Hadi ipucu sorusu yayınlandı. Kadınların makyaj için olmazsa olmaz malzemelerinin başında ruj geliyor. Kadınların makyaj çantalarından ayırmadıkları ruj bugün Hadi ipucu sorusu oldu. Saat 20:30'da başlayacak 22 Şubat Hadi bilgi yarışması ipucu sorusu belli oldu. Hadi ipucu sorusu; Ruj kelimesi dilimize hangi dilden geçmiştir ve o dilde ne anlama gelmektedir?

RUJ KELİMESİ DİLİMİZE HANGİ DİLDEN GEÇTİ? HADİ İPUCU SORUSU

Hadi ipucu sorusu; Kadınların makyaj çantalarından ayırmadıkları, dudakları daha da renklendiren olmazsa olmaz kozmetik ürününün ruj olduğunu tahmin ediyoruzdur. Peki ruj kelimesi dilimize hangi dilden geçmiştir ve o dilde ne anlama gelmektedir biliyor muyuz?

Cevap: Ruj kelimesini tahmin edileceği üzere dilimize Fransızca'dan geçmiştir. Rujun Fransızca'daki anlamı ise kırmızıdır.



RUJUN DÜNYADAKİ GEÇMİŞİ

Afrika’da ve Batı Avrupa’da ortaya çıkarılan kaya resimlerinde kadınların ruj kullandıkları görülüyor. Antik Mısır’da doğal pigmentler ve hayvan yağları karıştırarak günümüz rujlarının temeli oluşturulmuştu. Kızıl kurşun ve demir oksit renk vermeleri için kullanılıyordu. Ancak bunlar pas kokuyordu. Bu rujları daha iyi kokar hale getirmek için rujlara çeşitli esanslar eklenmişti. Çivi yazılı bazı metinler, kadınların süsen çiçeği gibi bazı asitli bitkilerin sularını dudaklarını renklendirmek için kullandıklarından bahsediyor.

JAPON KADINLARININ KATRAN VE BALMUMUNDAN RUJLARI

Eski dönemlerde Japon kadınların yoğun makyajla kalabalık arasına çıkmasına izin verilmiyordu. Kadınlar yüzlerine beyaz dudaklarına siyah sürüyorlardı. Bu makyajla yüzlerinde maske varmış gibi görünüyorlardı. O rujların temel maddesini katran ve balmumu oluşturuyordu.

KIRMIZIBÖCEĞİNDEN RUJ

Okyanusya’da kadınların rujlarının temel maddesini bazı küçük yumuşakçalar oluşturuyordu. Bu yumuşakçalar ruju parlak kızıl yapıyorlardı. Latin Amerika’da ve bazı doğu ülkelerinde rujlar hayvansal kökenli boya olan carmin ile renklendiriyorlardı. Bu malzemenin kaynağı kırmızıböceğiydi. Bu böcekler toplanıyor, kurutuluyor daha sonra dövülerek kırmızı toz haline getiriliyordu.