Sevgili okurlarım bir ülke düşünün, tam 3 milyon 600 bin işsize sahip... Bu insanların çoğu genç.
Önemli bir bölümü üniversite bitirmiş.
Büyük çoğunluk ise “Ne iş olsa yaparım abi” diyen garibanlardan oluşuyor.
Bu insanlara ne yapacaksınız, soruna nasıl çözüm bulacaksınız?
Daha doğrusu, kim çözüm bulacak?
Dünkü Birgün gazetesinde okudum. Üniversite bitiren üç işsiz gencin sözleri birinci sayfada yer almıştı.

★★★

Nisan Şahin. ODTÜ Felsefe mezunu:
“İngilizce eğitim gördüm, iki yıldır işsizim. Bazı geçici işlerde çalıştım. Harçlığımı kazanmak için geçici işlere de başvuruda bulunuyorum. Geçenlerde bir firmaya kasiyerlik için başvuruda bulundum ve aldığım yanıt şu oldu:
‘Bizim için çok yaşlısınız.’
Ben 27 yaşındayım ve yaşlı sayılıyorum!”

★★★

Atakan Çelik. ODTÜ Makine Mühendisliği mezunu:
“Altı aydan bu yana işsizim. Benim dönemimden birçok arkadaşım da aylarca işsiz kaldı. Çoğu halen iş arıyor. Yeni mezunlara teklif edilen işler genelde düşük ücretli oluyor ve bizlerden ekstra mesailer (ücretsiz fazla çalışma) isteniyor. Bu durumda biz iş beğenmemiş oluyoruz!
Üstelik yaz aylarından beri şirketler küçülmeye gidiyor. Ekonomik kriz gerekçe gösterilerek pek çok işyeri için başvuru aşamasını bile geçemiyoruz.”

★★★

Ezgi Tekin: Yıldız Teknik Üniversitesi Harita Mühendisliği mezunu:
“Yedi aydır kalıcı bir işte çalışamıyorum. Bize sunulan işler nitelikli değil. Bu durum bizi kendimizi sorgulamaya itiyor. Sektör çok kötü. Sürekli olarak ‘Çok kötü zamanda mezun olmuşsunuz’ sözlerini duyuyoruz.”

★★★

Bunlar dün Birgün’de yer alan birkaç örnek. Ancak isimleri medyada yer almayan milyonlarca işsiz de büyük bir sabırla beklemeyi sürdürüyor.
İçlerinde benim tanıdığım genç çocuklar var...
Üniversite bitirmiş, balıkçı restoranda komi olarak çalışıyor. Şimdi bütün umudu garsonluğa terfi edebilmek!
Başkaları var, markette kasiyer olarak çalışıyor...
Ve istisnasız bütün işsizler torpil arıyor.
Pek çoğu AKP’li milletvekilleri arıyor ki derdini anlatsın.
Geçen gün bir milletvekilinin tepesi atmış, oğlu için iş arayan anneye “Hanım hanginizle uğraşayım, ben işçi bulma müdürü müyüm” demiş.
Bunu bana anne ağlayarak anlattı...

★★★

Sevgili okurlarım, burada üzerinde durulması gereken husus şudur.
Recep Bey ve ekibi her gün Türkiye’nin dört bir yanında kürsülere çıkıp nutuk atıyor.
Ancak hiçbirinin ağzından ‘İşsiz sayımız şu kadardır. Bu ciddi sorunu çözmek için önümüzdeki aylarda (veya yıllarda) şu önlemi alacağız’ gibi inandırıcı bir söz duymadınız.
Duyamazsınız zira yapacakları hiçbir şey yok.
Ne yapacaklarını bilmiyorlar. Bilmedikleri için de, bu konuya asla değinmiyorlar.

★★★

Memleket Arap istilasına uğradı. 72 milletten niteliksiz insan kapağı Türkiye’ye attı ve bizim insanlarımızın iş umutlarını ellerinden kaptı aldı.
Başı Suriyeliler çekiyor ama içlerinde ne ararsan var.
Iraklı, Afgan, Türkmen, Somalili, Azerbaycanlı ve hatta Ermeni...Say sayabildiğin kadar!
Bunlar için ucuz işçi pazarları kuruldu.
Pazarlar inanılmaz bir biçimde ve örgütlü olarak çalışıyor. Örneğin gayet iyi biliyorum, Ankara’dan İstanbul’a kafile halinde ucuz işçiler gönderiliyor.
Şebekenin pek çok ilimizde elemanları ve simsarları var.
Yerli malı işçi, diyelim ki asgari ücretle çalışacaksa, bu garibanlara günde 30 lira ödeniyor.
Çoğu insanlık dışı koşullarda yaşıyor.
Üstelik hiçbirinin sigortası falan yok ama onlar buna bile razı.
Devlet bunları bilmiyor mu?
Elbette biliyor ama herhangi bir önlem almıyor.
Niçin?
Çünkü devleti yönetenler halen o kürsülerde sağa sola posta koyma aşamasında... Ve bu acı gerçeği görmezden geliyorlar...
Toplam göçmen sayısı beş milyonu geçince ipin ucu ellerinden kaçtı.
Şimdi yapacakları hiçbir şey yok.
Yapabildikleri tek şey sizlerden oy beklemek!

★★★

Bunlar size nutuk atarken, sesinizi ulaştırabilirseniz sorun bakalım...
“İşsizlik konusunda ne yapacaksınız, hangi önlemleri alacaksanız?”
Hiçbir yanıt veremediklerini göreceksiniz!..
Ya da “Bu sorunu bizden önceki hükümetlere sorun. İşsizliği CHP’nin tek parti dönemi yarattı” derlerse sakın ola ki şaşırmayın!