‘’Biricik sevgim, biricik nefretimden doğdu.
Tiksinilen bir düşmanı birden sevmekle, harika bir sevgi doğdu böyle...’’
Romeo ve Juliet birbirine düşman olan iki ailenin çocuklarıdır. Ailelerinin asla kabul edemeyeceği bir şey yapmışlar ve birbirlerine âşık olmuşlardır.
İstanbul Devlet Tiyatroları 17 Ekim'de merakla beklenen prömiyerini Romeo ve Juliet oyunu ile yaptı.
Gerek dekoru, gerek performansıyla izleyeni tam kalbinden vuran, Shakespeare'in en iyi bilinen oyunu Romeo ve Juliet’i bu sefer Makedonya Ulusal Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Dejan Projkovski sahneye koydu.
Dejan Projkovski’in yönettiği, sular içinde oynanan Romeo ve Juliet’i izleyince garanti ediyorum Ba-yı-la-cak-sı-nız!
Öyle bir oyunculuk, öyle bir dekor, öyle bir oyun var ki... MUHTEŞEM!
Gösteri sonrası, dayanamadım ve kafamdaki soruları sormak için, oyunun yönetmeni Dejan Projkovski’nin yanına gittim...
[old_news_related_template title="Romeo ve Juliet’in kavuşamama öyküsü" desc="Romeo ve Juliet’in kavuşamama öyküsü" image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2017/10/final.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/hayatim/kultur-sanat-haberleri/romeo-ve-julietin-kavusamama-oykusu/"]
Dışarıdan keyifle izlediğimiz, sahne öncesini pek de bilmediğimiz, Shakespeare’in Romeo ve Juliet’ini sahneye koyarken ne gibi zorluklar yaşadınız?
Romeo ve Juliet ‘i sahneye koyarken; onu en güzel biçimiyle seyirciye nasıl aktarabilirim diye çok düşündüm...
Oyunun dekor tasarımcısı M. Nurullah Tuncer ile aylar önce bir araya geldik ve bu oyunu nasıl sahneye çıkartırsak, seyircinin ilgisini oyun boyu canlı tutabiliriz diye defalarca konuştuk. Açıkçası, bu oyunun suyun içinde oynanmasını en başından beri çok istiyordum. Çünkü, su oyunda bir çok şeyi temsil ediyor. İstanbul’a geldiğimde, Tuncer çoktan hayalimdeki görseli sahneye çıkartmıştı.
Başlangıçta ufak tefek teknik sorunlarımız olmadı değil. Örneğin, ilk gün su henüz ısınmamıştı. Oyuncular buz gibi suyun içinde oyun çıkartmak zorunda kaldı. Hastalananlar, sakatlananlar oldu ama tüm bu olumsuzlukların üstesinden gelmeyi başardık.
2 saat 15 dakika boyunca suyun içinde; oyunculuk, dans ve ses performansı sergilemek zorunda olan oyuncuları nasıl belirlediniz? Sonuç hayal ettiğiniz gibi oldu mu?
Shakespeare karakterlerine hayat vermek zaten oldukça zordur.
Devlet Tiyatrosu’nda çok başarılı oyuncularınız var fakat role en çok uyan kişileri belirlemek zorundaydık. Oyuncu seçmeleri yapıldı. Ve oyundaki karakterlere Damla Ece Dereli, Atakan Akarsu, Seda Yıldız, Ahmet Dizdaroğlu, Zeliha Güney, Nuray Durmuş, Kerim Altınbaşak, Murat Turhan, Muhammed Çakay, Bilal Ercan, Yunus Emre Terzioğlu, Ozan Erdönmez, Can Deniz Erzaim, Burak Pamuk ve Cem Bayurgil hayat verdi.
Koreografiyi Olga Pango hazırladı. Oyuncular; suyun içinde, oyunculuk, dans ve ses performansını bir arada sergiledi. Şanslıydım ki çok başarılı oyuncular seçmişiz. Aralarında kapris yapan veya yılan olmadı. Hiç biri beni yanıltmadı ve en önemlisi yormadı.
Sonuç hayal ettiğim gibi güzel oldu.
Oyunu kısaca anlatmanız gerekirse, ne söyleyebilirsiniz?
Romeo ve Juliet bana göre; Shakespeare’in bir kavuşamama öyküsüdür. Shakespeare intihar unsurunu çok seviyordu ve bunu Romeo ve Juliet ‘de rahatlıkla gösterdi bize.
Eseri hepimiz bilsek de ben kısaca tekrardan anlatayım: Romeo ve Juliet’in kavuşamama öyküsü; Rahip Lawence’ın, düşman ailelerin zamanla barışacaklarını umarak, Romeo ve Juliet‘in gizlice nikâhlarını kıymasıyla başlar. Ancak beklenen barış gerçekleşmeden talihsizlik onları bulur. Romeo salt bir rastlantı sonucu tanık olduğu bir kavgada istemeyerek birini öldürünce Verona’dan bir diğer kente sürülür. Juliet ise ailesinin zoruyla Paris adlı bir delikanlıyla evlendirileceği için, Rahip Lawence ile zekice bir plan yapar. Düğünden bir gece önce, kendisini kırk iki saat süreyle sanki ölmüş gibi uyutacak bir ilaç içer. Ailesi onu öldü sanarak aile mezarlığına koyacak, bu sırada rahip bir haberci gönderip durumu Romeo’ya bildirecek, Romeo da Verona’ya gizlice geri dönecek ve Juliet’i alıp kaçıracaktır. Bu plan gerçekten kusursuzdur. Ne var ki rahibin habercisi, bir veba salgınından ötürü karantinaya alınıp bir eve kapatılır, Juliet’in ölmediği haberini Romeo’ya iletemez. Verona’ya gelen Romeo ise öldü sandığı Juliet’in mezarı başında intihar eder. Romeo’nun ölümünden iki dakika sonra kendine gelen Juliet, Romeo’nun kendisi için öldüğünü görünce bu acıya dayanamaz ve Romeo’nun belindeki hançeri göğsüne saplayarak kendisini öldürür...
