Bu ülkede Başbakan “Terörün belini kırdık” dedikten sonra kaç şehit verdik bilen var mı?..
Daha önceki gün Amanos dağlarında PKK’nın kalleş kurşunlarına hedef olarak şehit düşen Jandarma Uzman Çavuş Ufku Demirel’in cenazesi kaldırıldı...
Şu kısacık dönemde kaç vatan evladı PKK’nın kahpe tuzaklarında ve saldırılarında yaralandı?..
Kaçı sakat kaldı?..
Kaçının kolu bacağı koptu?..
Kaçı tekerlekli iskemleye mahkum oldu?..

* * *

Davutoğlu Ahmet, “Terörün belinin kırılmasını” şehitler gelmeye devam edince tıbbi (!) olarak izah etti:
“Omurlar vardır... Tek tek kırıldı, beline kadar geldi... Bitti diyemem”
Duyan da Ahmet’i ortopedist zanneder!..
Çok dinledik bu lafları...
Ama bugüne kadar Türkiye’de terörle mücadelede hiç olmayan bu iktidarın döneminde oldu...
Türkiye terör örgütünün cephaneliği haline geldi!..

* * *

Evlere ateş düşüyor, analar kan ağlıyor, feryat ediyor, iktidar suçu valilere atıyor:
“Bu noktada bir ihmal görüyoruz”
Bu valiler Uganda’dan mı geldi?..
Teröre karşı operasyon yetkisini askerden alıp valilere kim ve neden verdi?..
Valilere verilen bu yetki, kontrolün iktidarda olması amacını taşıyordu...
“Aman ellemeyin, aman göz yumun, aman operasyon yapılmasın süreç bozulmasın”

* * *

Apo’nun yaş günü şenliklerle kutlanacak;
PKK’nın kuruluş yıldönümü kutlamaları yapılacak, asker ve polis seyredecek...
O süreçte “Askeri kışlasına, polisi karakollarına kapattınız, PKK’lı teröristler şehirlerde fink atıyor” diye onlarca yazı yazdık...
Yazdığımız için suçlandık...
PKK yol kesip kimlik kontrolü yaparken, sözde mahkemeler kurarken, vergi diye haraç toplarken seyrettiler!..
Devletin hükümranlık haklarını teröristlere teslim ettiler!..

* * *

PKK aldattı!..
Fethullah aldattı!..
Esad aldattı!..
AB aldattı!..
Putin aldattı!..
Bütün bunların kahredici bedelini halkımız ödedi, ödemeye devam ediyor...
PKK karşısında aldanmanın bedelini de gencecik fidanlar kanlarıyla, analar gözyaşlarıyla yüreklerinin yanmasıyla ödüyorlar!..
7 Haziran seçimlerine giderken bir haltmış gibi, “Olağanüstü hali biz kaldırdık” diye her yeri afişlerle donattılar, şimdi bölgede sandık güvenliği için ağlıyorlar, sokağa çıkma yasağı koyuyorlar!..

* * *

Düşünün, PKK’lar birçok yerde yolu kazıyorlar, içine bomba yerleştirip kapatıyorlar, üzerine asfalt çekiyorlar...
Nerede bu devlet?..
Nerede bu valiler, kaymakamlar, nerede bu iktidar?..
Anaların ahından kurtulamazsınız!..
Anaların iki eli yakanızdadır!..
Bu dünyada da, öteki dünyada da!..

Sandık güvenliği!..


Zoraki seçime 23 gün kaldı, bölgede mal ve can güvenliği hâlâ yok!..
İktidar bölgede devlet hakimiyetini kuramadı...
Kuramadığı için de Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) sandık taşıma isteklerini “yetkimiz yok” diye reddetmesine öfkeleniyorlar...
İddiaya göre ret kararına katılmayan bazı YSK üyeleri “Risk varsa hukukun üstüne çıkalım” derken, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin “YSK’nın sandık taşıma yetkisi olmadığını”, buna karşılık AKP’li Şeref Malkoç ise, verilen kararın hukuka ve yasalara aykırı olduğunu ileri sürüyor!..
İşe Tayyip Bey de karışıyor: “YSK seçim güvenliğini sağlamakla görevlidir. Sıkıntı çıkarsa sorumlusu olur”
YSK’nın topu, tüfeği, askeri mi var; devlet orada güvenliği sağlayamayacak, YSK sağlayacak öyle mi?..
Seçime 23 gün kaldı “Yeni Türkiye”nin şu haline bakınız!..