Dördüncü Sanayi Devrimi son ayların en moda konuşma konusu haline geldi. İnternette arama yaparsanız bir saat içinde siz de “4.0” Sanayi Devrimi” üzerine bir makale yazacak kadar bilgi edinebilirsiniz.
İki üç ayda bir yaptığımız uzun söyleşilerin sonuncusunda Dünya Gazetesi Müdürü Hakan Güldağ, “Dördüncü sanayi devrimi hakkında ne düşünüyorsun?” diye sorunca anladım ki bundan bahsetmenin zamanı çoktan gelmiş.

HAYIR, AMA EVET

Bundan 20 yıl kadar önce de, kadim Yunan filozofu Heraklitos’un, “Değişmeyen tek şey değişmenin kendisidir” önermesiyle söze başlamak çok modaydı. Bu üfürmeden o kadar bunalmıştım ki “hiçbir şey değişmiyor” diye tepkici bir konuşma hazırladım. Bir üçgenin iç açılarının toplamı 180 derecedir, ışığın hızı da sabittir diye söze başlıyordum. Amacım değişimi yadsımak değil, “bilimsel bilginin” değişmeyenlerde olduğuna dikkat çekmekti.
Konuşmamın son sözü de “değişimi anlamak için, değişmeyeni kavramak gerekir” idi. Şunu söylemeden geçmeyeceğim. Aklınızda olsun: “4.0” Dördüncü Sanayi Devrimi” özellikle Alman bilişim şirketlerinin bugünkü ürünlerden çok daha pahalı yazılım ve donanım sistemleri satmak için bulduğu bir “pazarlama-reklâm” sloganıdır.

SANAYİ DEVRİMİ

Sanayi Devrimi (Industrial Revolution 1760-1820) teknik olmaktan çok sosyo-ekonomik bir tabirdir. Buhar makinelerinin özellikle dokuma fabrikalarında yaygın olarak kullanılmaya başlandığı bir dönemi kasteder.
Elektriğin bulunmasına veya kütle üretim yöntemine geçişe veya internetin çıkışına da devrim diyen var. Bana göre bunların tümü teknolojik evrimdir.

SANAT VE SANAYİ

Az sayıda üretime sanat, çok sayıda üretime sanayi denir. Hem sanatta hem sanayide iki temel süreç vardır. Birincisi “madde işleme” (material processing), ikincisi “bilimsel veya kayıtlı bilgi işleme” (data processing) dir. Sanayileşmenin ilk döneminde daha ziyade malzeme işleme ustalıkları rekabet üstünlüğü sağlıyordu. Zamanla sanayide rekabet “yüksek nitelikli mamul” üretmekten “yüksek nitelikli mamulü düşük maliyette üretmeye” kaydı.
Sanayide makineyle bilgi işleme “bordro yapmakla” veya “ambar kaydı” tutmakla başladı. Sonra fonksiyonel sayısal/dijital modüller, daha sonra firma bazında entegre sistemler geliştirildi. Dördüncü sanayi devrimi denilen şey “bilişim” (bilgi işleme ve iletişim) teknolojisindeki gelişmelerin sunduğu yeni aplikasyonlardır. Bunlar, sadece sanayiyi değil “ekonominin tamamını” kapsar hale gelmektedir. Bu alana yapılan yatırımlar “ürün geliştirme” veya “maliyet düşürmeye” yaramalıdır. Yoksa israftır.
SON SÖZ: Değişim, tende değil gende olmalıdır