AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, PKK terör örgütünün bölge insanına büyük zarar verdiğini belirten Aktay, "Biz bu özgürlükleri sağladıysak, Kürt sorununu çözdüysek, bunu birilerinin silahından, birilerinin tehdidinden, birilerinin şantajından korktuğumuz için yapmadık" dedi.
Hakkari'ye gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, Ticaret ve Sanayi Odasının organizatörlüğünde düzenlenen esnaf, kanaaat önderleri ve STK temsilcileriyle biraraya geldi. Hakkari Üniversitesi Rektörü Prof. Dr Ömer Pakiş, Hakkari eski Milletvekili Abdulmuttalip Özbek ve AK Parti Hakkari il Başkanı Nurettin Fırat'ın da katıldığı toplantıda konuşan Aktay, Kürt sorunu ve gelenin noktayla ilgil açıklamalarda bulundu.
Aktay, "Biz bir çözüm istedik. AK Parti olarak iktidara geldiğimizde Türkiye'de bir şeylerin yanlış gidiyor olduğunu biliyorduk ve biz bu yanlışların hepsini listelinmeştik, hepsini kayıtlarımıza almıştık. Türkiye'de sadece Kürtler değil, dindar insanlar da zulme maruz kalıyordu. Türkiye'de bir inkar, asimilasyon, kimlik inkarı herkesin üzerinde vardı. Kürtlere de Araplara da vallani Türklere de zulmediliyordu. Biz iktidara geldiğimizde, 'Bu devlet anlayışı yanlış. Kürtler üzerindeki baskıyı, asimilasyonu, inkarı bitirmemiz lazım, dindarlar üzerindeki baskıyı bitirmemiz lazım' dedik. 2002 yılında ilk gün bunları yapamadık. Çünkü karşımızda öyle bir ceberrut bir derin devlet vardı ki bize adım attırmıyordu, nefes aldırmıyordu" dedi.
PKK terör örgütüne karşı mücadelenin kararlılıkla devam edeceğini anlatan Aktay, Kürt sorunun çözümünü de PKK'nın keyfi bunu istiyor diye yapmadıklarını söyledi. Aktay, şöyle konuştu:
"Çünkü birisi eline silah alıp 'Ya çözersin ya da benim istediğimi yaparsın, elimde silah istediğim gibi terör yaparım, istediğim gibi baskı yaparım' diyorsa valla kusura bakma silahınla yapabildiğin herşeyi yaptın. Elinden geleni ardına koyma. Bizim demek zorunda kaldığımız şey bu oldu. Aslına bakarsanız bu ülkede bizim istediğimiz tek şey Kürt sorunun çözümü diyorlar ya biz Kürt sorunun çözümünü PKK'nın keyfi bunu istiyor diye yapmıyoruz ki. Bizim programımızın özünde Kürtlere zulüm, sadece Kürtlere değil, herhangi bir etkin gruba, kavme, herhangi bir kültüre zulüm etmek yoktu. Varsa bir zulüm bunu ortadan kaldırmak vardı bizim kitabımızda. Biz özgürlükleri ve insan onuruna hizmet etmekten dolayı gurur duyarız. Çünkü dil yasağı insan onuruna aykırıdır. Allah bizi hiçbir zaman böyle bir suçun ortağı yapmasın. Çok şükür yapmadı. İlk fırsatta bütün bu yasakları kaldırdık. İlk fırsatını bulduğumzda bütün o asimilasyonu da inkarı da dil yasağını da kültür yasağını da kimlik üzerindeki her çeşit yasaklamayı kaldırdık. Çok açık söylüyorum. Biz Kürtlere karşı yapılan zulme baştan beri karşı çıktık. Başta beri inancımız gereği bunu yaptık. Öyle birisinin bizi tehdit etmesiyle değil. Valla tehditler bize vız gelir, tırıs gider. Devlet imkanlarını elinizde tutuyorsanız bu tür tehditler size vız gelir tırız gider. O ceberrut, derin devletin tehditleri de bize vız geldi. Çünkü özgür bir Türkiye için yapmamız gerekeni yaptık. Kürtler için de Araplar için de Müslamanlar için de Aleviler için de Sunniler için de özgür Türkiyeyi oluşturduk elhamdullilah. Bugün tek sorunumuz kalmış o da terör sorunu. Geriye kalan bütün özgürlükleri sağlamış durumdayız. Kimse gelip diyemiz 'Kürtlerin şu sorunu var, eksiği var.' Var eksiklikler, Türklerin yok mu eksiklikleri Her eksiği olan silaha mı sarılsın Her eksiği olan benim karşıma çıkıp bana tehdit mi savursun Kimse kusura bakmasın kimse bu eşkiyalığa prim vermez. Onun için herkes duysun bilsin. Duymamış olanlar varsa onlara da duyuralım. Biz bu özgürlükleri sağladıysak, Kürt sorununu çözdüysek, bunu birilerinin silahından, birilerinin tehdidinden, birilerinin şantajından korktuğumuz için yapmadık. Bu bizim inancımızın bir gereği olarak, kişiliğmizin bir gereği olarak, kimliğimizin bir gereği olarak yaptığımız bir şeydir."

DHA