Rikki Roath, modern zaman seyyahı olarak adlandırılan bu güzel bayan, 15 yaşında yollara düşmüş. Bir gece rüyasında genç yaşta öldüğünü görünce ailesini ikna eder, çantasını sırtına atıp dünyayı gezmeye başlar. Beş senede 25 ülke ve 250 şehir gezen Rikki Roath, kendisine sosyal medyada hatırı sayılır bir takipçisi olmuş. Rikki Roath, bu akşam Beyaz Show'da yaptığı bu gezilerini, başından geçen ilginç olayları ve Türkiye anılarını anlatacak. Peki Rikki Roath kimdir?

RIKKI ROATH KİMDİR?


Rikki Roath, katıldığı programda kendini şöyle anlatıyor; ‘Adım Rikki. Amerika’da doğdum.  Ama kendime dünyalı diyorum, çünkü 15 yaşından beri yollardayım. 5 yılda 25 ülke 250 şehir gördüm. Farklı kültürleri öğrendim. Harika lezzetler tattım. İnanılmaz insanlar tanıdım. Annemden uzakta şimdi Türkiye’yi geziyorum, hem sizinle hem annemle paylaşmak için.’

Amerikalı gezgin Rikki Roath, Türkiye’yi karış karış dolaşarak yaşadığı benzersiz deneyimleri seyirci ile paylaşıyor. Rikki’nin kendine has sıcaklığı, neşesi, dostane yaklaşımı onun yolculuğunu elbette çok özel kılıyor.Rikki için, Antik çağlardan bu yana pek çok tarihi ve kültürel eserin tüm Anadolu topraklarına yayılması sonucu müthiş bir birikime sahip olan Türkiye, tam bir açık hava müzesi. Bu nedenle gezginimiz ayak bastığı her yerde, tarihi ve kültürel mirasın en önemli en ilginç örneklerini ziyaret ediyor.Bir doğa tutkunu olan Rikki Roath, Türkiye’nin, dağlar, ovalar, mağaralar, denizler ve daha pek çok doğal oluşum ve güzellikler açısından zengin coğrafyasına hayran. Bulunduğu yerdeki doğal güzellikleri keşfetmek ve paylaşmak onu mutlu ediyor. Rikki Roath, yalnızca bir gezgin değil aynı zamanda bir kâşif: Adım attığı yerlerdeki insani güzellikleri keşfediyor. Çocuk oyunlarının neşesini,yerel müziğin ve halk oyunlarının ritmini, türkülerin hikâyelerini, düğünlerin sevincini, Halil İbrahim sofrasının bereketini,hasadın mutlu yorgunluğunu, halkın konuk severliğini, insani güzelliklerin Anadolu’ya has yüzünü keşfediyor.Rikki ile seyahat, aynı zamanda bir lezzet yolculuğu. Rikki Roath, gittiği her yörede mutfağa giriyor ve farklı lezzetlerin izini sürüyor. Geleneksel tatların yanı sıra, mutfak sırlarına da ortak oluyor. Ev mutfaklarının yerel lezzet kahramanı hanımlardan sokak yiyeceklerinin ustalarına, ünlü restoranların büyük şeflerinden simit fırınlarına uzanan bir keşfi izleyiciyle paylaşıyor.

Rikki Roath Kimdir?
Rikki Roath için gezi, 15 yaşında, bir gece rüyasında genç yaşta öldüğünü görmesiyle başlar her şey. Ömrünün kalanını Kuzey Dakota’da, doğup büyüdüğü ama kardan ve buzdan bir hapishane olarak gördüğü şehir olan Fargo’da geçirmeyecektir. Ailesini ikna eder ve çantasını toplayıp, cebinde yol parası dışında bir hafta yetecek kadar parayla yola çıkar. Yaşıtlarının dört duvar arasında aldığı eğitimi o, topraktan, doğadan, insandan, kültürden; görerek, hissederek, tanıyarak alır.

Rikki Roath şimdi 20 yaşında. 5 yılda 20 ülke 150 şehir, 15.000 km yol, yüzlerce arkadaş, onlarca muhteşem, güzellik, sayılamayacak kadar farklı lezzet… Paha biçilemeyecek ve bir ömrün alabileceğinden çok daha fazlasını daha şimdiden sığdırır hayatına. İsviçre dağlarında peynir yapmayı öğrenir; İtalya’nın kumsallarında bisiklete biner; Guyana’da yerli halktan, zehirli manyok bitkisinin doğru şekilde ezilip pişirilme yöntemini ve Jamaika mafyasına bulaşmaması gerektiğini öğrenir. San Fransisco’da aşçılık kursunda sadece pişirme tekniklerini değil aynı zamanda dünya mutfağını, bir kaya tırmanışı esnasında nasıl midye aranacağını, hangi yabani bitkilerin yenilebilir olduğunu ve tavuk suyunun neden en iyi ilaç olduğunu öğrenir.Ege’de bir Yunan adasında 7 gün, günde 18 saat çalışıp para biriktirir ve tabi ki Yunan tarihini öğrenir. Gürcistan’da bir çiftlikte armut toplayıp, fındık ayıklayarak para kazanırken; komşu kadından inek sağmayı ve yoğurt yapmayı öğrenir. Otostopla Tiflis’ten Erivan’a, oradan Karabağ’a geçer. Soğuk karlı gecelerde Kafkaslar’da yürüyüş, manastırların yakınında yapılan kamplar ve yol arkadaşlarıyla paylaştığı  dostluklar... Kışı geçirmek için bisikletle Budapeşte’ye doğru seyahati sırasında, gündüzleri şişmiş ayaklarla pedala basarken, geceleri benzin istasyonlarına yerde uyuyabilmek için yalvararak geçen sürede, tek tesellisi Bulgar Dağları’nın manzarasıdır. Romanya köylerindeki çocuklar, Sırbistan’da yaşadığı fırtına ve Macaristan ve oradan da Türkiye. 2014 kışını Erzurum’da geçirir. Altı aylık bir eğitim sözleşmesi, daha önemlisi sıcak yemek ve gerçek bir ev onu bekliyordur. Sonraki durakta bu kez yalnız olmayacak, bütün o eşsiz deneyimlerini bizlerin gözünden tüm dünyayla paylaşacak. Bir rüyayla başlayan deneyimler dünyasını, şehirlere hapsolmuş yaşıtlarına ve tüm seyircilere aktaracak. Onları; doğayı, kültürleri ve insanları anlamak için cesaretlendirecek.

TÜRK ERKEKLERİ FAZLA ÇAPKIN


"Fazla yaşamayacağımı düşünüyorum. Bu nedenle dünyayı gezmeye karar verdim. Bunu aileme söyledim. ’Olmaz’ dediler ama üzüldüğümü görünce çaresiz kaldılar. 14 yaşında dünya turuna çıktım. İlk durak Almanya oldu. Sonra Fransa, Belçika, İsviçre, İtalya ve Türkiye’ye geldim. Gittiğim her ülkede çalışarak geçimimi sağladım ve o yörenin insanını tanımaya çalıştım. Gezi boyunca bana zarar gelecek tüm kötülüklerden kendimi korumasını bildim. Belki gezi sonrası yaşadıklarımı ve gördüklerimi anlatan bir Kitap yazabilirim. Her ülkeyi gezdikten sonra mutlaka ülkeme dönüp birkaç hafta ailemle kalıyorum. Onlar benim çok mutlu olduğumu gördüğü için artık dünya turuna destek veriyorlar. Özellikle Türk insanın çok sevdim. Sadece erkekleri çok çapkın. Türkiye’deki gezimi tamamladım. Buradan Türkmenistan’a geçeceğim. Her ülkede güzel dostluklar kurdum."