seyit-torun-saygi-ozturk

Seyit Torun, aralıksız 15 yıl belediye başkanlığı yaptı.  25 yaşında Ulubey Belediye Başkanı oldu. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinde bulundu. Halen CHP’nin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürütüyor. Yani masanın iki tarafında da bulunmuş bir isim.  Milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçiminin erkene alınması gündemde yokken, yerel seçimler için akademisyenlerle, seçim kampanyası yapmış kişilerle, kendi ekipleriyle çalışmalar yürütmüştü.

Ancak, genel seçimler erkene alınınca bu seçimlere odaklanılmış, yerel yönetimler seçim çalışmaları yarım bırakılmıştı. 24 Haziran seçimlerinin değerlendirmesi yapılmadan, olağanüstü kurultay talepleri öne çıktı. Bu tartışmaların dışında “Önümüzdeki yerel seçimlerde nasıl başarılı olabiliriz” çalışması da yürütüldü. 75 sayfalık seçim bildirgesinin altyapısı hazırlandı. Bildirgeye, Parti Meclisi ve Merkez Yürütme Kurulu’nun görüşü alındıktan sonra son şekli verilecek.

PROJE HAVUZU

Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, yerel seçimler öncesi seçime nasıl hazırlandıklarını, nasıl bir yol izleneceğini SÖZCÜ’ye şöyle anlattı:

“Ülkemizde bin 398 belediye var. Belde, ilçe, büyükşehire bağlı ilçe, il ve büyükşehir belediyelerinin tamamını mercek altına aldık. Kendi belediyelerimizin yaptığı  çalışmaları, bazı anket sonuçlarını, gelen şikayetleri, yapılan hizmetleri değerlendiriyoruz. Belediyemizin olmadığı yerlerin de sorunlarını tespit ediyoruz.2014 yerel seçimleri dahil olmak üzere referandum, genel seçim, ardından tekrar referandum, genel seçim sonuçlarıyla ilgili hepsini bir grafik ve değerlendirmeyle tespit ettik. Oy geçişlerinin analizlerini yaptık. Bir proje havuzu oluşturduk. Belediyelerimizin başarılı olduğu ve uygulamada sonuç aldığı, bölgelerinde fark yarattığı projeleri havuza topladık. Diğer belediyelerin başarılı projelerini de örnekledik. Kısacası Türkiye’deki bütün belediyeler üzerinde çalıştık.

ADAYDA ARANACAK NİTELİKLER

Çok az oyla kazandığımız, az oyla kaybettiğimiz, çok farklı kazandığımız, çok farklı kaybettiğimiz belediyeleri de ayrı ayrı sınıflandırdık. Sonuçları analiz ederek değerlendiriyoruz.  Yetkili kurulların onayıyla başarılı olan arkadaşlarımızla devam ederiz. Ama başarılı olmayan, ciddi oy kaybına yol açmış, kendi belediyesinde  başarılı olamayanları da ona göre değerlendireceğiz. Aday tespitlerimiz için bütün yöntemleri kullanacağız. Seçim bölgelerinde önseçim, merkez yoklaması, temayül yoklaması, anketler mutlaka yapılacak.

Biz  adayı şöyle sınıflandırıyoruz: Aday olacak kişinin halkta bir karşılığı olmalı.  Örgüt tarafından da kabul görmeli. Bu sorumluluğu üstlenecek vizyon ve misyonu olmalı.  Ayrıca seçim bölgesiyle, belediyesiyle ilgili projeleri olmalı. O bölgede yaşayan seçmenlerin sorunlarını çözecek, onları geleceğe taşıyacak projeleri bulunmalı.

GÜNÜ KURTARMAK OLMAMALI

15 yıl aktif belediye başkanlığı yapmış biri olarak, başkanlık görevinde olmadığım sürece de olayların hep içindeyim. Amacımız günü kurtarmak değil, yarını oluşturmak. Türkiye’ de maalesef günlük düşünerek hizmet veriliyor. Eğer yarını kuramazsak, bugün ucuza mal edeceğimizi yarın pahalıya kullanırız.

Türkiye bir deprem bölgesi. 1999 yılından bu yana deprem vergisi alındı,  bu yönde kararlar alındı. Ama uygulamada iddiadan öteye bir şey olmadı. Olabilecek bir depremde can ve mal kaybı olarak ciddi bedelle karşı karşıya kalacağız. Bilim adamları, uzmanlar siyasiler söylüyor ama  iş ve karar alma yok. Türkiye’nin deprem gerçeğini görerek hareket etmek zorundayız.

BÖYLE İMAR AFFI OLMAZ

İmar affı çıkarıldı. Parayı veren evini ruhsatlandırıyor. Acaba bunlar depreme dayanıklı mı, imara uygunluk açısından çok abartılı mı değil mi diye bakılmıyor. Evet, imar affına itirazımız yok ama derenin içine yapılan, depreme dayanıksız, kriterlere uymayan ev  imar affından faydalandırılmalı mı? Bunların  mutlaka bir değerlendirilmesi lazım. Dayanıklı, dayanıksız ayrımı yapılmadan hepsinin bir çuvala konulması, yarın o mülkiyet sahiplerine de bir bedel getirecek. Affedilecekse kolaylaştırmak lazım. Ama bu ruhsatlandırarak olmamalı. Deprem yönetmeliğine, kriterlere uymayan yerlere ruhsat verdiğinizde o kişileri de mağdur edeceksiniz.  Herkesin bu af kapsamına girip faydalanmasını da doğru bulmuyorum. En azından binaların dayanıklılığı, belli kriteri barındırması zorunlu olmalıydı.

Hep ‘altyapı altyapı’ deriz. Hepimizin tanık olduğu gibi ilk yağmurda her yer göle döner. ‘Nerede bu devlet, millet?’ denilir. Yöneticiler mağduriyetin giderileceğini söyler. İş yine vatandaşın çektiğiyle kalır. Bugünü kurtarmak için değil, uzun vadeli hizmet verilmeli. Birinin yaptığı kaldırımı diğeri gelip değiştirmemeli. Yaptığınız imalatın da bir kullanılabilirliği olacak. Bugünü kurtarmayalım. Biz yarının belediyeciliğini yapalım. Şimdi ucuza mal edip, yarına pahalı kullanmayalım. Vatandaşımızı belli bir maliyetle karşı karşıya bırakmayalım. İnsanımızın beklentisi sürekli artıyor. Bazı sosyal projeler belediyelerin sorumluluğunda değilken bugün ihtiyaç ve zorunluluk haline geldi. Cenaze hizmeti, yaşlıya evde bakım hizmeti bugün ihtiyaç olarak görülüyor. Altyapı, trafik, deprem gibi konularda da geleceği hazırlamak zorundayız.

KÜÇÜK DÜŞÜRENLER HARİÇ

Olağanüstü kurultay için imza veren başkanlar oldu. Partiyi küçük düşürücü, rencide edici,  zarar verici ifadeler olmadıkça o belediye başkanlarını aday göstermeme gibi durum olmaz.  Herkesi kucaklayacağız. Bir süreç yaşanmış ve geride kalmıştır.

Biz sosyal demokrat partiyiz. Belli iddiaları olabilir. Aynı yolu birlikte yürüyeceğiz. Daha iyi sonuç almanın CHP’yi  iktidara taşımanın çabası içinde olacağız. Hiçbir arkadaşımızı dışlamadan yolumuza devam edeceğiz.”

CHP’den seçim haberi şimdilik böyle...

plusbanner2x