SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI KAPSAMINDA ÇALIŞAN SAYISI/DİSK



Türkiye’de koronavirüs tedbirleri kapsamında 20 yaş altı yurttaşların sokağa çıkması yasaklandı. Yasağın gündeme gelmesinin ardından İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu (İİSŞP) hem sokağa çıkması yasaklanan hem de çalışmak zorunda bırakılan 4 milyon vatandaş için bir açıklama yayınladı. İİSŞP, AKP hükumetinin kararına, “Ücretli izin ve işten atmaların yasaklanmadığı koşullarda işsizlikle yüz yüze kalmaları getirecektir” ifadeleriyle tepki gösterdi.

20 YAŞ ALTINDAKİLER GENELGESİ

Bu noktada CHP’li Muharrem Erkek’in önerisi önemli... Erkek, AKP iktidarına şu çağrıyı yaptı:

“Birkaç gün önce 20 yaş ve altındakilere sokağa çıkma yasağı uygulayan genelgeyi yayınladılar. Yetersiz, evde tutulacak yurttaşlarımızın ekonomik sorunlarına çözüm olmamakla birlikte, alınması gereken bir karardı. İktidar, 20 yaş ve altında, çalışmak zorunda olan ama evde tutmak gereken yurttaşların geçimlerini sağlamak için hiçbir şey düşünmemişti. Gelinen noktada yeni bir genelgeyle düzenli bir işte çalıştığını sosyal güvenlik belgesiyle ortaya koyanlar ile mevsimlik tarım işçileri, sokağa çıkma yasağından muaf tutuldu. Sadece 2020 yılında otoyollarını ve köprüleri yapan firmalara, garanti adı altında, halkın cebinden alınan vergilerle 6 milyarların üzerinde para ödemek için gencecik çocuklarımız ve yakınları virüs salgınına açıkça maruz bırakılıyorlar. Firmalara ödenecek 6 milyar lira, 20 yaş ve altında çalışmak zorunda olduğu için sokağa çıkan gençlere ödensin, onlar da evinde tutulsun. Bu durum vicdanları yaraladığı gibi, eşitliğe de açıkça aykırıdır.”

Koronavirüsle birlikte ulus-devlet güçlenecek


“... Bu salgın, kapitalizmin ve demokrasinin sonu olacak. Kapitalizmin bürokratik kurumlarının, ciddi durumlara çözüm sağlayamayacağı anlaşıldı. Dünyanın her yerinde, demokrasi karşıtı rejimler yükseliyor. Bunun son örneği Macaristan oldu. Çin, hiç silah atmadan Üçüncü Dünya Savaşını kazandı. Küreselleşme olgusu, tamamen rafa kalktı...” Milliyet’ten Yaman Törüner’in dün kaleme aldığı yazının çarpıcı bir bölümüyle başladım!

Çünkü...

Koronavirüs sonrasında dünyanın artık eskisi gibi olmayacağını yıllarca bu sistem içinde çözümler üreten ekonomist, akademisyen, siyasetçiler söylemeye başladı.

Peki... AKP iktidarı yeni dünyaya hazır mı?

Ya da... Muhalefet partileri hazırlık yapıyor mu?

Tekrar okumaya başladım... Ali Mert Taşçıer, “Neoliberalizm/Yerelleşme ve Türkiye” kitabında AKP’nin ekonomi programını çok güzel özetlemiş: “Devletin ilke olarak her türlü ekonomik faaliyetin dışında olması gerektiğini benimser. Küreselleşmenin getirdiği yapısal dönüşümlerin en az maliyetle gerçekleştirilmesini savunur...” Özetle... ‘Küreselci’, ‘neoliberal’ parti programı! Yani... Sermayenin önündeki engellerin kaldırılmasını savunan ‘yeni sağ’ çizgi! 17 yıldır uygulanan ekonomi politikası başta olmak üzere, eğitim, sağlık, hukuk alanında yeni döneme girileceği görülüyor. Sil baştan diyebiliriz!

Neden mi?

Wall Street Journal geçen hafta ABD’nin, yeni tip koronavirüsün, “1929 Buhranı”nı tekrar yaşatmaması için  bir trilyon dolarlık daha teşvik paketi açıklayacağını duyurdu. Daha önce 2 trilyon dolarlık paket açıklanmıştı. ABD, toplam hükümet borcunu Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYİH) yüzde 105’i oranına çıkardı. Japonya’da ise zaten kamu borçları yıllık üretimin iki katından daha fazla. Fransa, İtalya, İspanya ya da İngiltere’de de durum iç açıcı değil. Ulusal borçlar GSYİH’nin yüzde 100’üne tekabül ediyor...

Hatta... Rus basınında, “topcor.ru” isimli internet sitesinde yer alan “Pandemi, Avrupa Birliği’nin Geleceği Konusunda Şüphe Uyandırdı” başlıklı makalede şu tespit yapılmış: “Koronavirüs salgını dünyayı değiştirecek. Evet er ya da geç COVID-19’un üstesinden gelinecek, fakat etkisinin sonuçları ise uzun vadeli olacaktır. Her şey yolunda olduğu sürece küreselleşme sisteminin aşırı kırılganlığı zaten ortadadır. İlk ciddi dış şokta, her şey anında değişmiştir. Bugün en büyük sorun ise Avrupa’nın iyi gelişmiş ve birliğinin geleceği hakkında gündeme gelmektedir.”

Yeni dünya... Ulus-devletlerin güçleneceğini, küreselleşmenin sadece bazı ‘aileler’ için üretilmiş yalan olduğunu bize gösterdi!