Ne ol­du bi­ze?
Es­ki­den ya­şa­dı­ğı­mız ma­hal­le­de hiç ta­nı­ma­dı­ğı­mız, ha­ya­tı­mız bo­yun­ca bir kez bi­le kar­şı­la­şıp se­lam­laş­ma­dı­ğı­mız bir ki­şi öl­dü­ğün­de evin­de gün­ler­ce te­le­viz­yon aç­ma­yan, ara­ba­la­rı­mı­zı kul­la­nır­ken rad­yo­dan mü­zik din­le­me­yen bi­ze ne ol­du?
Evet o du­yar­lı top­lum­dan, her gün Ege kı­yı­la­rı­na baht­sız ço­cuk­la­rın ve on­la­rın ta­lih­siz ana ba­ba­la­rı­nın ce­set­le­ri vu­rur­ken kim­se­nin kı­lı­nın kı­pır­da­ma­dı­ğı, “Dur­du­run bu ci­na­yet­le­ri­” di­ye hay­kı­ran bir se­sin çık­ma­dı­ğı, umur­sa­maz bir top­lu­ma na­sıl dö­nüş­tük biz?
Ge­çen­ler­de ka­la­ba­lık bir yer­de te­le­viz­yon ha­ber­le­ri­ni sey­re­di­yor­dum. Sı­ra Gü­ney­do­ğu­’da­ki ope­ras­yon­la­ra ve şe­hit ha­ber­le­ri­ne gel­di­ğin­de, elin­de ku­man­da­yı tu­tan ki­şi, di­ğer se­yir­ci­le­re sor­ma ge­re­ği bi­le duy­ma­dan ev­len­dir­me prog­ram­la­rın­dan bi­ri­ne ge­çi­ver­di!..
Aca­ba gen­ce­cik po­lis ve as­ker­le­ri­mi­zin şe­hit ol­ma­la­rı­nın, ça­tış­ma­lar­dan ka­çan ve so­ka­ğa çık­ma ya­sa­ğın­dan kur­tul­mak is­te­yen in­san­la­rı­mı­zın kit­le­ler ha­lin­de ya­şa­dık­la­rı kent­le­ri terk et­me­le­ri­nin, bö­lün­me en­di­şe­le­ri­nin, o va­tan­da­şın ki­şi­sel gün­de­min­de ye­ri yok muy­du?
Yok­sa bu acı ha­ber­ler­den sı­kıl­dı­ğı, bu­nal­dı­ğı ve on­la­rı bi­raz ol­sun unut­mak is­te­di­ği için mi ev­li­lik prog­ra­mı­nı ter­cih edi­yor­du?
Bir yar­gı­da bu­lun­ma­dan ken­di­si­ne sor­dum:
Hiç dü­şün­me­den “Şe­hit ha­ber­le­ri­ne ve ölüm­le­re alış­tık be abi!.. Ar­tık bu tür ha­ber­ler be­ni et­ki­le­mi­yo­r” de­di.

* * *

Doğ­ru­su pek şa­şır­ma­dım. Çün­kü bir top­lum­da en yü­ce de­ğer olan ya­şam hak­kı ya­ni ha­yat, su­dan ucuz, hat­ta en ucuz şey ha­li­ne ge­ti­ri­lir­se ola­ca­ğı bu­dur!
Ba­kı­nız!
Ma­den ocak­la­rın­da ih­mal so­nu­cu ger­çek­le­şen ci­na­yet gi­bi ka­za­lar­da yüz­ler­ce iş­çi­miz yok ye­re yi­tip git­ti mi?..
Ma­ale­sef git­ti!
Se­çim dö­ne­min­de ma­sum in­san­la­rı he­def alan te­rör kat­li­am­la­rın­da kit­le­sel ölüm­ler ger­çek­leş­ti mi?
Ne ya­zık ki ger­çek­leş­ti!
Pe­ki bun­la­rı ya­pan­la­ra müs­ta­hak ol­du­ğu ce­za­lar ve­ril­di mi? Pi­si pi­si­ne ölüm­le­rin önü­ne ge­çil­di mi?
Ha­yır ge­çi­le­me­di!
Ama ne­re­dey­se her gün ya­şa­nan bu fe­la­ket­ler zi­hin­le­re “Ma­dem ön­le­ne­mi­yor, o hal­de ölüm­le­re alış­ma­lı­yı­z” dü­şün­ce­si­ni yer­leş­tir­di mi?
Dü­rüst­çe söy­le­mek ge­re­kir­se; yer­leş­tir­di!..

* * *

Bu ara­da “ö­lüm­ler ol­ma­sı­n” di­ye ha­ber ya­pan ga­ze­te­ci­ler zin­da­na gön­de­ril­di.
Fa­kat su­yu gör­dü­ğün­de yap­rak sar­ma gi­bi açı­lan bran­da bot­la­rı üre­ten­le­re, 20 ki­lo­luk bir ço­cu­ğu bi­le ta­şı­ma­ya­cak can ye­lek­le­ri­ni, san­ki 90 ki­lo­dan faz­la ağır­lı­ğı kal­dı­ra­bi­lir­miş gi­bi sa­tan­la­ra, bun­la­ra sah­te eti­ket­ler­le gü­ven­ce­li gö­rü­nüm ka­zan­dı­ran­la­ra, in­san öl­dü­re­rek ser­vet ya­pan­la­ra ade­ta se­yir­ci ka­lın­dı.

* * *

Ay­lar­dır bek­le­dim.
Ege kı­yı­la­rı­mız­dan gür bir se­sin yük­se­lip “Dur­sun bu kat­li­am. Ölü­mü gö­ze ala­rak umut yol­cu­lu­ğu­na çı­kan bi­ça­re­le­rin de in­san ol­duk­la­rı ha­tır­lan­sın. Ölüm ta­cir­le­ri­nin pen­çe­le­rin­den kur­ta­rı­lıp, kar­şı­ya git­me­le­ri için gü­ven­li bir yol bu­lun­su­n” di­ye hay­kır­ma­sı­nı bek­le­dim.
İs­yan bay­ra­ğı­nı çe­ke­rek in­san­lı­ğın öl­me­di­ği­ni tüm dün­ya­ya gös­ter­sin is­te­dim.
Ama ol­ma­dı!..
Ne bir va­li, ne bir kay­ma­kam ne de bir be­le­di­ye baş­ka­nı çı­kıp, na­sır­la­şan vic­dan­la­rı ha­re­ke­te ge­çi­re­cek bu çağ­rı­yı yap­ma ce­sa­re­ti­ni gös­te­re­me­di.
Tüm so­rum­lu­lar sa­de­ce kı­yı­la­ra vu­ran baht­sız ço­cuk ce­set­le­ri­ni top­la­mak­la ye­tin­di..
Ak­şam olun­ca da hep­si ev­le­ri­ne gi­dip ço­luk ço­cuk ye­mek­le­ri­ni ye­di, gö­nül ra­hat­lı­ğıy­la te­le­viz­yon sey­ret­ti, yas­tı­ğa baş­la­rı­nı ko­yar­ken
“Al­la­h’­ın ken­di çocuklarını ko­ru­ma­sı­” için dua­lar et­ti!..

* * *

Nihayet bek­le­nen o vic­dan­lı ses kar­şı kı­yı­dan gel­di.
Yu­na­nis­ta­n’­ın La­mi­a ili­ne bağ­lı Sti­li­da Be­le­di­ye Baş­ka­nı Apos­to­los Glet­sos, Baş­ba­kan Alek­sis Çip­ras ve Yu­nan Par­la­men­to­su­’na “Ma­sum göç­men­le­rin ha­ya­tı­nı kay­bet­me­me­si için Tür­ki­ye­’den ge­mi ile Yu­na­nis­ta­n’­a ge­ti­ril­me­si­” çağ­rı­sın­da bu­lun­du.
Bu in­san­cıl çağ­rı üze­ri­ne, ay­lar­dır Yu­nan ada­la­rı­nın kı­yı­la­rın­da can çe­ki­şen in­san­la­rı kur­tar­mak için ya­rı­şan, can ye­lek­le­rin­den yap­tık­la­rı dev sem­bol­ler­le tüm dün­ya­ya “Ça­re­siz­ler Öl­me­si­n” me­saj­la­rı ve­ren gö­nül­lü­ler­den al­kış­lar yük­sel­di.

* * *

Biz­de mi?
Ya­la­na ve yağ­cı­lı­ğa adan­mış med­ya­mı­zın bü­yük ço­ğun­lu­ğun­da ha­be­re de­ğer bi­le gö­rül­me­di!..