Genelkurmay Seferberlik Bölge Başkanlığı’na yapılan baskının iddianamesinde FETÖ’yle ilgili şu tespit yapıldı: “Devlet sırlarının olduğu Kozmik Oda’ya girmek için bir mizansen ile kararlar alındı

Türkiye 2009’un Aralık ayında bir suikast iddiası ile sarsıldı. Sahte bir mail ihbarında, iki subayın dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast yapmak üzere evinin önünde pusu kurdukları öne sürüldü. Polis ekipleri, hiçbir araştırma yapmadan, o sırada Manisa’da olan Arınç’ın evinin bulunduğu sokağa yöneldi. Arınç ile ilgisi olmayan ve o sırada bir albayı takip eden 2 subay yaka paça gözaltına alındı. Yandaş medya aylarca ‘’Arınç suikastçileri’’ diye yaygara yaptı. Seferberlik Tetkik Dairesi bu operasyonla yıpratılıp, kapatıldı. Aradan 8 yıl geçti ve olayın savcısı FETÖ’cü Mustafa Bilgili hakkında açılan dava, her şeyin kurgu ve manüpilasyon olduğunu ortaya çıkardı.

YARGIYI SİLAH GİBİ KULLANDILAR

15 yıla kadar hapsi istenen Bilgili’nin sahte suikast soruşturmasına başladıktan sonra görüşmelerinde ByLock yüklü 5 ayrı telefon hattı kullandığı ve FETÖ şüphelileri ile de yoğun irtibatı olduğu da belirlendi. Tutuklu savcı Mustafa Bilgili hakkında ikinci kez FETÖ üyeliği iddiasıyla dava açıldı. Ankara Savcısı Ahmet Akça tarafından hazırlanan iddianamede, FETÖ’nün mensupları aracılığıyla yargı yetkisini bir silah gibi kullandığı, Kozmik Oda soruşturmasını da vesayetle mücadele görüntüsü altında Ergenekon’un bir ayağı gibi göstererek başlattığı belirtildi. İddianamede, sahte ihbarla başlayan soruşturmayla ilgili, “Şüphelilerin, devlet sırrı belge ve bilgilerin bulunduğu Kozmik Oda’ya girmeye bahane oluşturmak için mizansen kararlar aldığı” vurgulandı.