Guardian'da yer alan habere göre; eski ilkokul öğretmeni Spencer Russell’ın sosyal medya üzerinden genç ebeveynlere yönelttiği “Neden çocuklarınıza kitap okumuyorsunuz?” sorusuna gelen cevaplar düşündürücüydü:
“Çok sıkıcı”, “Vaktim yok”, “Ben zaten okumayı sevmem.”
Birçok ebeveyn, çocuklarının kitap okumaya ilgisiz olduğunu, sürekli sayfaları atlamak istediklerini dile getirdi.
HarperCollins UK’nin bir araştırması, genç ebeveynlerin okumayı keyifli bir etkinlik değil, öğrenilmesi gereken bir konu olarak gördüklerini ortaya koyuyor. z kuşağı ebeveynlerinin yalnızca yarısı çocuklarına kitap okumayı eğlenceli buluyor.
Bu yaklaşım çocuklara da yansıyor. 2012’de beş ila on yaş arası çocukların yarısından fazlası keyif için okurken, günümüzde bu oran yalnızca üçte bir.
Russell, ekran süresinin yüz yüze, nitelikli ebeveyn-çocuk etkileşiminin yerini aldığını söylüyor. YouTube veya oyunlara saatlerce odaklanabilen çocukların, bir kitapla beş dakika bile oturmakta zorlandığını gözlemlediğini belirtiyor. Araştırmalar, aşırı ekran süresinin çocukların bilişsel ve duygusal gelişimini olumsuz etkilediğini gösteriyor.
Uzmanlar, kitap okumanın sadece kelime hazinesi geliştirmekle kalmadığını, aynı zamanda empati ve duygusal bağ kurma yeteneğini de güçlendirdiğini vurguluyor. Ancak ABD’de çocuk bakım maliyetlerinin hızla artması ve z kuşağı ebeveynlerinin sürekli yorgun ve stresli olması, bu tür aktiviteleri geri plana itiyor.
Eğitimciler, ebeveynlerin okuma alışkanlığı kazandırmak için mükemmeliyetçi olmak zorunda olmadığını hatırlatıyor. Örneğin, günde 20 dakika kitap okumak zor geliyorsa, birkaç dakikalık kısa hikayelerle başlanabilir. Hatta her kelimeyi okumak şart değil; resimler üzerinden konuşmak ya da çocuğun kendi kelimeleriyle hikaye anlatmasını istemek de etkili bir yöntem.
HarperCollins raporuna göre, 0-2 yaş arası erkek çocukların beşte birinden fazlası nadiren veya hiç kitapla buluşturulmazken, kız çocuklarında bu oran daha düşük. Bu da, erkeklerin okula başladıklarında kızların gerisinde kalmalarının nedenlerinden biri olabilir.
Russell, “Kitaplar hiçbir zaman YouTube ile rekabet edemeyecek ama ebeveynler ekran süresini azar azar azaltarak başlayabilirler.” diyor.