Uğur Dershaneleri’yle 40 yıl önce başladığı eğitim sektöründe başarı üzerine başarı sağlayan Enver Yücel bugün bir çok ülkede açtığı okullarla dikkat çekiyor. Uğur okulları, Bahçeşehir okulları, Bahçeşehir Üniversitesi ile sınırları aşan Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları (BUEK) kurduğu Fen ve Teknoloji Liseleriyle eğitimde adeta çığır açtı. Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel ile eğitim sistmeni ve hedeflerini konuştuk...

■ Türk eğitim sistemini nasıl buluyorsunuz?
Amerika’ya giden öğrenci sırılamasında Türkiye 13. sırada. Biz de Amerika’nın yaptığını gayet iyi yapabiliriz. Sistemimizi ele alıp düzenlemeleri yaparsak bu olur. Bahçeşehir olarak bunu yapıyoruz. Yabancı 3 bin öğrencimiz var. Buna eğitimin yanı sıra eğitim turizmi olarak da bakmak lazım.

YABANCILARA BEDAVA

■ 3 bin yabancı öğrencinin Türkiye’ye ekonomik getirisi nedir?
Eğitim için gelen her öğrenci yılda bu ülkeye 30-40 bin dolar para bırakıyor. Bahçeşehir Üniversitesi’nin yabancı 3 bin öğrencisi var. Her yıl 120 milyon dolar eğitim ihracatı yapıyorum. Bu yıl da Türkiye’de şampiyon olduk. Bu öğrenciler para bıraktığı gibi Türk kültürünü de alıyor. Birleşmiş Milletler gibiyiz. 104 ülkeden öğrencimiz var. Amerika’dan 67 öğrenci bizi tercih etti. Fas’ta mezunlar ofisimiz, Bakü’de mezunlar derneğimiz var. Güney Afrika’dan 1002 öğrencimiz var.

■ Bahçeşehir Eğitim Kurumları nasıl bu kadar çabuk büyüdü?
Biz dünyadaki gelişmeleri anlık takip ediyoruz. Ona göre çalışıyoruz. Türkiye’de ilkleri ortaya koyuyoruz. Fen ve Teknoloji Liselerini kurduk. Amacımız 5 noktada açılan liseyi yakın zamanda 15’e çıkarmak. Önemsediğim bir projeyi de şimdi İstanbul’da ve İzmir’de inşa ediyorum. Belki bu dünyanın en iyi STEM (Fen, Teknoloji, Mühendislik, Matematik) okullarından birisi olacaktır. Türkiye’de her şeyimiz var. Ama hep satın alıyoruz. Hep tüketiyoruz. Artık üretmemiz lazım. Üretimin de yolu, bu devirde okullardan eğitimden geçiyor. Fen ve Teknoloji liselerimiz Türkiye’de tektir. 11 yıl oldu. Elimizde artık ürün var. Şimdi devlet olarak sen de yap. Fen ve Teknoloji Lisesi’ni 20 tane daha aç. Aç ki bilim dünyası insanlarımızı yetiştirelim. Başka hiçbir yolu yok.

■ Türkiye’de üniversiteye giriş sınavlarını nasıl buluyorsunuz?
Türkiye’de sınav sistemi her şeyi bitiriyor. Lise kabul sistemimiz var. TEOG olmayacak. Bunu yıkmamız lazım.

‘FIRSAT EŞİTLİĞİ ÖNEMLİ’

■ Eğitimin gelişmesi için neler yapılmalı. Tavsiyeniz nedir?
Türkiye’de eğitime ayrılan arazi, kaynak yeterli değil. Daha fazla teşviklerin olması lazım. Bir konut bir iş yeri nasıl yapılıyorsa eğitim için de aynı ücretleri vermeliyiz. Eğitim politikalarında değişim olması lazım. Eğitimin finansmanı çok önemlidir. Eğitimi kim finanse etmeli, nasıl edilmeli? Türkiye sosyal bir devlet. Sosyal adaleti çok önemli. Özellikle de eğitimde fırsat eşitliği çok önemli. Öğrencilerin gittiği okullar arasında elbette farklılıklar olacaktır, dünyanın her yerinde var, ama uçurumlar olmamalı. Ben eğitimin kimin tarafından yapıldığına değil, eğitimin kalitesine bakarım. Eğitimi ister devlet, ister özel, ister vakıf sektörü, ister yerli, ister yabancı yapar. Eğitim mükemmel ve iyi olmalı. Kaliteli olmalı. Devlet de bunu çok iyi denetlemeli.

■ Eğitim kalitesini artırmak için ne yapmalı?
‘Özel okullarda dil daha iyi öğretiliyor’ deniliyor, diğer alanlarla ilgili fendir, matematiktir, devlet okullarında da iyi olanlar tabii ki var. Eğitimi rekabete açacaksın. Eğitimi rekabete açmadıktan sonra başarılı ve kaliteli eğitim şansımız maalesef yok...

■ Öğretmen seçimini nasıl yapıyorsunuz.?
Eğitim öğretimde öğretmen bu işin merkezidir. En başıdır. Türkiye’de hangi sistemi uygularsan uygula, istersen kötü bir sistem olsun, ama öğretmenin iyiyse, o sistemde iyi sonuç alınabilir. Ben öğretmenimi seçerken sınava da mülakata da tabi tutarım. Devlet okullarında da bu olmalı.

İş dünyası tüm okullara el atıp bilime gönül veren gençlere destek vermeli


■ Fen ve Teknoloji Liseleri öğrencileri kuyuya düşen ve ‘Kuyu’ adı verilen köpeğin kurtarılmasına yönelik robot yaptı... Nasıl bir duygu?
Tabi insan hem gururlanıyor hem de üzülüyor. Öğrenciler diyor ki ‘Hocam NASA’nın Boing’in desteklediği takımlarla yarışıyoruz.’ Bizde böyle bir güç böyle bir kudret maalesef yok. Kuyu köpeği kurtarma hikayesinde güzel bir şey yaşadık. En hoşuma giden, 10-15 kişi, 50 bin, 100 bin lira para bağışlamış okula... Aslında iş dünyasının tüm okullara el atması lazım, bu öğrencileri desteklemesi lazım. Bir çocuk da sen okut...

■ Peki devlet neden sahip çıkmıyor böylesi özel öğrencilere?
İş adamları neden sahip çıkmıyor? Biz devlete dedik ki, ‘biz böyle bir okul yapıyoruz. Bütün öğrenciyi burslu alıyoruz’. Harçlığına kadar veriyoruz. Bir çocuk da sen okut. Sen okutamıyorsan, yatılı parasını ver. Cep harçlığını ver. Bu kültürümüz yok. Örneğin Samsun’da Fen ve Teknoloji Lisesi var. Burada 20-25 öğrenci okuyor. Samsun bu öğrencileri ücret almadan okutamaz mı? 20 tane iş adamı. Bir öğrenci yıllık 30 bin liraya mal oluyor bize. Hepsi burslu okuyor. Her bir okulda 24 öğrenci var. TEOG’un ilk 200’ünden alınıyor. Sadece sınava göre değil mülakat da yapıyoruz. Tercihimiz full yapanlar.

■ Türkiye’den de çok sayıda öğrenci ABD’ye ve diğer gelişmiş ülkelere gidiyor. Bir nevi beyin göçü yaşanıyor...
Bizim Stanford’a gönderdiğimiz ikinci öğrencimiz. Projesiyle kabul gördü. Çünkü aynı zamanda o kızımız Microsoft’ta kadın genç girişimci ödülünü aldı. Bunlar toparlandığı zaman, Amerika’daki üniversiteler böyle kabul görüyor. Amerikada üniversiteler öğrencinin ne yaptığına ayrıntısına kadar bakıyor. Almayı kabul ettikten sonra maddi durumuna bakıyor. Yetersiz ise burs veriyor. Parası varsa da parasını alıyor. Böyle olunca Amerika’daki öğrenciler öne çıkıyor. Bahçeşehir Üniversitesi’nde 4 yıldır bunu uygulamaya çalışıyorum.

Stanford’a kabul edilen genç, işaret dilini tercüme eden cihaz geliştirdi!


Bahçeşehir Koleji Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi’nden 2016-2017 eğitim öğretim döneminde mezun olan Neval Çam, Stanford Üniversitesi’ne kabul edildi.

02nevalkiz21cm

Enver Yücel, Neval Çam’ın  başarısını şöyle anlattı: “Neval Çam’ın başvuru dosyasına koyduğu ve aldığı kabulde büyük payı olan bir projesi vardı: Leap Motion Aracılığıyla İşaret Dili Tercüme Cihazı. Sınıf arkadaşı İçten Bozkurt ile birlikte geliştirdikleri proje, Türk işaret dilinin leap motion adı verilen bir kontrol cihazı aracılığıyla yazıya tercüme edilebilmesini sağlayan bir programa dayanıyor. Bu programı geliştiren Neval Çam ve İçten Bozkurt, işitme ve konuşma engelli bireylerin günlük hayatlarında işaret dilini bilmeyenlerle de rahatça iletişim kurmalarına olanak sağlıyor.”