CUMHURİYET DÖNEMİ ÜNİVERSİTELER İÇİN DE MİLAT OLDU


Ulu önder Atatürk için bir toplumun gelişmesinde eğitim büyük rol oynuyordu. Geleceği gören bir lider olan Atatürk, bilime ve bilim insanlarına büyük saygı gösterdi. Üniversitelerin çoğalması, gelişmesi ve eğitimde kaliteye ulaşması için çalıştı.

Cumhuriyet Osmanlı’dan o günün Türkiye’si için önemli bir yükseköğretim birikimi devralmıştı. Bunların en önemlisi Darülfünun idi. 1919’daki yeniden yapılanmadan sonra bu kurum hukuk, tıp, edebiyat ve fen fakültelerinden oluşan bir üniversite haline geldi.

ÇAĞDAŞ BİR ÜNİVERSİTE

1933’teki “Üniversite reformu” Türk eğitim hayatı için büyük öneme sahip. Ulu Önder, ilk iş olarak İstanbul Darülfünunun yapı ve anlayışını değiştirip çağdaş bir üniversiteye dönüştürdü. Cumhuriyet kurulduktan sonra Darülfünun-u Osmani adını taşıyan üniversite, 1924’te “İstanbul Darülfünunu” adını aldı.

İSTANBUL TEKNİK KURULDU

1773’de kurulan Mühendishane-i Berr-i Hümayun’da açılan Mülkiye Mühendis Şubesi, önce Hendese-i Mülkiye, sonra da Mühendis Mektebi ve Yüksek Mühendis Mektebi isimlerini aldı. 1944 yılında yürürlüğe giren 4619 sayılı yasa ile Avrupa’daki mühendis okullarına benzer bir eğitim yapmak üzere İstanbul Teknik Üniversitesi kurulmuştu.

İLK FAKÜLTE

Atatürk 5 Kasım 1925’te “Leyli Hukuk Mektebi” adı ile kurulan ve Ankara’da ilk yüksek öğretim kurumu olan hukuk mektebini açtı. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi 14 Haziran 1935 tarihinde yasa ile kurulan ilk fakülte oldu. İstanbul Üniversitesi (1933), İstanbul Teknik Üniversitesi (1944) ve Ankara Üniversitesi (1946), Karadeniz Teknik Üniversitesi (1955), Ege Üniversitesi (1955), Atatürk Üniversitesi (1957) ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi (1959) Cumhuriyet’in ilk yıllarında kurulan üniversitelerdi.

Dünyanın en iyi akademik eğitim kurumlarının listelendiği 2024 yılı QS Dünya Üniversiteleri Sıralaması’nda listeye ilk giren Türk üniversitesi 100 üzerinden 32.2 puan alan ve 336’ıncı sırada kendine yer bulan Ortadoğu Teknik Üniversitesi oldu.

Günümüzde Türkiye’de üniversite sayısı 208’e ulaştı. Bunun 129’u devlet, 75’i ise vakıf üniversitesi. Öğrenci sayısı 8 milyona ulaştı. Üniversite ve birim sayıları hızla arttı, ancak çoğu üniversitede bölümler boş kaldı.


İstanbul Darülfünun kapatıldı


Almanya’da Nazi yönetiminden kaçan 15 profesör ve uzmanın sığınmacı olarak Türkiye’ye gelmesini fırsat bilen Atatürk’ün direktifleri ile 6 Haziran 1933’te İstanbul Darülfünun kapatılarak yerine İstanbul Üniversitesi kuruldu. 1933’ten önce “üniversite” sözcüğü yerine “Darülfünun” ismi kullanılıyordu. 1933 reformu ile ‘Üniversite’, ‘Fakülte’, ‘Dekan’, ‘Rektör’ gibi günümüzde kullanılan temel kavramlar yerleşti.

BU YOLU İZLEDİ


Atatürk üniversite kurulmasında izlenecek yolu “Bayanlar baylar: Ülkemizin en bayındır, en alımlı, en güzel yerlerini kirli ayakları ile çiğneyen düşmanı yenip atarak kazanılan zaferin sırrı nerededir bilir misiniz? Orduların yönetiminde çağdaş bilgi kurallarının kılavuz yapılmamasıdır. Ulusumuzu yetiştirmek için asıl olan okullarımızın, üniversitemizin kurulmasında hep bu yolu tutacağız” diyerek ifade etmişti.

ÜNİVERSİTELİLER İŞSİZ


AKP döneminde üniversite sayısı arttı, ancak üniversiteli işsizliğinin yanı sıra barınma, beslenme gibi koşullara ise önem verilmedi. Her 10 üniversite öğrencisinden 9’u devlet yurtlarında yer bulamıyor. Yüksek kiralar ve yurt ücretleri ile başa çıkamayan üniversiteliler ‘Barınamıyoruz’ hareketi başlattı.

TÜİK’in son verilerine göre her 3 işsizden biri üniversite diploması olan kişiler. Üniversite bitirmiş işsizlerin sayısı 2002 yılında 306 bin, 2012 yılında ise 590 bin kişi düzeyinde bulunuyordu. 2023 yılında tüm işsizlerin 1 milyon 155 bin kişi ile yaklaşık üçte birini üniversite diplomalılar oluşturuyor.