Türkiye ne çektiyse hep bu dinci siyasetten çekti...
Dinin siyasete alet edilerek, şakır şakır kullanılmasından çekti!..
Halkın dini duygularıyla oynayarak, siyasette dini ön plana çıkartarak oyları kepçelemeye çalışmanın ülkeyi nasıl bir felaketin eşiğine getirdiğini dehşet içinde görüyoruz...
Yakalanan darbecilerin üzerinden çıkan Fethullah duaları, 1 dolarlar...
Şartlanmış beyinler...
Harp okullarından yetişmelerine, hatta kurmay olmalarına rağmen beyinlerine dincilik enjekte edilerek şartlandırılmışlardı!..
Bunlar ülkeyi mezbahaya döndüreceklerdi...
Bu akan kanın belki yüz, beş yüz misli kan dökülecekti!..

* * *

Fethullahçı çeteler ile devlet organlarını, iktidarın dinci politikaları birleştirdi!..
Dini referanslarla devletin içine sızdılar...
İktidara göre, bu alçaklar “alnı secde görmüş insanlardı”, bunlardan zarar gelmezdi...
Dini bütün hayırsever insanlardı, oyları birlikte kepçeleyeceklerdi...
Saf mütedeyyinleri böyle kandırdılar ve Fethullahçı çeteyi Türkiye’nin başına bela ettiler...

* * *

Evet, laiklik görüntüde vardı, ama laikliğin dinsizlik olduğuna dair kesin hüküm değişmemişti...
“Fethullahçı çete devlete sızdı” demek de aslında yanlış olur...
Sızmadılar, yerleştirildiler...
İktidar bu çeteyle işbirliği yaptı...
Bu işbirliğinin sonucudur ki Balyoz, Ergenekon, Poyrazköy, Askeri Casusluk davalarıyla Atatürkçü, cumhuriyetçi subay ve generaller Türk Silahlı Kuvvetleri’nden tasfiye edildi...
Türk Silahlı Kuvvetleri, cumhuriyet tarihinin en büyük saldırısına uğradı...
Tasfiye edilenlerin yerine cebinde Fethullah duaları taşıyan asker kılıklı çeteler geldi...
İktidar ise sadece seyretti...

* * *

Bu facianın sorumlusu olan iktidar şimdi mağdur pozlarında...
Hayır!..
İktidarın zihniyeti, bu sonucun asli faillerinden biridir!..
Demokrasinin kalitesi!..
AB Bakanı Ömer Çelik, aklımızla alay edercesine açıklamalar yapıyor...
Önceki günkü açıklamasına göre, son olayın “Türk demokrasi kalitesinin diğer demokrasilerden daha az olmadığını net bir şekilde ortaya çıkardığını” söylüyor...
Hangi demokrasi?..
Hangi kalite?..

* * *

Eğer Türkiye’de kaliteli demokrasi olsaydı bu darbe teşebbüsü ortamına gelinmezdi...
Olmayan demokrasinin kalitesi mi olur?..
Hadi onun güzel hatırı için “demokrasi var” diyelim...
Kaçıncı sınıf?..
Kılıçdaroğlu “Üçüncü sınıf” diyor, bize göre beşinci sınıf bile değil...
Kaliteli demokraside darbe teşebbüsü oluyor, ülke kan gölüne dönüyor!..
Kaliteye bak, hizaya gel!..
Türbanlı Rektör!..
Ne kadar da kıymetliydi?!.
Türkiye’de ilk defa Türbanlı Rektör görev başındaydı, yaşasın demokraaasi!..
Tam bir gösteriydi...
“Yeni Türkiye”de artık şartlar değişmişti...
Türbanın zaferi!..
Fotoğrafları çekildi, hayat hikayesi yazıldı, valla roman olurdu...
Prof. Ayşegül Saraç, türbanıyla salına salına Dicle Üniversitesi’ne gitti ve rektörlük koltuğuna oturdu....
Orada da ünlü bir model gibi fotoğraflar verdi ve...
Darbe teşebbüsünden sonra Fethullahçı çete operasyonunda gözaltına alındı, önceki gece de tutuklanarak cezaevine gönderildi...
Dinci gösteri cezaevinde son buldu!..
Türkiye’yi geri vitese takıp takla attırmak isteyen din istismarcıları...
Mutlu musunuz?!.