1960'larda Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Sovyetler Birliği (SSCB) uzaya olduğu kadar yeryüzünün derinliklerine ulaşma konusunda da rekabet halindeydi. Amerikalılar, Meksika açıklarında "Project Mohole" adıyla deniz tabanında sondaj yaparken, Sovyetler ise Kuzey Kutbu'na yakın Murmansk bölgesinde Kola Yarımadası'nda bu devasa sondajı başlattı.
12.262 METREYE İNEREK REKOR KIRDILAR
24 Mayıs 1970'te başlayan kazı, Dünya'nın kabuğunu mümkün olduğunca delmeyi hedefliyordu. 1979'a gelindiğinde 9,5 kilometre derinlikle tüm dünya rekorlarını kırdı. Tarihler 1989'u gösterdiğinde ise 12.262 metreye ulaşarak hala kırılmamış bir rekora imza attı.
BU YÜZDEN KAZMAYI BIRAKMIŞLAR
Ancak Sovyet bilim insanları, kazı derinleştikçe beklenmedik bir sıcaklık gerçeğiyle karşılaştı. yeraltı sıcaklığı 180°C'yi bulmuştu. Bu sıcaklık metal ekipmanları büküyor, sondaj borularını eritiyor ve makineleri devre dışı bırakıyordu.
Finansman tükendiğinde ve kayalar yumuşamaya başlayınca Sovyetler projeyi 1992'de durdurdu. Delik, 2005 yılında ise tamamen mühürlendi ve bugün tundranın altında sessizce duruyor.
BENZERSİZ KEŞİFLERE ÖNCÜ OLDU
Kola sondajı, bilim dünyası için benzersiz keşifler sağladı. bilim insanları beklenenden çok daha derinde sıvı su dolu tuzlu çatlaklar buldu. Bu da yer kabuğunun düşündüklerinden daha geçirgen olduğunu gösterdi.
Ayrıca 2 milyar yıl öncesine ait tek hücreli deniz canlılarına ait fosiller keşfedildi. Bu bulgular, yeryüzünde yaşamın nasıl evrildiğine dair yeni ipuçları sundu.
Bilim insanı Dr. Ulrich Harms, "Bu tür sondajlar; depremler, volkanik hareketler ve yeraltı ısısı gibi doğa olaylarını anlamamız için paha biçilmez veriler sağlıyor" dedi.
DAHA DERİNE NASIL İNİLİR?
Uzmanlara göre 12 kilometreden daha derine inebilmek için çok daha gelişmiş bir teknoloji gerekiyor. Çünkü o seviyelerde sıcaklık 250°C'yi aşabiliyor ve metal, taş, hatta elmas uçlu matkaplar bile dayanamayabiliyor.
Bilim insanları gelecekte, yer kabuğu ile manto arasındaki sınırı geçerek Dünya'nın iç yapısını daha iyi anlamayı hedefliyor.