“2016 bir bitse de kurtulsak!” dedik.
Çünkü 2016’da patlayan bombalardan, verilen şehitlerden yıldık!
Kadına yönelik şiddet olayları tavan yaptı. Cinayetler, tecavüzler... Otobüste şort giyiyor diye kadın bile tekmelediler!
Çocuklara taciz olayları gündemden düşmedi. Masum yavrucaklara cinsel istismar yapılması yetmiyormuş gibi üzerine bir de bu tacizcileri kurtaracak, kız çocuklarının evlilik yaşını indirmeye yönelik çalışmalar yapıldı.
İnsan hakları devamlı ayaklar altına alındı.
Haberleşme özgürlüğü olabildiğince kısıtlanmaya çalışıldı. Her olay sonrası yayın yasağı getirildi.
Sosyal medya yavaşlatıldı, engellendi.
Bazı gazeteler kapatıldı.
Hapishaneler gazetecilerle dolduruldu ama “Basın özgürlüğü var”’ denildi.
Eğitime darbe üzerine darbe indirildi, ‘proje okullar’ adı altında iyi eğitim veren okulların içi boşaltıldı.
Aydınları, eğitimli insanları aşağılayıp, cehaleti yücelttiler!
Doğal kaynaklarımızı, doğal güzelliklerimizi, yeşil alanları tahrip ettiler. Dünyanın en güzel şehri İstanbul’u bile beton yığınına çevirdiler. Hâlâ da doymadılar betona. Yenilerini yapmak için proje üretiyorlar.
Bunlar yetmezmiş gibi hain bir darbeyle karşılaştık. FETÖ’cüler alçakça bir darbe girişiminde bulundular; Allah’tan önlendi. Fakat daha sonra olayın zanlıları yakalanırken, kurunun yanında binlerce yaş da yandı, aileler perişan oldu.
“E, yeter artık” dedik!

* * *

reina

Yeni yıla yeni umutlarla, her şeyin daha güzel olmasını dileyerek girdik.
2017’nin daha ilk saatlerinde İstanbul’da bir gece kulübündeki masum insanlar katledildi. 39 ölü, 71 yaralı!
İşin acısı, orada hayatını kaybeden, kimseye zararı dokunmamış masum insanların ardından, “Kafirlerin bayramını kutlarlar ha? Oh olsun!” diyenler oldu. Bu nasıl bir vicdandır?
İşlerine gelmeyen konularda “Gık”’ diyeni gözaltına alıp tutuklarlarken, terör saldırısında ölenlerin ardından “Oh” çekenlere ve bunu böylece, aleni bir şekilde yazıp sosyal medyada yayınlayanlara hiçbir şey yapılmadı!
Peki, onlar öldüreni değil ölenleri haksız bularak bu ayrımcı davranışlarıyla teröre destek olmuyorlar mı?

* * *

Ve yeni yıla gireli daha bir hafta olmamışken İzmir’deki Bayraklı Adliyesi önünde patlama!
Bazıları, “İzmir’de neden hiç patlama olmuyor?” diye üzülüyordu. “Gavur gavuru vurmaz, ondandır” diye cevap yazanlar vardı.
Gözleri aydın! Sevinmişlerdir!
Ama sevinmesinler...
Kahraman polis Fethi Sekin yapılmak istenen büyük katliamı hayatını feda ederek önledi.
İşte gerçek şehit odur!
Ülkesini ve masum insanları korumak için hayatını feda eden kişi… Bu ülkede Fethiler bitmedikçe ümidimiz sönmeyecek!

* * *

polis

Siyasiler de artık bu ‘başkanlık’ sevdasından kafalarını kaldırıp olanlara bir baksalar...
Belki de Allah bizi uyarıyor, “Kendinize gelin” diyor.
Bunca belayı ‘başkanlık’ denilen şeyin hayırlı bir iş olmadığını anlatmak için yolluyor olamaz mı?
Bir de böyle düşünseler…
Başkanlık tartışmaları ülkeyi daha da gerecek, çekişmeler artacak!
Yol yakınken ‘başkanlık’ diye inat etmeyelim de, huzurlu günlerimize geri dönelim.