Seçim sonuçları belli ama bahaneler yaratılarak başkanlık mazbatalarının hâlâ verilmemiş olması neyi gösteriyor?
Bu, ülkemizdeki hukuk, adalet ve demokrasinin kaçıncı sınıf olduğunun göstergesi değil mi?
“Ben sonucu beğenmedim, yeniden say... Bunu da beğenmedim bir daha say...”
Ee, saydık, sonra?
“Yine beğenmedik” derlerse ne olacak? Bunun sonu seçimin iptali gibi bir rezilliğe kadar gider mi?
“Burası Türkiye abicim, her şey olabilir!” diye karamsar olanlar var.
Öyle olsa bile iflah etmez!
Kaybedilen seçime karşı dik durmaya çalışmanın yararı yok. Lastik patlamıştır bir kere... AKP arabası artık sağlıklı gidemez!
“Kıyıda kenarda kalmış küçük bir belediye başkanı” diye küçümsenen İmamoğlu, 25 yıllık saltanata son verdi.
“Hokus-pokus”  yöntemiyle sonuçları değiştirmeye çalışmak siyasi ahlâka ve mertliğe ne kadar sığar, takdir okurlarımın!





Bütün sorun iyi ve büyük görünmek değil, gerçekten büyük olmaktır.
“Ben büyüğüm” demekle kimse büyük olmuyor.
Lâfla demokrasi sağlanmıyor.
Hukuku, adaleti, özgürlükleri savunan ülkeler büyüyor.
Dün İngiltere’nin başkenti Londra’da ilginç bir olay yaşandı.
Kent, Başbakan Theresa May’in tepetaklak fotoğraflarıyla donatıldı!
Londra’nın yüksek tirajlı gazetesi Evening Standard’ın bu protestosu, Başbakan May’in başarısızlıklarla dolu hayatının bittiğini ve kendisinin tepetaklak düşüşe geçtiğini simgeliyor.
Sokakları, caddeleri, meydanları dolduran bu anlamlı posterlerde “Things can only get bitter”, yani “Her şey acı olacak” yazılı.
Böyle bir yasal, fakat sert protesto İngiliz siyaset tarihinde ilk defa görülüyor ve İngiltere Başbakanı buna bir şey yapamıyor. Neden? Çünkü orada gerçek anlamda demokrasi var.
İngiltere yasalarına göre basın hürdür ve Başbakan, Bakanlar, hatta Kraliçe dahil herkesi özgürce, en sert şekilde eleştirebilir.
Londra’nın dört bir yanını donatan posterlere koskoca İngiltere’yi yöneten Başbakan Theresa May bir şey yapamadı, herkes gibi izlemek zorunda kaldı.
Demokrasinin güzelliği bu!

★★★

Şöyle bir düşünelim.
Aynı tür eleştiriyi İstanbul’da iktidara muhalif bir gazete yapsa ne olur?
İstanbul sokakları ve meydanları böyle posterlerle doldurulsa, demokratik bir protesto diye hoşgörü ile karşılanır mı?
Hayır! Gazetenin yöneticileri bir daha güneş yüzü göremez!
İşte, İngiltere demokrasisi ile bizim demokrasi arasındaki fark bu!

“Karım oyunu kullanmış mı?”


Yaşlı adam, sandık görevlisine sorar:
“Karım oyunu kullanmış mı?”
Görevli sorar:
“İsmi ne teyzenin?”
“Mualla Soydemir”
Görevli listeye bakıp yanıtlar:
“Evet amca, kullanmış.”
Adam hayıflanarak başını sallar:
“Yine görüşemedik desene...”
Görevli merakla sorar:
“Niye? Bu yaşta boşandınız mı amca?”
Yaşlı adam:
“Yok evladım” der, “Hanım 10 sene önce öldü. Her seçimde benden önce geliyor, denk gelemiyoruz!”

GÜNÜN SÖZÜ


Seçim özgürlüğü yoksa o ülkede özgürlük de yok demektir!