Ayıp be! Ne biçim insanlarsınız siz?
80 milletvekili ile Meclis’e giriyorsunuz.
Türk insanı sizin Meclis’e girmeniz için destek oluyor.
İki Bakan’la hükümete katılıyorsunuz.
Bu ülkenin ekmeğini yiyorsunuz. Fakat...
Hâlâ da bölücülük yapıyorsunuz?
Bu davranışlarda hiç ahlâk var mı?
***
AKP ile seçim hükümetinde ortaklık yapan HDP, Türkiye’nin bölünmesine yol açacak olan “Özerklik” çağrılarına utanmazca devam ediyor:
O ılımlı görünen, güya barış isteyen HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş efendi de, özerklik taleplerini haklı buluyor ve bunun baskılara karşı “sivil bir isyan” olduğunu söyleyerek şöyle diyor:
“Biz sadece Kürtlere özerklik istemiyoruz, Türklere de özerklik vaat ediyoruz.”
Demirtaş’a göre Türkiye için en uygun birlikte yaşama modeli özerklikmiş!
Yazıklar olsun size!
Türk insanı sizin Meclis’e girmeniz için oylarıyla destek oluyor, siz ise hâlâ bölücülük yapıyorsunuz!
***
Popoları sıkıştığı vakit “Eller tetikten çekilsin, analar ağlamasın” diyenler, daha sonra en vahşi cinayetleri işleyen teröristleri savunuyorlar!
PKK’lı caniler bombalı tuzaklar kuruyor, kalleşçe arkadan vuruyor, her türlü melaneti yapıyor, Demirtaş ve tayfası onlara bir şey demiyor!
Terörist yol kesiyor, adam kaçırıyor, araçları yakıyor, Demirtaş ve avanesinden tek söz çıkmıyor, hiç biri “İnsanlar alçakça öldürülmesin!” diyemiyor!
Çünkü onlar zavallı birer piyon, komutanları da Kandil ve İmralı!
***
Tüm bunları Türkiye’nin başına musallat eden ve güçlenmelerini sağlayan “Açılım” denilen saçmalığın mimarı AKP liderleridir!
“Barış süreci” diye üç yıl, katile, alçağa, kalleşe, pusucuya operasyon yapılmasına izin vermeyen, askerin-polisin elini-kolunu bağlayan iktidar, bu kanlı çeteyi başımıza musallat etti!
PKK’nın Meclis’e giren siyasi temsilcileri şimdi, kafasına kurşun sıkılıp katledilen masumları değil, onları vahşice öldüren canileri savunuyor!
Milletvekili olarak doğrusu çok şerefli (!) bir iş yapıyorlar!

1 Kasım’da sandıklar kurulabilecek mi?

Güneydoğu’da vahşet devam ediyor.
İnsanlık dışı, alçakça cinayetleri işleyen teröristler, bir doktor ve bir polisi daha kalleşçe öldürdüler. Olaysız gün geçmiyor!
Artan şiddet ortamında seçim yapılabilecek mi?
1 Kasım günü vatandaş gönül rahatlığı iler sandık başına gidip, bağımsız iradesi ile oyunu kullanabilecek mi?
PKK’nın siyasi temsilcisi HDP’nin Eşbaşkanı Demirtaş bu sorulara:
“Ülkede şiddetin yükselişi aynı düzeyde devam ederse, ben sandıkların kurulabileceğini bile düşünmüyorum!” diye cevap veriyor.
Öyle diyeceğine PKK’ya “Dur” dese ya! Bunu
yapamıyor!
***
Eee... Sandıklar kurulamazsa ne olur?
1 Kasım seçimleri ertelenir veya iptal edilir!
Peki, o zaman ne olur?
Güvenoyu almayan ve Saray’dan yönlendirilen AKP ağırlıklı geçici hükümet ülkeyi devamlı yönetmeye başlar. Ta ki, seçim yapılıncaya kadar! Ancak...
Ertelenecek seçimin ne zaman yapılacağını Allah bilir! Belki de hiç yapılmaz!
O zaman Türkiye’de demokrasi sizlere ömür!
Böyle bir şey mi planlanıyor acaba?
Ne acıdır ki, bunları düşünür hale geldik!
Vah zavallı ülkem!

Te­bes­süm

Bize de mi lo lo?

Avukat, hüküm giyeceği kesin olan bir sanığa “Ben seni kurtarırım” diyerek, büyük bir ücret karşılığında davayı üstlenir. Sonra sanığı karşısına alıp “Hâkim ne derse desin, ne sorarsa sorsun ‘Lo, lo, lo’dan başka söz söylemeyeceksin.” der.
Duruşmada hâkim sorar:
“Adın ne?”
“Lo lo lo?”
“Söylesene be adam!”
“Lo lo lo”
“Kaç yaşındasın?”
“Lo lo lo”
Avukat yerinden kalkar:
“Görüyorsunuz hâkim bey. Müvekkilim zararsız bir delidir” der.
Hâkim, sanığın ceza sorumluluğu olmadığına karar verir.
Ertesi gün avukat, sanıktan parasını ister. Hapisten kurtulan adam mahkemedeki tavrını takınır:
“Lo lo lo”
“Dostum mahkeme bitti, kendine gel, şakayı bırak!”
“Lo lo lo”
Avukatın tepesi atar:
“Senden para istiyorum be adam! Bize de mi lo lo lo?”

Günün Sözü

Yasaların bittiği yerde zulüm ve haksızlık başlar!