Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Bu nedenle Kanun Hükmünde Kararnameler ile Olağanüstü Hal yaşıyoruz.
Cumhurbaşkanı durumu “At izi, it izine karıştı” diye tarif ederken Başbakan da “Hata varsa düzeltilir” diyor. Fakat... Henüz düzeltilen bir şey yok!
Toplumda korku ve yılgınlık hali var! Sesini çıkaran az! Medyanın halleri ise malûm. Yüzde sekseni yalaka!
Yanlışlar varsa ve bunlar ortaya konulmazsa düzeltmek de mümkün olmaz!
Sezar’ın hakkını Sezar’a, Kemal’in hakkını Kemal’e vermek lâzım.
Toplumda açılan yaraları yüksek sesle dile getirerek adalet arayan tek parti lideri Kemal Kılıçdaroğlu.
O da konuşmasa, dertleri, sıkıntıları dile getirmese, vatandaşın umutsuzluğu daha da artacak.
Darbeciler bellidir, teşebbüs edenler bellidir. Onlar elbette yargılanıp cezalandırılacak. Ama kurunun yanında yanan yaşlar ne olacak?
Kemal Bey “Türkiye’de bir milyon OHAL mağduru var” diyor ve ekliyor:
“Bir de diyorlar ki, bunları memuriyetten attık, sigortalı işte de çalışamayacaklar. Peki, ne olacak bunlar? Ellerine silah alıp dağa mı çıkacaklar? Adaletten ayrılmayın!”