Sevgili okuyucularım, dün bizim gazetede arkadaşımız Ali Ekber Ertürk’ün çok ilginç bir haberi yer almıştı. Sanırım okumuşsunuzdur.
Diyanet fetva yayınlamış, her türlü piyango ve şans oyununun günah olduğunu açıklamış.
Tam da Milli Piyango’nun yılbaşı çekilişi öncesinde!
Fetvanın tam metnini size aynen iletiyorum:
“Piyango, toto, loto, iddia gibi şans oyunları oynamanın (dinimizdeki) hükmü nedir?
Taraflardan birisinin kazanıp diğerinin kaybetmesi esasına dayalı bütün şans oyunları kumar kapsamında değerlendirilip (dinimizde) haram kılınmıştır. Zira bir taraf kaybederken diğer taraf hak etmeden kazanmaktadır.
Buna göre şans faktörüne dayalı olan piyango, toto, loto, iddia, müşterek bahis, (at yarışında) ganyan gibi tertip ve oyunlar kumardır ve (kazanılan para) haramdır.
Bu tür kumarların geniş kitlelerin iştirak etmesi sebebiyle zararı daha da yaygın olmaktadır. (Sonra pek anlaşılır gibi olmasa da bu hükmün referansı veriliyor:) İbn Nüceym, el Bahru’r-raik, VIII, 554-555, İbn Kudame el Muğni IV, 194.
Bu tür oyunların hasılatından bazı kuruluş ve hayır kurumlarının yararlanması, onları meşru (yasal) hale getirmez ve haramlık hükmünü değiştirmez.
Bu yollardan biriyle elde edilen kazançlar, sevap beklenmeyerek yoksullara ve hayır kurumlarına verilmelidir. Zira Hz. Peygamber bu tür haram kazançların ve güya sadaka olarak verilmesinin mümkün olmayacağını haber vermiştir. Ahmet b. Hanbel, Müsned, VI, 189.”

* * *

Ben bu fetvanın anlamını tam olarak çıkaramadım!
Birincisi, bu oyunlar kumar değildir. Kumar olması için bir tarafın öbür tarafı ütmesi, zarara sokması ve onun sırtından para kazanması gerekir. Oysa bu oyunlarda parayı bastıran, kendi şansını denemektedir. Kazanmadığı sürece sadece kendisini, kendi özgür iradesiyle zarara sokmuş olur.
İkincisi, peygamberimiz zamanında piyango, toto, loto, at yarışı vesaire gibi şans oyunları var mıydı? Bunların Kur’an’da yeri var mıdır? (Bilmiyorum ama bence olmaması gerekir.)
Bu konuyu daha fazla uzatmak gereksiz.

* * *

Şimdi sıra geldi Diyanet’in başındaki Mehmet Görmez’e bazı sorular sormaya...
- Hocam, bu şans oyunlarını senin devletin ve hükümetin oynatıyor ve bu işten çok büyük paralar kazanıyor. Eğer günahsa, buna nasıl göz yumuyor? Bu konuda hükümeti resmen uyarmayı düşünür müsün?
- Senin fetva tam da piyangonun yılbaşı çekilişi öncesine denk geldi! Yüz binlerce bilet şimdiden satılmış durumda. Devlet bu çekilişten sonsuz para kazanacak. Bu paraların bir bölümü hayır kurumlarına gidecek. O halde AKP hükümetlerine “Günahkâr” diyebilir misin? Bu hükümetlerin dinimize saygısızlık ettiğini, onun emirlerini çiğnediğini açıkça söyleyebilir misin? Elbette söyleyemezsin, sadece göstermelik fetvalar yayınlamakla yetinirsin!
- Hocam, bu ülkede işsizlik, açlık, perişanlık almış başını gidiyor. Toplumun büyük bölümü meteliğe kurşun atıyor. Senin fetvada adı geçen şans oyunlarını düzenli oynayan milyonlarca insanımızın günahkar olduğunu ve haram kazanç peşinde koştuğunu ilan edip onları suçlamak sana yakışır mı?

* * *

Diyanet, ne yazık ki günümüz siyasi iktidarının arka bahçesi olmuştur. Elinde sonsuz para kaynağı var.
Devlet bütçesinden en büyük payı orası alıyor.
Ama günün birinde Diyanet şöyle bir fetva yayınlamıyor:
“Devlet işlerinde yolsuzluk yapmak, adam kayırmak, yandaş işadamlarına kıyak yapıp onların para hortumlamasını sağlamak, dinimizi siyasete alet etmek, din tüccarlığı yapmak, iki günde bir kürsülere çıkıp Allah, Peygamber diye bağırmak günahtır...”
Günün birinde belki onu da görürüz!


Ve anaya söven imam!..


Sevgili okuyucularım, şimdi size bu Diyanet’ten bir başka örneği yüzüm kızararak, yeniden ve kaçıncı kez iletiyorum.
Ankara’nın göbeğindeki Balgat SGK Camii’nde Diyanet’in bir imamı var.
Adı Elvan Bal.
Devletin imamı.
Bu adam, 10 Kasım günü burada çıkan Atatürk yazım sonrasında Facebook sayfasında bir de kocaman fotoğrafımı kullanıp ölmüş anama sövdü. İfadesi aynen şöyle idi:
“Bu yazıyı okuduktan sonra aynen şöyle dedim: Vay o. çocuğu (Orospu çocuğu) vay. Senin Bizans artığı bir pislik olduğunu zaten biliyorduk dedim.”

* * *

Bu olay geçtiğimiz kasım ayında oldu. Bu adamı belgeleriyle birlikte savcılığa şikayet ettik, henüz sonuç yok!
Aynı zamanda, bağlı olduğu Diyanet’e şikayet ettik. Bu konuyu burada tam beş kez yazdım, Diyanet’ten yine tık yok.
Mehmet Görmez Bey imamının “Marifetini (!)” bir türlü görmek istemedi, eli iki satırlık bir açıklama göndermeye varmadı.

* * *

Bir imam düşünün, cemaat arkasında saf durmakta ve o adam namaz kıldırmaktadır!..
Bana durup dururken orospu çocuğu diyebilen, benim ölmüş anama hiç utanmadan söven bu adam hakkında Mehmet Görmez hiçbir soruşturma açtırmadı.
Belki de kendisini çağırıp “Aferin oğlum, ellerine sağlık” demiştir!
İşte size günümüz Diyanet’inden iki ayrı tablo!
Birinde, şans oyunları oynayan milyonlarca insanımızın günahkar olduğunu iddia edecek kadar duyarlı (!) olan, ikincisinde ise başkalarının ölmüş anasına Facebook sayfasında açıktan söven imamını siyasi nedenlerle koruyup kollayacak kadar duyarsızlaşan bir Diyanet.
Yazıklar olsun.