Sevgili okurlarım, birkaç hafta öncesini anımsayın lütfen...

Salgın olanca hızıyla kapımıza dayanmış, mışıl mışıl uykuda olan bizi yönetenlerin ise herhangi bir önlem almadıkları ortaya çıkmıştı...

Ve mart ayının ortalarında bir cuma gecesi İçişleri Bakanı tarafından gecenin geç saatlerinde açıklama yapıldı:

“Yarın ve pazar günü sokağa çıkma yasağı getirdik.”

Herkes şaşırmıştı...

Ahali gecenin o saatlerinde bakkallara, marketlere hücum etti, ne bulduysa aldı.

Ekmek ve bakliyat başta olmak üzere raflardaki neredeyse bütün mallar adeta yağmalandı...

Ve yasaklarla ilk tanışmamız böyle oldu.

★★★

Salgın sürüp gidiyor, millete her hafta sonu iki günlük, üç günlük, dört günlük sokağa çıkma yasakları geliyordu...

Bir yanda bunlar olurken öbür yanda ise hükümet kesiminden farklı sesler çıkmaya devam ediyordu:

-Salgında durum iyiye gidiyor.

-Önlemleri alırsak biz bu işi yakında bitirebiliriz.

-Hasta sayımız ve ölümler giderek azalıyor.

Bu olumlu (!) açıklamaları duyan Türk Milleti de, yasaksız günlerde ister istemez kendini sokağa atıyordu.

Trafik yine yoğunlaşmış, sokaklar ve çarşı pazarlar tıka basa dolmuştu.

İnsanların bir bölümü “Bana bir şey olmaz abicim” diyor, maskesiz dolaşıyordu.

(Burada, haftalar boyunca yaşadığımız maske yokluğu rezaletine bir kez daha değinmek istemiyorum.)

Her şey iyiye doğru gidiyordu ama 65 yaş yasağı her nedense aynen devam ediyordu!

★★★

Neyse, şimdi işin dünkü bölümüne ve dün olanlara bakalım.

Acaba bu hafta sonu için de yasak gelecek miydi?

Koskoca Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bir gün önce açıklama yapmış, gelmeyeceğini söylemişti.

Perşembe gecesi haberlerinde de bu konuda herhangi bir açıklama yoktu.

Yasak olsaydı açıklanırdı, demek ki gerçekten olmayacaktı!

★★★

Dün sabah yazı yazmak için gazeteye geldiğimde durumu öğrendim...

Gecenin geç saatlerinde yasak gelmişti...

Saat 24.15’te...

Açıklayan İçişleri Bakanlığı! Sağlık Bakanı acaba neredeydi!

Demek ki gün boyu ve gecenin o saatlerine kadar aralarında fikir birliği oluşması mümkün olmamıştı.

Bir bakan olmayacak derken öbürü olacak diyordu.

Tam da işler iyiye doğru (!) giderken, tam da salgını yenmek üzere iken, nasıl yönetildiğimizin bir örneği daha sergileniyordu.

★★★

Dün ise filmin en önemli karesini izlemek zorunda kaldık.

Dünya liderimiz sayın beyefendinin son dakika açıklaması ekranlara düştü:

“Bir ara 700’lere düşen günlük vaka sayısı neredeyse bin’i buldu... Sağlık Bakanımızın önerisi ve İçişleri Bakanımızın genelgesiyle bu hafta sonu da 15 ilimizde sokağa çıkma sınırlaması uygulanacağı dün gece ilan edilmişti.”

İşin en çarpıcı bölümüne şimdi geliyoruz. Beyefendi devam ediyor:

“Fakat vatandaşlarımızdan aldığımız değerlendirmeler bizi bu kararı yeniden gözden geçirmeye yöneltti...

Vatandaşlarımızın sıkıntıya düşmesine gönlümüz razı olmadı...

Bunun için, cumhurbaşkanı olarak bu kararın uygulanmasını iptal etme kararı aldım...”

★★★

Sevgili okurlarım, ciddi bir salgın ya vardır ya yoktur.

Genel durum ya iyiye gitmektedir, ya da kötüye.

Sorum şu:

Biz şimdi bunlardan hangisi yaşıyoruz?

İşin garip ve üzücü tarafı, bizler bilmediğimiz gibi bizi yönetenler de bilmiyor ve birbiri ardına çelişkili kararlar alıyor.

Beyefendinin gönlü razı olmamış!

Öldürücü bir virüsle “Beyefendinin gönlü” arasında acaba nasıl bir ilişki olabilir, hiç kimse anlayabilmiş değil.

★★★

Demek ki bunlar, ülkemizi böyle kafadan aldıkları kararlarla yöneten bir ekip.

Karışan yok görüşen yok, her biri farklı kararlar alıyor, sonra birilerinin gönlüne göre düzeltme yoluna gidiyor.

Papatya falı gibi...

Biri yasak yok diyor, öbürü birkaç saat sonra yasak koyuyor, bir başkası “Gönlüm elvermedi, kaldırdım” diyor.

Ne biçim başkanlık sistemi, ne biçim rejim bu?

Devlet yönetiminde nasıl bir ciddiyetsizlik bu?

Yoksa bizimle alay mı ediyorlar?

★★★

Tahmin ediyorum, bu çelişkili sözler ve kararlar nedeniyle içlerinden bazı bakanlar gecenin geç saatlerinde fırça yemiş, azar işitmiştir.

Aynen ilk yasaklamada İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun başına gelen gibi!

Adına “Başkanlık sistemi” dedikleri tek adam rejimi işte böyle bir şey.

Bu yaşadıklarımızı, bize yaşattıklarını iyi bilin, iyi görün ve hiçbir zaman unutmayın.

★★★

Emin Çölaşan’ın notu: Sevgili okurlarım, dün günlerden cuma idi...

İdari yargının en üst kuruluşu olan yüksek mahkeme Danıştay resmi bir açıklama yaptı. Cep telefonlarına da gönderilen mesaj aynen, kelimesi kelimesine şöyle:

“Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bildirimi üzerine bugün mescidimizde cuma namazı kılınacak olup, sosyal mesafe kuralı gereğince, belirlenen yerler dışında cemaat alınmayacaktır. Danıştay Başkanlığı.”

Yargının ne hale geldiğinin, ne hallere düşürüldüğünün, nelerle uğraştığının küçük, kısa ama çok anlamlı bir örneği.