Her yandan saldırıya uğruyoruz.
Ermeniler bir taraftan “Soykırım” diye yırtınıyor, dünya kamuoyunu etkileyip Türkiye aleyhine kararlar aldırıyor...
Bir taraftan da Rumlar ve Yunanlılar sıkıştırıyor, Kıbrıs’ta işler iyi gitmiyor!
Bu arada Yunanistan Ege’deki Türk adalarını hayasızca işgale devam ediyor.
AKP iktidarı bütün bunlara karşı seyirci!
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun nedense sesi soluğu çıkmıyor.
Neredesin ey Başbakan! Konuşsana! Türk topraklarını Yunanistan’a mı bırakacaksın?
Halkımız o kadar aptal değil...
7 Haziran’da seçmenin, bu yönetimin vatan topraklarını korumaktaki aczini değerlendireceğini umuyorum.

* * *

Ege’deki 16 Türk adası sorununu iyi bilen Albay Ümit Yalım, emekli olduktan sonra da işgal olaylarını izlemeye devam etti.
Ümit Yalım:
“AKP iktidarı, Yunan güçlerinin, Eşek Adası ve diğer adalardan çekilmesi için Yunanistan’a da, Avrupa Birliği’ne de ‘Nota’ vermiş değil! Bu konuda hiçbir girişim yok. Açıkça görünen şudur:
İktidar, vatan topraklarını alenen Yunanistan’a teslim etmiştir. Durum ne yazık ki böyledir. Bunu seçim arifesinde herkesin bilmesinde yarar var!” diyor.
Biz de soruyoruz:
Bu ülkede, işgalcilere “Dur” diyecek kararlı bir Başbakan yok mu?

“Ege’de gri bölgeler kanla boyanır!”

Türkiye’de AKP iktidarı ve Başbakan sessiz kaldıkça Yunanlılar’ın ayranı kabarıyor ve Ege’deki Türk adalarına iyice sahip çıkıyor.
Yunan Savunma Bakanı Kommenos, kısa bir süre önce şımarık bir tavırla:
“Ege bir Yunan denizidir.” dedi ve ekledi:
“Denizlerin sınırı, karasuları, sahası, yeraltı uzantıları vardır ve Ege’de hiçbir yer ihtilaflı değildir.
Ege ve Doğu Akdeniz bölgesindeki adaların ve adacıkların statüsü ile ilgili bir kuşku yoktur. Hepsi Yunanistan’ındır.
Gri bölgeler mevcut değildir. Haritalar üzerinde çizilmek istenen gri bölgeler, kurşun kalemlerle değil, ancak halkların kanı ve tarihle boyanır!”

* * *

Ne demek istiyor saygısız Yunanlı?
Bu sözlerle Yunan Savunma Bakanı Kommenos, Türkiye’ye açıkça meydan okuyor ama bizim iktidardan bu şirretliğe karşı en ufak bir cevap çıkmıyor!
Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu beyler nerede?
Bu milli konuda neden sesleri solukları çıkmıyor?
Yunanlılar atıp tutarken, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni hiçe sayıp adalarımızı işgal ederken neden ortalıkta yoklar?

Masum Türker “Kimse bizi küçümsemesin!” diyor

7 Haziran seçimlerinde 20 parti mücadele edecek.
Doğal olarak AKP, CHP ve MHP milletvekilliklerini paylaşacaklar.
Kürt hareketini temsil eden HDP’nin de yüzde 10 seçim barajını aşıp Meclis’e girmesi ihtimali var.
Ya diğer partiler?
Tabela partileri gibi görünüyorlar ama doğrusu mücadelelerini iyi sürdürüyorlar.
Seçim barajı onların önlerindeki en büyük engel.
Ecevit’in partisi DSP’nin bugünkü Genel Başkanı Masum Türker’le telefonda konuştum:
“Kimse bizi küçümsemesin. Teşkilatımız iyi çalışıyor, sürpriz yapacağız” dedi.
Dilerim öyle olur. Çünkü Ecevit döneminde Devlet Bakanı olarak görev yapan Masum Türker, kaliteli bir siyaset adamıdır, Meclis’e renk getirir.

Te­bes­süm

Farelerin kurultayı!
Mahallede bir kurultay toplayan fareler, konakta kendilerine hayat hakkı tanımayan sert, haşin ve öfkeli kediden nasıl kurtulabileceklerini tartışıyorlar...
Yapılan teklifler bir bir görüşülüyor, plan ve projeler konuşuluyor ama bunların hepsi sakıncalı bulunarak reddediliyor.
Sonunda genç bir fare söz alıp “Ben düşmanımız olan kedinin boynuna zil takılmasını öneriyorum. Böylece onun geldiğini önceden duyar, kaçar veya saklanırız, diye düşünüyorum.” diyor.
Genç farenin bu önerisinin kökten bir çözüm getireceğini düşünen tüm katılımcılar, onu sevinç içinde ayakta alkışlıyorlar.
Ortalık sakinleşince, bir köşede sesini çıkarmadan oturan yaşlı ve deneyimli bir fare ayağa kalkıp söz alarak:
“Eveett!” diyor “Bu öneri güzel olmasına gerçekten güzel de, çok merak ettiğim bir şey var: Bu zili kedinin boynuna hanginiz asacak?”

Gü­nün Sö­zü

Kötü yönetilen bir ülkede bazı ailelerin ansızın zengin olması utanılacak bir şeydir!