CHP Milletvekili Tuncay Özkan, Nil Soysal’ın sorularını yanıtladı. “Türkiye’nin özgürlüğünü elinden alanlar mutlaka hesap verecek” dedi.
Seçim güvenliği tartışılır hale geldi. 1 Kasım’da seçim yapılabilecek mi? Özkan’ın yanıtı net: Yapılacak Adalet ve özgürlük isteyen vicdan sahibi herkes, iktidarın karşısına çıkacak. Bu düzen artık değişecek
Kumpas olduğu ortaya çıkan Ergenekon davasından 517 günü hücrede olmak üzere 6 yıl Silivri Cezaevi’nde kalan ve Mart 2014’teki tahliyesinin ardından 7 Haziran seçimlerinde CHP’den İzmir Milletvekili seçilen Tuncay Özkan ile hem milletvekili, hem de eski bir gazeteci olarak konuştum. Açıkçası her günün bir öncekinden daha karanlık geçtiği şu ortamda, onun içindeki umut, benim de içime su serpti...
‘AT İZİ ARTIK İT İZİNE KARIŞTI’
- Bu iktidar döneminde yıllarca cezaevinde yatmış biri olarak SÖZCÜ ve yazarlarına, medyaya yapılan baskıyı nasıl değerlendirdiniz?
Türkiye’de özgürlükler alanında bizim en önemli nefes alma yerimiz SÖZCÜ’dür. SÖZCÜ’nün varlığı ve varlığının devamı, bizim özgürlüğümüzün devamı ile eşittir. Devam etmekte olan süreçte eğer SÖZCÜ’ye, SÖZCÜ’nün ortadan kalkmasına, oradaki arkadaşlarımızın kendilerini ifade etmesine, bizim SÖZCÜ aracılığıyla kendimizi ifade etmemize engel olurlarsa, o zaman her şey bambaşka olur. Bugün Türkiye’de biraz at izi, it izine karıştı. İktidardakiler kendi çıkarlarını korumak adına pek çok şey yapıyorlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, SÖZCÜ’nün susturulması söz konusu bile olamaz. Öldürdüler yüzlerce aydınımızı, bitirebildiler mi bizi? Öldükçe daha çok büyürüz. Bizi atarlar içeriye, biz zindanları okul haline çeviririz. Tecrit ederler, ölümümüzü beklerler, bizi tabutluklara koyarlar, dirilir geri geliriz. Bizim bunlardan korkumuz ve kaygımız yok. Bizim mücadelemiz; 78 milyon insanımızı adalet içinde, özgürlük içinde, barış içinde, refah içinde yaşatma mücadelesi. Bu dayattıkları düzen yıkıldı, her şey değişiyor. Bu değişim içersinde benim de gördüğüm en net şey şu; bundan sonra özgür bir Türkiye gelecek.
- Terör eylemleri artarak devam ediyor. Bu ortamda en çok tartışılan konu da 1 Kasım seçimleri yapılabilecek mi?.. Sizce?
Yapılacak. Aksi ihtimalden Allah Türkiye’yi korusun! Ama bu hükümet seçim güvenliğini sağlayacak mı diye sorarsanız; sağlayamayacak! Doğu’da, Güneydoğu’da ve büyük kentlerde sorunlar yaşayacağız. Çünkü bunlar hazırlıksız, koordinesiz, düşmüş bir iktidarın kuyruğunu oluşturuyorlar. Bu hükümetin meşruiyeti bile yok. Bu aslında bir seçim hükümeti değil, düpedüz bir gasp hükümetidir. CHP iktidarının gasp edilmesidir. Bugün yaşadığımız her şey; cumhuriyet düşmanlığının ve karşıtlığının ürünüdür. Mustafa Kemal’in askeri olan, Cumhuriyet ülküsüne bağlı olan, adalet, özgürlük ve barış isteyen vicdan sahibi her vatandaşın mutlaka ve mutlaka bu iktidarın karşısına çelik bir irade olarak çıkması lazım. Biz Türkiye’yi bu ahlaksız, erdemsiz, onursuz siyasi yapıdan kurtarmaya kararlıyız ve bunu başaracağız. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
‘DEKORUN ARKASI CEHENNEM’
- 7 Haziran’da olmayan soldaki ittifak bu defa gerçekleşir mi?
Bakın bu defa tek bir oy kaybına dahi tahammül etmeden, herkesin Atatürk’ün partisinde, CHP’de birleşmesi gerekiyor. Ben de buradan sesleniyorum; “Gelin el ele verelim, gelin yürek yüreğe olalım.” AKP’ye oy veren değerli yurttaşlara da sesleniyorum; Bunun bir tuzak olduğunu anlayın artık. Hayal bitti. Bu dekorun arkası cehennem! Bunu herkes görsün.
‘HALKIN SEVGİSİ ALTINDA EZİLİYORUM’
Tuncay Özkan, Ergenekon kumpasında 6 yıl tutsak kaldı. Cezaevinden çıktıktan sonra halkın yoğun ilgisi ile karşı karşıya olduğunu söyleyen Özkan, “Bu sevginin altında eziliyorum” dedi.
Bize ‘kaçacak’ diyenler bugün kaçacak durumda
- Koza İpek Grubu’na yapılan baskında, grubun Yönetim Kurulu Başkan’ı Akın İpek’in annesinin “Bu kardeş kavgasıdır” sözlerinden ne anladınız?
Kardeş kavgası işte... Akın İpek’in annesinin söylediği laf üzerine çok fazla bir şey söylemeye gerek yok. Ama ben özgür medya deyince özgürlüğü sadece kendimiz için algılamıyorum. Dün bizim sesimizi kısmak isteyenler, bugün kendi sesleri kısılıyor olduğu için mücadele ederlerken, biz de onların seslerinin çıkması için mücadele ediyoruz. Her düşünce silaha bulaşmadığı sürece, hiçbir yasakla karşılaşmadan yayınını sürdürmelidir. Biz ifade özgürlüğünü kendimiz için ne kadar çok istiyorsak, başkaları için de o kadar çok istiyoruz.
- Interpol’den ret gelmeseydi, o dönemde sizi sorgulayan Zekeriya Öz bugün kırmızı bültenle aranıyor olacaktı. Nasıl yorumluyorsunuz?
Zekeriya Öz benim midemi bulandırıyor. O kadar kirli bir maşa ki... O kadar hukuktan, adaletten, haktan uzak ki. İşin en ironik ve trajik tarafı; biz içerdeyken kaçacaklardı, hazırlık yapıyorlardı diye yayın yapanların hepsi bugün kaçak durumda! Ama bunların hepsi hesap verecek. Türkiye’nin özgürlüğü, barışı elinden alındı. Kimse bunun hesabını vermeden bir yere gitmeyi düşünmesin.