Fransız ordusunun Mısır'ı işgali sırasında Raşit (Rosetta) kasabasında bulunan Rosetta Taşı Antik Mısır hiyerogliflerinin deşifre edilmesinde çok önemli. Üzerinde hiyeroglif, demotik ve antik Yunanca olmak üzere üç farklı yazı bulunan Rosetta Taşı, bulunmasının ardından 24 yıl gibi bir sürede çözüldü.
Taş her ne kadar Fransızlar tarafından bulunmuş olsa da, Napolyon'un yenilgisi ile birlikte İngilizler tarafından ele geçirilmiş ve 1802 yılında Britanya Müzesi'ne getirilmiştir. Günümüzde Mısır hükümeti, bu tarihi taşın iadesini talep etmektedir.
NAPOLYON ORDUSU TARAFINDAN KEŞFEDİLDİ
Üzerinde hem hiyeroglif, hem demotik, hem de antik Yunanca yazıtlar bulunan Rosetta Taşı, Jean-François Champollion tarafından incelenmiş ve Mısır'ın kadim yazı sisteminin çözülmesine olanak sağlamıştır.
Rosetta Taşı, MÖ 196 yılında yazıldığı tahmin edilen ve antik Mısır hiyerogliflerinin çözülmesinde büyük bir rol oynayan önemli bir tarihi eserdir. 1799 yılında Mısır'ın Reşid kasabası yakınlarında, Napolyon'un ordusu tarafından yapılan kazılar sırasında keşfedildi. Ancak Napolyon'un Mısır'da yenilmesinin ardından, 1801'de imzalanan "İskenderiye'nin Bırakılması Anlaşması" ile bu değerli taş ve diğer buluntular İngilizlerin kontrolüne geçti.
Rosetta Taşı, 1802 yılında İngiltere'nin Portsmouth Limanı'na getirildi ve aynı yıl Kral III. George'un emriyle British Museum'da sergilenmeye başlandı.
Rosetta Taşı, dünyanın en meşhur tarihi yazıtlarından biri olmasının ardından dünyanın bilinen en eski çok dilli yazıtıdır.
760 KG AĞIRLIĞINDA
Rosetta Taşı, yaklaşık 760 kg ağırlığında ve 72 cm genişliğinde olup, granit veya siyah bazalttan oluştuğu tahmin edilmektedir. Taşın üzerindeki yazıtlar, Antik Yunanca, demotik ve hiyerogliflerden oluşmaktadır. Antik Yunanca yazıyı çözebilen uzmanlar, bu dili kullanarak hiyerogliflerin sırrını çözmeye başladılar.
İngiliz fizikçi Thomas Young, Rosetta Taşı'ndaki hiyeroglif yazısında Kral Ptolemy'nin isminin geçtiğini tespit eden ilk kişiydi.
Rosetta Taşı’nın şifresi, 27 Eylül 1822'de Fransız arkeolog Jean-François Champollion tarafından deşifre edildi.
Champollion, hiyerogliflerin güncel Mısır kıpti dilindeki sesleri gösterdiğini keşfetti ve bu sayede Antik Mısır yazı sisteminin büyük bir bölümü çözüldü. Bu keşif, Mısırbilim adı verilen bilim dalının doğmasına yol açarak Antik Mısır dilini ve kültürünü daha derinlemesine incelememize olanak sağladı.
ÜC ESKİ METİN YAZIYOR
Ünlü Rosetta Taşı, iki Mısır ve bir Yunan olmak üzere üç eski metin ile yazılmış.
Taş tam değildi; daha büyük bir levhanın kırık bir parçasıydı. Ancak kırık olan üst kısmındaki hiyerogliflerin büyük bir kısmı eksik olsa da, taş üzerine üç farklı yazı türüyle aynı mesaj kazınmıştı – eski Yunanca; Mısır hiyeroglifleri; ve Mısır demotik yazısı (Mısırlıların MÖ 7. yüzyıl ile MS 5. yüzyıl arasında kullandığı el yazısı).
Rosetta Taşı'nda üç farklı yazı türünün yer almasının nedeni, Büyük İskender'in generallerinden biri olan I. Ptolemaios Soter'in mirasına dayanır. Taş üzerindeki Yunanca metin, İskender'in Mısır'ı fethettikten sonra kurulan Ptolemaik Hanedanı ile bağlantılıdır. MÖ 332'de İskender'in Mısır'ı ele geçirmesinin ardından, ölümünden dokuz yıl sonra, generallerinden I. Ptolemaios Soter Mısır'ın kontrolünü ele aldı. Bu hanedan, Yunanca konuşan Makedon bir lider tarafından yönetiliyordu, bu nedenle taş üzerinde Yunanca, demotik ve hiyeroglif yazılar yer alıyordu.
Ptolemaios soyunun en tanınmış üyelerinden biri olan Kleopatra, bu hanedanın son aktif hükümdarıydı ve MÖ 30'da ölmesiyle Ptolemaik Hanedan sona erdi. Rosetta Taşı, Mısır’ın hem Yunan, hem yerel, hem de dinî kesimleri tarafından anlaşılabilmesi amacıyla bu üç farklı yazı türünü içermekteydi.
RAHİP KONSEYİ TARAFINDAN YAZILDI
Rosetta Taşı üzerindeki yazıt, büyük olasılıkla Kahire'nin güneyinde yer alan eski Mısır başkenti Memphis'teki bir rahipler konseyi tarafından yazılmıştır. Bu yazı, MÖ 196 yılında tahtı henüz 5 yaşında devralan ve resmi olarak 13 yaşında taç giyen V. Ptolemaios Epiphanes'in (MÖ 210-180) tahta çıkışının dokuzuncu yılında hazırlanmıştır. Yazı, Ptolemaios'un Mısır hükümdarı olarak taç giyme törenini kutlamak amacıyla oyulmuştur.
Rosetta Taşı üzerindeki yazıt, Mısır genelinde dikilen diğer taşlardaki resmi bildirilerde izlenen önceki bir modele dayanıyordu. Uzmanlara göre, bu uygulamanın bir örneği, IV. Ptolemaios Philopator'un MÖ 217'deki Raphia Savaşı sonrasında yayımladığı kararnameydi. Benzer şekilde, MÖ 238'de III. Ptolemaios Euergetes tarafından yayımlanan Canopus Kararnamesi de üç dilli olarak hazırlanmıştı.
Bu tür kararnameler, her ne kadar zorunlu bir uygulama olmasa da, bir emsal niteliği taşıyordu. Scalf’ın belirttiği gibi, Rosetta Taşı'ndaki yazıt da bu yerleşik geleneği takip etti ve önemli hükümet kararlarını farklı dil gruplarına iletmek için üç dilde yazıldı. Bu, hem Mısır’ın yerli halkına hem de Yunanca konuşan yöneticilere hitap etme amacı taşıyordu.
Rosetta Taşı, Mısır hükümdarı V. Ptolemaios Epiphanes'in çeşitli başarılarını ve reformlarını kayıt altına alır. Bu yazıt, kralın tapınaklara yaptığı cömert hediyeler, vergi indirimleri ve Mısır’daki iç isyanların bir kısmının bastırılması gibi başarıları kataloglayarak, hükümdarın hem halkı hem de rahipler tarafından ne denli takdir edildiğini vurgular.