TBMM'de  basın toplantısı gerçekleştiren İYİ Parti Samsun Milletvekili Bedri Yaşar, hükümetin fındık politikalarını eleştirdi. Yaşar, girdi artışlarına bağlı olarak 1 kilogram fındığın maliyetinin 20 liranın üzerine çıktığını söyledi.

“YÜZDE 70’LİK BÖLÜMÜ TÜRKİYE’DEN KARŞILANIYOR”

Dünya fındık ihracatının yaklaşık yüzde 90’lık bölümünün ülkemiz tarafından yapıldığını dile getiren Yaşar, şunları söyledi;

*Fındık ihracatından ülkemiz, 2016-2017 sezonunda 1,9 milyar ve 2017-2018 sezonunda 1,8 milyar dolar ekonomik gelir elde etmiştir. Ülkemizin en önemli geleneksel ihraç ürünüdür.

*Fındık; Kocaeli’nden Artvin’e kadar Ordu, Trabzon, Zonguldak, Bartın, Sakarya, Samsun, Giresun, Düzce Kastamonu, Sinop, Rize, Bolu, , Gümüşhane ve Tokat illerinden oluşan özellikle Karadeniz Bölgesi’nde 16 il, 123 ilçe ve 3 bin 200 köyde 720 bin hektar alanda yaklaşık 500 bin üreticiyle üretilen bir ürünümüzdür.

*Dünya piyasasında fındığın yaklaşık yüzde 70'lik bölümü ülkemizden karşılanmaktadır.

“CİDDİYETSİZLİK VE KEYFEKEDERLİK SÖZ KONUSU”

Bu durumun fındığı ülkemiz açısından milli ve stratejik bir ürün haline getirdiğini ama buna rağmen, hükümet tarafından fındık konusunda şu ana kadar milli bir politika oluşturulmadığını söyleyen Yaşar, “Bakın, taban fiyatları açıklama konusun da bile bir ciddiyetsizlik ve keyfe kederlik söz konusudur.

Fındık taban fiyatları; 2017 yılında, 17 Ağustos tarihinde 2018 yılında, 26 Ekim tarihinde 2019 yılında, 26 Temmuz tarihinde açıklanmıştır. 2020 yılı fındık taban fiyatları henüz açıklanmamış ve hangi tarihte açıklanacağı da belli değildir. Ayrıca taban fiyatları öncesi bölgede büyük bir spekülasyon yaşanmaya başlanmıştır” açıklamasında bulundu.

“HÜKÜMET BU DURUMU SEYRETMEKLE YETİNDİ”

Yaşar, bölgedeki uluslararası firmaların neredeyse tek başlarına fiyat belirlemeye başladıklarını ve 25-26 lira olan fındık fiyatının 18-19 liraya düşürüldüğünü belirtti. Yaşar, “Hükümete de, bu durumu sadece seyretmekle yetinmiştir. Buradan hükümeti uyarıyoruz. Yaşanan bu spekülasyonlara boyun eğilmemeli ve fındık üreticisi mağdur etmemelidir. Böylece, fiyatı, uluslararası firmalar değil, üretici belirlemelidir.

Tarım Bakanlığı ifadeleri ve bölgeden gelen haberler, bu yıl fındık rekoltesinin 660 bin ton civarında olacağını ortaya koymaktadır. Türkiye’de 2018-2019 sezonunda 776 bin ton fındık üretimi gerçekleşmiştir. Sadece bu rakamlar bile, fındığın üretici ve ulusal ekonomi açısından öneminin anlaşılması açısından yeterlidir” ifadelerini kullandı.

“ÜRETİCİ MAĞDUR EDİLMEMELİDİR”

Gübre başta olmak üzere, bakım ve hasat masraflarından oluşan her türlü girdide anormal artışlar meydana geldiğini söyleyen Yaşar, “Girdi artışlarına bağlı olarak 1 kg fındığın maliyeti 20 liranın üzerine çıkmıştır.  Rekoltede bu yıl meydana gelen düşüş de dikkate alınarak fındık fiyatları en az 3,5-4 dolar seviyesinde olacak şekilde 25 TL’den den az olmayacak düzeyde açıklanmalıdır. Üretici kesinlikle mağdur edilmemelidir” dedi.

“LİSANSLI DEPOCULUK TÜM BÖLGEDE YAYGINLAŞTIRILMALI”

Fındık üreticisinin mağdur olmaması ve ülke ekonomisinin fındıktan maksimum fayda sağlayabilmesi amacıyla, İYİ Parti Fındık Çalışma Grubu olarak kısa ve uzun vadede hükümete önerilerde bulunmak istediğini belirten Yaşar, şöyle devam etti:

*Fındık, Türkiye ekonomisi için hayatı önemde bir üründür. Dolayısıyla TMO, gecen seneki gibi fındığın pazara ucuz fiyattan düşmesinin önüne geçmeli ve biran önce ‘fındık fiyatını’ ilan etmelidir. Geç kalınması halinde, geçen yıl olduğu gibi üretici açısından ciddi zarara neden olacaktır.

*Ayrıca; bugünden tezi yok gerekli çalışmalar yapılarak en kısa sürede TMO ya da Fiskobirlik depoları alıma hazır hale getirilmelidir. Lisanslı depoculuk tüm bölgede yaygınlaştırılmalıdır.

“REKOLTE, FİYATI BELİRLEMEDE ANA UNSURLARDAN BİRİ”

“Rekoltenin 660.000 ton olduğu ifade edilmektedir. Rekolte, fiyatı belirlemede ana unsurlardan birisidir” diyen Yaşar, “Bu nedenle, rekolte belirlemesinin daha net, daha sabit verilere dayalı, rasyonel ve resmi ağızdan yapılması sağlanarak, üreticilerin zihninde muğlak nokta bırakılmamalıdır. Fiyat belirlenmesi esnasında rekolte bazlı manipülasyonların önüne geçilmelidir” açıklamasında bulundu.

“YENİ BİR ‘EMANETÇİ’ SİSTEMİ OLUŞTURULMALI”

Fındıkçının en fazla sorun yaşadığı konulardan birisinin ‘emanetçilik’ olduğunu söyleyen Yaşar, “TMO, ister lisanslı depolamaya yeni bir düzenleme getirerek, isterse de emanete fındık alımı için bir strateji belirleyerek üreticinin bu mağduriyetinin önüne geçmelidir.

Yeni bir ‘emanetçi’ sistemi devlet kanalı ile oluşturulmalıdır. Örneğin, başlangıç dönemlerinde üreticinin depo kiraları desteklenmeli, eline verilen ürün teslimat sertifikaları karşılığında faizsiz bankalardan kredi kullanmaları sağlanmalı gibi alternatif çözümler geliştirilmelidir” ifadelerine yer verdi.

“TABAN FİYATI AÇIKLAMASI YAPILMALI”

Fındık fiyatının belirlenerek, kamu tarafından süratle alım yapılacağının ilan edilmesi gerektiğini ifade eden Yaşar, “Sürekli taban fiyatı tartışmalarına son verecek bir sitemde taban fiyatı açıklaması yapılmalı ve bu sayede manipülasyonların önüne geçilmelidir. Alım yapılan mahsulün peşin ya da peşine yakın bir zamanda ödeneceğinin açıklanması da üreticinin elini rahatlatacak, piyasada potansiyel fiyat belirsizliğinin önüne geçilecektir” şeklinde konuştu.

“FINDIĞIN FİYATI İHRACAT BAZLI HESAPLANMALIDIR”

“Fındığın fiyatı, satışının tamamına yakını ihracat bazlı hesaplanmalıdır” diyen Yaşar, şöyle konuştu:

*Böylece üreticinin dolar artışı karşısında satın alma gücü kaybı yasamasının önüne geçilmelidir. Tüm bu gerçekler ışığında fındığın taban fiyatı 3,5-4 dolar seviyesinin altında açıklanmamalıdır.

*Ve 25 TL’den den az olmayacak düzeyde olmalıdır. Uzun vadede; fındığa dayalı sanayinin teşvik edilerek fındık bölgelerinde hem fındığın mamul hale getirilip katma değer oluşturulması, hem de yeni iş alanlarının açılması ve özellikle yurt içi kullanım ve tüketimi teşvik edilmelidir.

*Yine uzun vade de; en önemlisi Tarım ve Orman Bakanlığı öncülüğünde Ulusal Fındık Politikası belirlenmelidir.

“İNŞALLAH HÜKÜMET BU KONUDA GEÇ KALMAZ”

Yaşar, fındık üreticisi olmadıkları halde ihracatçı durumunda olan ülkelerin tamamı, Türkiye’den satın aldıkları fındığı işleyerek re-expot (yeniden ihracat) yaptığını belirterek, “Ülkemizde bir Ulusal Fındık Politikası oluşturulmasına bu bakımdan çok büyük önem veriyoruz. İnşallah hükümet bu konuda geç kalmaz.

Salgın nedeniyle, fındık üreticilerimiz alan bazlı gelir desteği başvurularını zamanında yapamamışlardır. Süre, 30 Haziran 2020 tarihinde bitmiştir. Her yıl başvuru süresi uzatılırken, bu yıl uzatılmamıştır. Başvuru yapamayan üreticilerimiz, Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan süre uzatımı istemektedir” dedi.

[old_news_related_template title="Bakanın açıkladığı fındık rekoltesine MHP ve CHP'den sert tepki" desc="Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, bu yıl fındıkta beklenen rekoltenin de 665 bin ton olduğunu açıkladı. Pakdemirli'nin rekolteyi yüksek açıklamasına çok sert tepkiler geldi. MHP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, 'Tarım Bakanı bugün fındık üreticisine ihanet etmiştir' dedi. CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel ise 'Sizler ahlaksızsınız. Bu şekilde Türkiye’yi uluslararası sermayeye peşkeş çekenlerin hepsi utanmazdır' dedi." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2020/07/19/iecrop/pakdemirli-dha1_11650565_16_9_1595142830.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/bakanin-acikladigi-findik-rekoltesine-mhp-ve-chpden-sert-tepki-5939544/"]