Munzur Dağları’nın tertemiz yaylalarında yetişen küçükbaş hayvanlardan elde edilen kelleler, yöresel usullerle hazırlanan taş fırınlarda odun ateşiyle tam 12-13 saat pişirilerek tam kıvamına erişiyor.

Kelleler, ustaların maharetli ellerinde önce titizlikle temizleniyor, ardından taş fırında uzun bir pişme süreci başlıyor. Gece boyunca yavaş yavaş pişirilen kelleler, sabahın erken saatlerinde fırından çıkarılıyor.

BALTA İLE SERVİSE HAZIRLANIYOR

Kelleler baltayla ikiye ayrılıyor ve servise sunuluyor. Kimi vatandaşlar bu eşsiz lezzeti fırının başında sıcak sıcak tüketirken, kimileri ise paketleyip evine götürmeyi tercih ediyor.

Yüksek protein ve kalori içeriği sayesinde kelle, kış aylarında vücut direncini artıran bir besin olarak Erzincanlıların vazgeçilmez geleneksel tercihleri arasında başı çekiyor.

Yörenin vazgeçilmez yemeği, aynı zamanda gün boyu tokluk hissi vererek uzun süre enerji sağlıyor.

"Erzincan’da 30 yıldır kellecilik yapan Abdurrahman Özkaya, taş fırında odun ateşiyle pişen kellenin, kış aylarında bölge halkı için bir şifa kaynağı olduğunu söylüyor.

“Kelleyi gece saat 03.00’te fırına koyuyoruz ve sabaha karşı servise başlıyoruz,” diyen Özkaya, bu geleneksel lezzetin asırlardır Erzincan sofralarının vazgeçilmezi olduğunu ifade ediyor. “Sabah erken saatlerde gelen özel müşterilerimiz var, kelle onlar için bir alışkanlık haline geldi. Erzincan’ın yaylalarında yetişen, dağ kekiğiyle beslenen kuzuların lezzeti gerçekten eşsiz.”

7 FARKLI LEZZET BİR ARADA

Kelle severlerden Yılmaz Baş, bu eşsiz lezzetin kendisine kış boyunca enerji verdiğini ve grip gibi hastalıklardan koruduğunu belirtiyor. Baş, “Kellenin 7 farklı lezzeti var. Yanağı ayrı güzel, dili, gözü, beyni ayrı güzel. Sabah 07.00’de gelip sıcak sıcak yemeyi seviyorum. Geç kaldığımda bazen kelle bulamayabiliyorum,” diyerek kellenin Erzincan’daki popülerliğine dikkat çekiyor.

Yaz aylarında memleketine dönen gurbetçilerin de uğrak noktası olan Erzincan fırınları, bu özel lezzeti tatmak isteyenleri ağırlamaya devam ediyor.