Yurt dışı ziyaretleri sonrası Türkiye'ye dönen Başbakan Ahmet Davutoğlu uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Paralel yapıyla mücadeleden, AYM'nin seçim barajı kararına kadar birçok konuda açıklamalarda bulunan Davutoğlu 'kişisel yaşamı'na ilişkin de soruları yanıtladı. Davutoğlu "Ben yattıktan sonra, uzun süre ertesi gün yapacağım konuşmayı düşünürüm. Birçok konuşma kendi hitabım. Yazılı metin oluyor bazen ama genelde kendim zihnimde kurmadan çıkıp konuşmam. O takılır zihninize, uyuyamazsınız" dedi.

Kendisiyle, çevresiyle barışık insanın başlı başına bir güç olduğunu dile getiren Davutoğlu, şunları anlattı:

"Eve gittiğimde, kapıyı kapattığımda, yaptığım ilk şey, gece bir de olsa iki de olsa gider çocukları, kaç yaşında olurlarsa olsunlar... Geçen Amerika'dan gelen kızım evli, torunum var. Mutlaka çocukları, torunları gider, uykularında öperim. Daha çocukları gece gelip de öpmeden uyuduğum vaki değildir. O çocuk, onu hisseder. Kendinizle, çevrenizle barışıksanız bu en büyük şey. İkincisi, yaptığınız işi aşkla yapacaksınız. Aşkla bir işe yoğunlaşan birinden daha verimli ikinci bir kişi yoktur. Kendisiyle barışık olandan daha güçlü kimse yoktur, yaptığı işi aşkla yapandan daha verimli kimse yoktur. Bir işi ucundan tutarsanız, aşkla sarılmazsanız o iş sizi bir müddet sonra yorar ve yener. Ama siz o işe aşkla sarılırsanız... Aşk bizde sadece ikili bir ilişki anlamında... O da çok kutsaldır."

"YEMEK YAPMAYI BİLMİYORUM"

"Yemek yapıyor musunuz?" sorusuna, Davutoğlu, "Ben çok kötüyümdür yemek yapmakta. Hiçbir şey bilmem" karşılığını verdi.

Aile gelenekleri kapsamında, annesinin, kendisini mutfağa sokmadığını belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Sonra da Sare Hanım gibi iyi bir aşçı, düzenli bir eşe sahip olunca hiç ihtiyaç hissetmedim. Yalnız, bazen yalnız kaldığımda yaptığım... Çocuklar bir araya geldiğinde, 'Baba ne olur, peynirli yumurta yap' derler. Çok iyi yaparım, 3-4 peyniri karıştırarak. O da Malezya'da yalnız kaldığımda geliştirdiğim birşey. Çünkü evdeyim, hanım Türkiye'ye döndü. 5-6 ay yalnız kaldım. Baktım, birşeyler yapmak lazım. Bunu, omlet ama değişik usullerle yaparım. Hanım aradı, 'Ne yapıyorsun, ne yiyorsun, ne içiyorsun? Diyorum, hergün bir başka yemek yiyorum. 'Ne yapıyorsun?' Birgün peynirli yumurta, ikinci gün yumurtalı peynir, üçüncü gün sadece yumurta, dördüncü gün de bir arkadaşıma misafirliğe gidiyorum dedim. Yumurtanın dozunu yükseltirsem, bu peynirli yumurta oluyor. Peynirin dozunu yükseltirsem, yumurtalı peynir oluyor. Bazen çocuklar bir araya gelir, 'Baba ne olur bize onu yap' der ve aşkla yerler. Dolayısıyla başka, hiçbir yemek... O konuda cahilim, keşke yapabilseydim o da bir sanat ama pek şeyimiz yok."

"Severek yaptığınız bir işten yorulduğunuzda, dinlenme ihtiyacı hissettiğinizde bir kenara çekilip atıl durmaktansa, sevdiğiniz başka bir işi yapın" tavsiyesinde bulunan Davutoğlu, iş değiştirmenin, insanı dinlendirdiğini söyledi.

PROMPTER AÇIKLAMASI!

Başbakan Davutoğlu, yoğun temponun, "kenara çekilip dinleneyim" dediğinde zihninden gitmediğini belirterek, "Ben yattıktan sonra, uzun süre ertesi gün yapacağım konuşmayı düşünürüm. Birçok konuşma kendi hitabım. Yazılı metin oluyor bazen ama genelde kendim zihnimde kurmadan çıkıp konuşmam. O takılır zihninize, uyuyamazsınız" dedi.

Kitap okumaya veya yazmaya başladığında bütün herşeyi unuttuğunu belirten Davutoğlu, hobinin dinlendirdiğini söyledi. Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Osmanlı sultanlarının bir meslek sahibi olmasının arkasındaki sırlardan biri de budur. Yorulduğu zaman Sultan Abdulhamit marangoz işi yapıyor, başka biri şiir yazıyor, bir başkası elmas, mücevher işi yapıyor. Ve orada dinleniyor. Bizim çocukların, benden gözlemle öğrendikleri birşey var, ben kitap okurken ya da yazarken bana kim ne derse desin, evet derim. Bir an önce beni yalnız bıraksın diye. Çocuklar zor izinleri, benden o dönemde, o saatte alırlar. Sonra Sare Hanım telaşla gelir, 'Nasıl izin verdin?' Vallahi hiç hatırlamıyorum derim. Çocuklar o arada izni koparırlar. Dolayısıyla size tavsiyem, muhabirlikten, yaptığınız işten yorulduğunuzda kendinize bir hobi ya da iş bulun. Ne olursa olsun, ama kesinlikle atıl durmayın. Atıl durmak insanı dinlendirmez, daha fazla yorar. Ya bir müzikle ruhunuzu dinlendirin... Başka dinlenme yolları da var ama onları başka bir sefer, arkası yarın şeklinde anlatıyım." (AA)