İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar, çok genç yaşında hayata gözlerini yumdu. Allah rahmet eylesin. Yazılanlardan öğrendim. İktidar partisinin kurucuları arasındaymış. Çağdaş dünyanın gittiği yönün tersine büyük şehir hastaneleri yapmakla övünen 15 yıllık iktidar, parti kurucusu genç bir işadamını kurtaramadı. Rahmetli İbrahim Çağlar, eşiyle hastaneye gelmiş, EKG çekmişler, “gaz sancısı” demişler, evine geri göndermişler. Yolda kalp krizinden hayatını yitirdi. Hastanenin direktörü profesör hekim, “bize elinde kolunda uyuşma, göğsünde ağrı olduğunu söyleseydi onu göndermez zorla hastanede tutardık” diyor.
Buyurun!
Suçlu ölen oldu.
Hastane yaptın!
Sürekli övünmektesin.
Hasta garantisi verdin.
Türk halkından toplanan vergilerden gitmediği, tedavi olmadığı hastaneler için gelecek yıl 2.6 milyar TL “garanti ödemesi” yapılacak.
Modelin bu.
Altı boş, içi fos.
Kurucuna bile faydan yok.
Şimdi “Ey insafsız gazeteci! Bunu böyle keskince şu acılı günde yazmanın sırası mı?” diyeceksiniz ama gazete yazarlığı bu: Acı da olsa gerçeği zamanında yazmak zorunda.

* * *

Nitekim İbrahim Çağlar’ın cenaze törenine katılan Cumhurbaşkanı, aynı günün akşamında Sarayı’nda  Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Uluslararası Akdemi Ödülleri Töreni’ne katıldı ve burada yaptığı konuşmada elektrikli  otomobil üreticisi Amerikalı  işadamı Elon Musk’ı övüp göklere çıkartan bir konuşma yaptı ve “Elektrikli otomobil acıları dindirecek” dedi. Elon Musk, Ekim ayında aniden Türkiye’ye gelip, Anıtkabir’i ziyaret etmiş, kebapçıya gidip kebap yemiş, hamama gidip kese olmuş sonra Cumhurbaşkanı ile görüşmüş ve  bu haberler gazetelerde birinci sayfalarda yayınlanarak Türk halkının kalbinde taht kuracak bir halkla ilişkiler faaliyetine dönüşmüştü.. O günlerde tam zamanıdır diyerek ben bu köşede “Amerikalı Jet Fadıl gönlümüze dokundu gitti” başlıklı bir yazı yazmıştım. Çok sayıda okurumdan benim bu yazıma; “Sen Elon Musk’ı nasıl sahtekar Jet Fadıla benzetirsin” diyen kızgınlık, kırgınlık, hakaret dolu e-posta mektuplar almıştım.
Beni cahil, dil bilmez.
Gelişmeleri incelemez.
SÖZCÜ yazarlığına yakışmaz.
Diye ağırca eleştirdiler.
Eleştiri başım üstüne.
Hepsine tek tek cevap yazdım:
“Merhaba,
Nezaketiniz,  eleştiriniz, düşünce ve tespitlerinizi benimle paylaştığınız için teşekkür ederim. Eleştiri ve düşüncelerinizden faydalanacağım. Benim yazım Elon Musk’ın yaptıkları, yapamadıkları, başardıkları, başaramadıkları üzerine yazılmış bir yazı değil. Şüphesiz Elon Musk’ın Jet Fadıl’a bire bir  benzediği noktalar azdır. Ben yazımda Türkiye’de devlet imkanlarından faydalanmak için iktidarı elinde tutanlarla yakınlık kuran  ve Türkiye’de halktan toplanan vergilerle oluşan parayı buharlaştıranlara dikkat çekmek istedim. Gazete yazarlığı, bir açıdan da şüpheleri dile getirme mesleğidir. Ben kendimden bile şüphelenirim. Elon Musk’dan da Cumhurbaşkanı’ndan da şüphelenirim. İşin aslı şu: “Yerli ve milli elektrikli otomobili yapmaya hazır beş babayiğit bulunmuşken, altıncı babayiğit (Elon Musk) ile Cumhurbaşkanı’nın buluşmasına neden ihtiyaç duyuldu? Kim aracılık etti? Beş babayiğit ile 1 başyiğit (Elon Musk) bir olup yani 6 babayiğit bizim yerli ve milli otomobilimizi birlikte mi yapacaklar? Kendi dalında çok iyi, başarılı, süper girişimci Elon Musk, aniden Türkiye’ye gelip, biz Türklerin hoşuna gitsin diye “Anıtkabir-hamam-kebap süslemesine sarılma ihtiyacını” neden duydu? Sonuçta yerli ve milli otomobil yapmak için devletten ne kadar kaynak (1 milyar dolar-2 milyar dolar, kaç milyar dolar çıkacak?” kimse bilmiyor, konuşmuyor, sormuyor. Elon Musk ile yapılan anlaşma nedir? Ödenen ya da ödenecek para nedir? Bu konuda olumlu olumsuz bilgi ve cevap alırsam onu da yazmak yazarlık çizgimin gereğidir.
Zaman hakem olsun.
Birlikte izleyelim görelim.
En iyi hakem zamandır.
Selamlar.
Necati Doğru.”

* * *

5 yerli babayiğit bulunmuşken yabancı Elon Musk’a ne ihtiyaç vardı? Cumhurbaşkanı yerli 5 babayiğite güvenmediği için mi 1 yabancı Başyiğit’i her fırsatta övüp göklere çıkartıyor?
Altı boş, içi fos mu?
Doktorum nerede?
Elon Musk ne aldı?