Adaleti de kendilerine benzetmeyi başardılar!..
Biliyorsunuz, 2010 yılında üstelik elma şekerine iliştirilmiş referandumla Fetullahçı hakim ve savcıları yargıya hem de en üstünden altına doldurmuşlardı... Araları bozulup bir de alçakça bir darbe girişimi yaşanınca bu kez kendi elleriyle aldıklarını toplu halde ihraç etmeye ya da içeri tıkmaya başladılar. Bu yolla 4 bin 500 civarında yargı mensubu temizlendi!
Boşalan kadrolar için ne yaptılar dersiniz?.. Ne kadar “söz dinleyecek” partili ya da AKP’li yakını varsa doldurmaya başladılar!.. CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Adalet Bakanlığı’nın avukatlıktan hakimliğe geçiş sınavında eşin, dostun, sadık partilinin nasıl ve hangi oranda kadrolara doldurulduğunu gözler önüne serdi; Hakim olarak alınan bin 341 kişinin ne kadarı AKP ile doğrudan ilişkiliymiş biliyor musunuz?
-Yüzde 90’ı!..
Yarkadaş, bu muhteremlerin kimliklerini tespit ettikçe kamuoyuna açıklamaya başladı bile... Kimler yok ki aralarında; örneğin çocuklara cinsel istismar olaylarının yaşandığı Ensar Vakfı’nın Ankara Şube Başkanı Ercan Poyraz artık yargıç!.. Mesela Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın özel kalem müdürü, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’ün Saray’da çalışan kızı, Cumhurbaşkanlığı Hukuk Başdanışmanı Ahmet Karayiğit’in kızı, inanılmaz sayıda AKP il ve ilçe yöneticisi de hakim unvanına kavuştu!..
Kısacası cemaatten boşalan koltuklara AKP’nin sadık yandaşları oturtuldu. Artık mahkemeye yolunuz düştüğünde piyango nereden çarpacak, bilemeyeceksiniz!..
-Bir diğer deyişle adalet AKP’ye kaydoldu!..

Sırada HSK var!..


Bitti sanıyorsanız yanılıyorsunuz!..
Daha sırada eski adı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu olan, yeni adından “Yüksek” sözcüğü kaldırılıp, üye sayısı da 13’e indirilen Hakimler ve Savcılar Kurulu var!.. “Yargıda vesayet kaldırılıyor” türküsü eşliğinde tüm hakim ve savcıları atama, görevden alma, yerini değiştirme, ihraç etme yetkisine sahip bu kurulun seçimleri de yakında yapılacak. Altı üyeyi partili cumhurbaşkanı seçecek. Adalet bakanı ve müsteşarı zaten kurulun doğal üyeleri, iyi mi?!.
Kurulun kalan yedi üyesini de TBMM, sözüm ona gayet adaletli(!) bir şekilde seçecek. İktidar, bu üyelerin yüksek oy oranıyla seçilmesini bağımsızlık teminatı olarak gösteriyor ya, Meclis’in yapısını düşününce kahkahalarla güldüm valla!.. Sizlerle paylaşmazsam çatlarım: Önce başvurular yapılacak. Sonra Adalet ve Anayasa Komisyonlarından oluşan Karma Komisyon, Meclis Genel Kurulu için adayları belirleyecek. 52 üyeden oluşan bu komisyonun yapısına baktığınızda, ilk turda olmasa bile ikinci turda AKP ve MHP’nin oylarıyla istedikleri adayları genel Kurula göndermeye yetiyor; diğer bir deyişle 7 üyeyi de bu parti seçebiliyor!.. Genel Kurul’da da aynı taktiğin başarıyla uygulanacağını görmemek için pek saf olmak gerekiyor... Böylece yüzde 51 çoğunluğun iradesini temsil eden iki parti tüm üyeleri aslanlar gibi seçmiş oluyor...
-Böyle bağımsızlığa şapka çıkarılır!..
Başvurulara gelince: AKP eski milletvekillerinden, milletvekili adaylarına, kadın kollarından belediye meclis üyeliğine, Devlet Bey’in avukatlığından AKP il ve ilçe yöneticiliğine, büyük şirketlere iktidar tarafında kayyum olarak atananlara varıncaya kadar, Saray’a ve iktidara “ulvi hislerle” bağlı bir yığın muhterem!..
İşte iktidar bu sayın başvuru sahipleri arasından tarafsız ve bağımsız HSK üyelerini seçecek!.. Onlar da yukarıda saydığım “buz gibi” AKP’li yeni hakimleri yurt sathında görevlendirecekler...
-Biz de Sinop’lu filozof Diyojen’in elinde fenerle Atina sokaklarında “adam” aradığı gibi, AKP’li olmayan adaleti arayacağız!..

Medyaya doymayan iktidar!..


Gerçekten doymuyorlar!..
Yıllar içinde medyayı tarumar ettiler, neredeyse yüzde 90’ını dolaylı ya da dolaysız etki altına almayı başardılar... Yetmedi devasa bir “Havuz medyası” oluşturdular, bunun için milyar dolarlar harcadılar...
Bugün medyanın neredeyse tamamı karşılarında “hazır ol” da bekliyor. Gazetelerin birinci sayfalarında aynı manşetler hem de aynı sözcüklerle çıkıyor; televizyonlar sürekli “iktidar mesaisinde!”
Ancak gözleri hiç bir şekilde doymuyor, kendilerine bir kaç gazete ve televizyon üstünde her türden baskıyı sürdürüyorlar... Mali
baskılar, reklam ambargosu gibi önlemler de cabası!..
Bu da yetmiyor olacak ki FETÖ’ye ait, el konulan Samanyolu TV, Kanaltürk TV, Burç FM, Kanaltürk Radyo, Radyo Mehtap ve Radyo Cihan
iktidara yakın Turkuvaz Medya Grubu’na satıldı.. Diğer bir deyişle ATV ve Sabah gazetesinin de sahibi olan Kalyoncular’a ait gruba!..
-Pardon, dikta mı dediniz?.. Bağırın biraz, duyamıyorum...