşık 48 milisaniye sürüyor ve sesin yüksekliği bazen 155 desibeli aşabiliyor. Bu ses seviyesi, bir av tüfeği patlamasına yakın bir şiddet anlamına geliyor. Seslerin yaklaşık yüzde 75’i tek patlamalardan oluşurken, geri kalan kısmı kısa çift tıklamalardan oluşuyor.
Araştırma sırasında dikkat çeken bir diğer nokta ise, tıklama seslerinin çoğunlukla köpekbalıklarının sakin, sallanan vücut hareketleri ile eş zamanlı olmasıydı. Ancak bazı durumlarda sesler herhangi bir hareket olmadan da çıkabiliyordu.
Nieder, bu seslerin bir iletişim aracı olmadığını belirtti. Çünkü köpekbalıklarının işitme aralığı, bu tıklama seslerinin frekanslarının oldukça altında bulunuyor. Ancak bazı avcılar, özellikle Yeni Zelanda kürklü fokları (Arctocephalus forsteri), bu yüksek frekanslara karşı hassas olabilir ve sesler onları şaşırtıp korkutabilir.