Yıllardır bir klişe olarak tekrarlanan "Stres saç döker" ifadesi, nihayet bilimsel temele oturdu. Bilim, stresin kortizol seviyelerini yükselterek saç döngüsünü bozduğunu bilse de, bu durumun tam olarak nasıl gerçekleştiği bir muammaydı. Cell Dergisi'nde yayımlanan çığır açıcı bir çalışma, bu eksik halkayı buldu ve gelecekteki saç dökülmesi tedavileri için yeni bir kapı araladı.

Araştırma, genel kanının aksine suçlunun sadece 'stres hormonu' kortizol olmadığını, sinir sistemindeki elektriksel aşırı yüklenmenin doğrudan saç hücrelerini etkilediğini gösteriyor.

Stres anında devreye giren sempatik sinir sistemi (savaş ya da kaç sistemi), güçlü bir vazokonstriktör olan epinefrin veya norepinefrin üretiyor. Uzmanlara göre, işte tam bu madde, saç köklerine ulaştığında, saç yenilenmesinden sorumlu kök hücreler için adeta bir zehir gibi etki ediyor.

Mitokondriler ölüyor, üretim çöküyor

Saç folikülü hücrelerinin çalışması için gerekli enerjiyi üreten organeller mitokondrilerdir. Çalışma, norepinefrin hücrelere ulaştığında bu mitokondrilerin öldüğünü ve dolayısıyla enerjisiz kalan saç üretim sisteminin çöktüğünü ortaya koydu.

Fareler üzerinde yapılan deneylerde, norepinefrinin hücrelere giriş noktalarının bloke edilmesiyle saç dökülmesinin engellenebildiği görüldü.

Norepinefrin etkisi dışında, stresin kendi savunma mekanizmalarımızı da harekete geçirdiği belirtiliyor. Stres, saç folikülü çevresindeki bağışıklık sistemini uyararak, vücudun kendi saç foliküllerine yabancıymış gibi saldırdığı otoimmün bir hastalık olan alopesi areata için yaygın bir tetikleyici haline geliyor.

Bu bilimsel keşif, estetik ve farmakoloji dünyası için büyük bir umut ışığı yakıyor. Artık bilim insanları, vücudun hayati önem taşıyan diğer kısımlarını etkilemeden, norepinefrinin bu hücreler üzerindeki etkisini engellemenin yollarını arayabilir.