Vücutta doğal olarak üretilen kolajen “yapıştırıcı” anlamındaki Yunanca “kólla” kelimesinden gelir. Çünkü kolajenin güçlü lifleri, cilt kadar vücuttaki kemik, tendon, bağ, organ ve kasları bir arada tutmak için yapıştırıcı gibi çalışır.
Bu protein, yaşam tarzımız özellikle de beslenme alışkanlıklarımız ve yaşlanmayla birlikte vücutta azalır. Dolayısıyla ciltte sarkmalar, kırışıklıklar, diz ve sırt ağrıları, kireçlenmeler, kemik erimesi gibi sorunlarda etkin rol oynar. Bu yüzden vücutta azalan kolajeni yerine koymamız gerektiğini belirten Uzman Diyetisyen Merve Öz, bunun doğal yollarını açıkladı:

Merve Öz
NEDEN AZALIR?
Kolajen yaşlanmayla birlikte vücutta giderek azalır. Ancak şu faktörler de kolajeni daha hızlı azaltır…
- Sigara, pasif içicilik ve alkol,
- İlave şeker ve ultra işlenmiş gıdalarla beslenmek (Bunlar kolajenin çevredeki hücreler ve proteinlerle etkileşime girme yeteneğini engelleyen glikasyon adı verilen bir sürece katkıda bulunarak erken yaşlanmaya yol açabilir),
- Aşırı güneşe maruz kalmak.
5 ÖNEMLİ TİPİ
Vücudumuzda, farklı görevleri olan 16 tür kolajen proteini bulunur. Birçoğu Tip 1, 2 veya 3’tür
- TİP 1: Vücuttaki toplam kolajenin % 90’ını oluşturur. Kemik, cilt, tendon, bağ dokuları ve organlarda bulunur. Güçlü ve esnek bir yapı sağlar.
- TİP 2: Kıkırdak dokusunda yoğun olarak bulunur. Eklemler ve omurgadaki diskler için kritik öneme sahiptir.
- TİP 3: Deri, kan damarları, bağırsak duvarı ve organların destekleyici bağ dokusunda yer alır. Tip I ile birlikte çalışarak cilde esneklik kazandırır.
- TİP 4: Hücreleri çevreleyen bazal membranlarda bulunur ve hücresel filtreleme işlevi görür.
- TİP 5: Saç, kornea ve plasenta gibi dokularda bulunur ve Tip 1 ve 3’ün organizasyonunda rol oynar.
Kolajen
Takviye gerekir mi?
Son yıllarda hayli popüler olan kolajen takviyeleri bilinçsizce kullanılıyor. Oysa bu takviyeler de diğerleri gibi gelişigüzel alınmamalı. Çünkü önemli sağlık sorunlarına yol açabilirler. Ayrıca merdiven altı üretilen birçok kolajen takviyesinin içeriği de bilinmiyor. Dolayısıyla doktora danışılmadan kesinlikle kullanılmamalı, bu protein dengeli bir beslenmeyle gıdalardan karşılanmalıdır.
Hangi gıdalarda bulunur?
Kolajen üretimini destekleyen hammaddeleri sağlayan birçok gıda var. Bunlar prolin, glisin ve lisin amino asitlerini içerir. Ayrıca C vitamini, çinko ve bakır da gereklidir. Bu amino asitleri, vitaminleri ve mineralleri içeren gıdalar şunlardır:
- Kemik suyu (Vücudun hemen kullanabileceği biyolojik bir kolajen formu içermektedir)
- Tavuk, balık, yumurta beyazı ve yer fıstığı (prolin ve glisin yönünden zengindir)
- Narenciyeler, kivi, brokoli, Brüksel lahanası, patates (C vitamini, kolajen öncüsü olan pro-kolajen üretimine yardımcıdır)
- Mor/kırmızı meyveler
- Tropik meyveler
- Sarımsak (sülfür içeriği, kolajen yıkımını engellemeye yardım eder)
- Koyu yeşil yapraklı sebzeler (klorofil, kolajenin öncüsünü artırmaya yardımcıdır)
- Fasulye (içerdiği lisin, kolajen üretimine yardımcı bir amino asittir)
- Kabak çekirdeği, ceviz, bitter çikolata, deniz ürünleri, baklagiller, beyaz-kırmızı et, (bu gıdalarda bulunan çinko ve bakır kolajen üretimini sağlayan önemli minerallerdir.)
İŞTE FAYDALARI
Kolajenin genel vücut sağlığına katkıları şöyle sıralanabilir:
- Cildi yeniler: Kolajen cildin elastikiyetini ve nemini artırarak kırışıklık görünümünü azaltır.
Saç ve tırnakları güçlendirmede de etkilidir.
- Kemik sağlığını iyileştirip eklem ağrılarını giderir: Eklem sağlığını destekleyerek kireçlenme semptomlarını azaltır. Kemik kaybını ve yıkımını da önlemeye yardımcı olur.
- Kas kütlesini artırır: Kolajen iskelet kaslarının en önemli bileşenidir. Bu nedenle yaşla birlikte kas kütlesi ve gücünde azalmayı (sarkopeni) önlemeye yardımcı olur.
- Kalp hastalıkları riskini azaltır: Yeterli kolajen miktarıyla birlikte damar sertlikleri önlenebilir ve kan yağ düzeyleri iyileşebilir.
- Bağırsaklara iyi gelir:
Sızdıran bağırsak sendromunu düzeltir, bağırsak geçirgenliğini düzenlemede etkili olur.