Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven’in “Balıkesir Anadolu İmam Hatip Lisesi Geleneksel Mezunlar Günü” nedeniyle yaptığı konuşmayı okuyunca Yüksek Seçim Kurulu’nun neden şaibeden bir türlü kurtulamadığını, seçimlerde halkın güvenini sarsan kararların neden alındığını anladım.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven, kendisinin de imam hatip lisesi mezunu olduğunu söyleyerek yaşadıkları acı (!) günleri anlattı.
Vay canına! Meğerse ne sıkıntılar çekmişler! Seneler sonra içini döken Sadi Bey şöyle dedi:

* * *

“Evet, yıllarca sıkıntı çektik fakat, hamdolsun bugünlere geldik. Bizim gibi sıkıntı çekenlerin daha çok birbirine kaynaşmış bir şekilde burada olduğunu görüyorum.
Gençlerin de imam hatip ruhuyla buraya gelmelerini özellikle diliyorum, istiyorum.
Sıkıntı sadece başörtüsü değildi, hepimizeydi.
Hep horlandık!
Stadyumlara gittiğimizde bizimle alay ettiler. Bizi biraz da motive eden buydu.
Ezan sesi geldiğinde camiye giden yönetici istemediler. Sıkıntı buradaydı.
Bu nedenlerle imam hatip ruhu ayakta... İmam hatipli olmaktan gurur duyuyorum.”

* * *

Sadi Güven içindeki duyguları işte böyle dışa vurdu.
Türkiye’nin önemli kurumlarını yöneten kafaların zihniyeti bu...
Şu sözü çok önemli: “Ezan sesi geldiğinde camiye giden yönetici istemediler!”
Yani bu efendi “İnançlarına müdahale edildiğini” söylemek istiyor.
Bu doğru değildir!
Eğer dediği gibi olsaydı bu ülkede Abdullah Gül’ler, Tayyip Erdoğan’lar yetişip cumhurbaşkanı olamazdı ve o da bu makamı asla göremezdi.
Sadi Güven’in hınç dolu sözlerinden yüreğinin, laik cumhuriyet yanlılarına karşı iyi niyet beslemediği ve aklı sıra eski günlerin intikamını almaya çalıştığı anlaşılıyor.
Bu tür yöneticilerin tarafsız ve âdil davranacağına nasıl inanalım?
Böyle kafalarla, bugün ülkemizde en çok ihtiyacımız olan birlik ve kardeşliği sağlamak çok zor!

Bayrama üzülenler!


Kurban Bayramı’na 20 gün kaldı.
Bu yıl bayram 21 Ağustos Salı gününe rastlıyor. Eğer Saray, 20 Ağustos Pazartesi gününü de tam gün tatil yaparsa, Kurban Bayramı tatili 9 güne çıkmış olacak.
Herkes, heyecan içinde uzun tatili bekliyor.
Fakat,  pardon... “Herkes” diyerek yanlışlık yaptım. Bir istisna var!
Kadıköy’ün Merdivenköy mahallesi halkı Kurban Bayramı’nı dehşet içinde bekliyor...
Neden? Çünkü yine cehennem azabı çekecekler!
Merdivenköy mahallesindeki Mustafa Saffet Anadolu Lisesi’nin yanı başındaki 96 bin metrekarelik boş arsaya her yıl, bayramın 15 gün öncesi yurdun çeşitli yerlerinden binlerce büyük baş kurbanlık hayvan getiriliyor.
35 bin kişinin yaşadığı Merdivenköy mahallesi gübre kokusu ve karasinek istilası altında işkence çekiyor.
Kadıköy Belediyesi’nin karşı çıkmasına rağmen “Kadıköy Kaymakamlığı Kurban Hizmetleri Komisyonu” bu arazinin kurban yeri yapılmasına yine izin verdi.
Ağır gübre kokusunun ve karasinek istilasının bir ay sürdüğünü belirten mahalle halkı bu kararı alan komisyonu şiddetle protesto etti. Ülkede vatandaşı düşünen yok ki!

Bodrum ve Sahil Güvenlik


Bodrum Liman Başkanlığı’na bağlı Sahil Koruma’nın Bodrum koylarında kontrol görevini yapamadığını, yatların aralarına halat gererek sahilleri gasp ettiğini yazmıştım.
Bir bilgi geldi... Bodrum’da kadro yetersizmiş, sadece 5 adet Sahil Güvenlik Botu varmış... Bunlar da Yunan adalarına kaçan Suriyelileri izliyor, tekneleri devrilip boğulmakta olan mültecileri kurtarmakla uğraşıyormuş. Koyların denetlenmemesinin sebebi buymuş. İnşallah eksikler tamamlanır, Bodrum koylarına yasalar hâkim olur!

TEBESSÜM

Analar ve çocukları


Küçük Temel karnesini annesi Fadime’ye gösterdiği vakit kadının tepesi atar. Karne zayıf notlarla doludur.
Fadime, oğlunu karşısına alıp bağırır:
“Ula söyle bakayum eşek herif, ha bu nedir? Geçen yıl sınıf birincisi olmuştun. Bu yıl ne oldu sana? Sonuncu olmuşsun be!”
Küçük Temel annesinin elini öper ve ona gayet sakin cevap verir:
“Anacuğum, geçen yıl sen çok sevinmiştun, bırak da bu yıl başka analar da sevinsun da! Onların da sevinmek hakkıdur.”

GÜNÜN SÖZÜ


Her ülkede toplum sıradan insanlardan oluşur. Onlara yön veren, zekâ düzeyi yüksek sıra dışı insanlardır.

rrt

plusbanner2x