Haklarında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmayan, bunu Cumhuriyet Savcılıklarından aldıkları “İyi Hal” belgesiyle kanıtlayanlar ancak belediye başkanlığı ya da belediye meclis üyeliğine aday olabilir. Yüksek Seçim Kurulu (YSK), savcılıklar tarafından verilen belgeye göre adaylık başvurusunda bir sakınca görmüyor. Hakkında mahkumiyet kararı bulunmayan kişinin seçime girmesinde de bir sakınca bulunmuyor.
Mansur Yavaş’ın belediye hizmetiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan davasında, “Kazansa bile göreve başlatılmayacak” havası estirildi. Şimdi de Ekrem İmamoğlu’nun, Ordu Valisine hakaret ettiği gerekçe gösterilip göreve başlatılmayacağı, başlatılsa da görevden alınacağı dillendiriliyor.

CEZA ALMASI İÇİN

Başkanlık görevleriyle ilgili bir suç nedeniyle haklarında soruşturma/ kovuşturma açılan belediye başkanı, kesin hükme kadar İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırılabilir. Ekrem İmamoğlu’nun eski dosyaları boş yere incelenmiyor, valiye söylediği iddia edilen sözler için bizzat tepeden dava açılması isteniyor. Bunlar, İmamoğlu’na oy verilmesini engellemek için yapılıyor. Bir de kanuna bakalım:
1- 5393 sayılı Belediye Kanunu 47. maddesi uyarınca başkanlık görevleriyle ilgili bir suç nedeniyle haklarında soruşturma veya kovuşturma açılan belediye başkan ve belediye meclis üyeleri kesin hükme kadar İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırılabilir.
2- Seçilme yeterliğini yitirdiği anlaşılan belediye başkan ve meclis üyelerinin organlık sıfatını kaybetmelerine (düşürülmesine) Danıştay tarafından karar verilir. (EK Madde 2)
Mansur Yavaş ve seçilirse Ekrem İmamoğlu’na rahat bırakmayacaklar.

Küçükkaya ve Bursalı’ya haksızlık


İsmail Küçükkaya’nın, başkan adaylarından Ekrem İmamoğlu ile görüşmesi büyütüldükçe büyütüldü. Küçükkaya, günlerdir o görüşmeyi anlatıyor. Açık oturumdan farklı bir beklentisi olanlar, üstelik devlet olanaklarını kullanıp saldırıyorlar.
Sorular başkan adaylarına verilse ne, verilmese ne? İki aday bilmiyor mu 31 Mart seçim sonuçları, oyların sayılması, YSK’nın birbiriyle çelişen kararlarının sorulacağını? Bilmiyorlar mı ulaşım başta olmak üzere projelerle ilgili sorular yöneltileceğini? Dahası, iki aday da Küçükkaya’nın programına katılmıştı. O programlarını hatırlayanlar, soruların aynı ya da benzerinin olacağını bilmiyor mu? Belediye ile ilgili usulsüzlüklerin yer aldığı Sayıştay raporundaki konuların İmamoğlu tarafından gündeme getirilip buna karşı belediye tarafından bilgilendirilen Yıldırım’ın “Yalan” diyeceğini siz beklemiyor muydunuz?
Açıkçası, bazıları mesleki kıskançlık nedeniyle İsmail’i köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar. Onu boğmaya çalışanlar da işin iç yüzünü pek ala biliyorlardır. İsmail de eksikliklerini, hatalarını mutlaka değerlendirecektir. Ama birilerinin abarttığı gibi bir durum yok.

YALNIZ ŞEBNEM DEĞİL

Meslektaşımız Şebnem Bursalı, TRT Haber’de Ekrem İmamoğlu’na sorular yöneltti. Bir gazetecinin sorması gerekenleri sordu. İmamoğlu da çok içten cevaplar verdi. Yayın devam ederken, Şebnem Bursalı’nın İzmirli meslektaşlarımız Hamdi Türkmen, Erol Yaraş, Ünal Ersözlü ve Deniz Sipahi ile birlikte Fetullah Gülen’le çektirdikleri fotoğraf yayıldı. Fotoğrafın olması Şebnem Bursalı ve diğer meslektaşlarımızın Fetullahçı olduğu anlamına gelmez. Siyasi görüşleri, geziye niçin gittikleri tartışılabilir ama o yapıyla ilgisinin olmadığı da çok iyi bilinir.
Fotoğrafın çekildiği yıllarda, el üstünde tutulan Fetullah Gülen’le, gazetecilerin görüşmesi kadar doğal ne olabilir? O görüşme, Gülen’i destekledikleri anlamına gelmez. Ayrıca, AKP’nin önde gelen isimlerinden o dönemde Gülen’le fotoğrafı olmayan mı var?