Orduya sızmış değil sızdırılmış, yerleşmiş değil yerleştirilmiş, terfi almış değil terfi aldırılmış olanların tiyatroya benzeyen darbe kalkışması bir açıdan iyi oldu. Şerden hayır doğdu. Zihinler açıldı.
Müslüman var.
Müslüman görünen var.
Dindar var.
Dindar görünen var.
İnanmış var.
İnanmış görünen var.
Bu iki tür birbirini cami avlusunda kokularından tanıyordu, biliyordu. Biz bilmiyorduk. İkisini aynı sanıyorduk. Kur’an ve hadisleri, bu yalancı dünyada hayatlarının mürşidi (doğru yolu gösteren) yapan dindarlar bir yanda ve Kur’an ile hadisleri araç olarak kullanıp kendilerini iktidara getiren Müslüman görünümlüler öbür yanda.  Müslüman görünümlüler galip geldi.
Galipler, birbirine düştü.
Kirli çamaşırlar döküldü.
Bağıra bağıra dövüştüler.
Fena küfürleştiler.
Fetullahçılar (FETÖ) yenildi.
Tayyipçiler (İktidar) kazandı.
Hep böyle olurmuş.
Cemaat ile iktidar birbirine düşerse;  yenilen cemaat, kazanan hep iktidar olurmuş. Ve İslam tarihinde, Arabistan’da bunun yüzlerce yaşanmış ve yaşanmakta olan örnekleri varmış.

* * *

15 Temmuz öncesi ile sonrası Türkiye’de Müslüman görünümlü yenenlerin, Müslüman görünümlü yenilenleri kılıçtan geçirmesinin sonunda ordu,  Fetullahçı subaylardan temizleniyor.Yerine kimler geliyor? Yazar arkadaşımız Saygı Öztürk,  hep kendisine ulaşan belgeye, bilgiye, kanıta ayna olur. Sadece söyleneni değil belgeleri de yayınlayarak yazar. Okumuşsunuzdur. Hoca Ahmet Yesevi Anadolu İmam Hatip adlı bir  lise kendini tanıtma broşürü bastırıp, lise çağına gelmiş gençlere ve ailelerine çağrı yapıyor: Bu liseye girip de mezun olanlar: “Askeri Yüksek Okullar ve Polis okullarına girişte tercihen ayrıcalıklara sahip olacaklardır.”
Açıkça yazılmış.
Adeta “gel benim okuluma Ordu’da ve Polis’de rütben hazır” diye reklam yapılmakta ve Milli Eğitim Bakanlığı da bu tür dini vakıf ve derneklerin açtığı imam hatip liselerinin daha çok öğrenci alabilmeleri için yeni plan ve programları devreye sokmakta.
Din dersleri artırılıyor.
Biyoloji dersi azaltılıyor.
Fizik, kimya ders sayısı iniyor.
Din kültürü dersi çoğalıyor.

* * *

Ordudan “Sızmalar” atılıyor.
Yerlerine “Süzmeler” alınıyor.
Sızmalar da Müslüman görünümlüydü. Süzmeler de tanıtma broşüründen fark ettiğimiz gibi Müslüman görünümlü. Bunun anlamı şu:  İktidar kavgasında yenenler kılıçlarının kanını Ku’ran ve hadislerle siliyorlar. Kur’an ve hadisleri, bu yalancı dünyada hayatlarına doğru yol gösterici yapan dindarlar ise 600 yıl önce yaşamış İslam düşünürü  İbni Haldun’un  “İktidara gelenler yaptırdıkları saraylarda devlet ve onun  servetinin meyvelerini yiyerek dünya rahatına dalarlar ne var ki Tanrı bunların hakimiyet ve devletlerinin sona ermesini ve yıkılmasını takdir edinceye kadar yaşayabilirler...” diyen düşüncelerinde teselli arıyorlar.


Safranbolu Belediyesi’nden açıklama geldi


Pazartesi günü bu köşede okuduğunuz “Cinci Hoca dirildi” yazısında yer alan bilgilere Safranbolu Belediye Başkanı  Dr. Necdet Aksoy’dan yazılı açıklama geldi. Ben yazımda Safranbolu’da  üç ana caddenin kesiştiği noktada yol kotunun bir binanın bodrum katı seviyesine  indirildiğini, binanın hatırlı sahibine imar rantı yaratıldığını ve bina sahibinin de AKP kurucularından Mehmet Ali Şahin’in yeğeni olduğunu yazmıştım. Safranbolu Belediye Başkanı,  belediye işçi ve araçları kullanılarak yol kotunun indirildiği bilgisinin doğru olduğunu ancak bunun bina sahibine rant yaratmak amacıyla değil,  yağmurların çok yağdığı günlerde o üç caddenin kesiştiği noktada meydana gelen sel baskınlarını önlemek için yapılan kalıcı bir kentsel çözüm olduğunu söyledi.