Şu bizim meşhur McKinsey; “1929’daki Büyük Buhran’da yaşanan gelir kaybından çok daha büyük bir gelir kaybı yaşanacağını” tahmin ediyor.

Bunu söylemek için meşhur olmaya gerek var mı? “Köre sorsan gösterir” dünya ekonomilerinin kıvamı...

★★★

Peki, neden meşhur diyorum? Amerika ile yaşadığımız Rahip Brunson çekişmesi sonrası yine ekonomimiz hazırlıksız yakalanmıştı. Krize girdik. Dolar, enflasyon, faiz fırladı...

Amerika’ya dersini vermek için tam iPhone telefonları kırıp Venüs kullanmaya hazırlanırken kurtulmak için Amerikalı McKinsey danışmanlık şirketi ile anlaşıldı.

★★★

Sözleşmeyi bizzat Bakan Berat Albayrak açıkladı. Şirket bizi kontrol edecekti. Ne yapmamız gerektiğini söyleyecekti. Kriz bitecekti.

İtirazlar geldi. Bakan çıktı; “McKinsey algısı cehaletten değilse ihanettendir” deyip tartışmalara son verdi.

★★★

Hatta MHP Başkanı Bahçeli; “Bir denetim şirketiyle anlaşmak niye yanlış olsun ki?” çıkışıyla durumu destekledi. Galiba dış güçler söylemi sadece iç siyasette geçerliydi.

İşin mantığı aşikârdı... Mevcut yönetim biçimiyle dünyadan para gelmeyeceği anlaşılmıştı. Amaç tarafsız bir yabancı denetimci tutup güven sağlamaktı. Bu sayede yabancı yatırımcılar için cazip olunacaktı.

★★★

İşin aslı McKinsey daha önce de devlet için rapor ve sunum hazırlamıştı. Açıklanan ekonomik planlarının altında onun imzası vardı. Pek bir işe yaramamıştı. Olsun, yine de fena fikir değildi... Ben deyim şu ağaçtan, siz deyin şu yamaçtan... Başkan Erdoğan oynanan oyunu anladı; “Bütün bakan arkadaşlarıma söyledim. Bunlardan fikri danışmanlık hizmeti de almayacaksınız dedim. Biz bize yeteriz dedim” sözleriyle son noktayı koydu.

★★★

Bakanlar ne yapsalar boştu. Saraydan gelen bir karar vardı. Sahi imzalar ondan gizli mi atıldı? İlginç tarafı, Erdoğan’ın o gün kullandığı “Biz bize yeteriz” lafı, bugünün kampanyası...

Anlayacağınız yeni bir şey yok Türkiye ekonomisinde... Bu kriz geçtikten sonra bile devam ederiz biz bize yetmeye... Başkanlık sistemi küçük geliyor ülkeye... Önce bu durumu düzeltmek gerekiyor haliyle...

Ücretsiz izin taşıyla kuş sürüsü vurmak!


Kim düşünmüşse tebrikleri hak ediyor. İktidar bir taşla kuş sürüsünü vuruyor. Üç ay boyunca işten çıkarma yasaklanıyor. Ücretsiz izne çevriliyor. Ücretsiz izin alan çalışanlara günde 39 lira 24 kuruş destek veriliyor.

★★★

Nitekim kimse işten çıkartılamayacağı için işsiz sayısı artmıyor. İşsizlik düşük görünüyor!

Sayemizde kimse işten çıkarılmıyor diye havası atılıyor!

Kısa çalışma ödeneğinden en az 1.752 lira, en fazla 4.381 lira alabilen çalışanların tamamı, ücretsiz izin düzenlemesiyle sadece 1.170 lira alıyor.

Bu sayede bütçeye kişi başı 582 lira ile 3.211 lira arasında daha az yük biniyor. İşsizlik sigortasından daha az ödeme yapılıyor.



İŞKUR, bundan sonraki kısa çalışma başvurularının çoğunu ret edecek. Zira bütçede İşsizlik Fonu’na ödenecek para olmadığından, daha az para basılacak.

Ücretsiz izin müessesesi meşrulaşacak. İleride rutin bir uygulama olacak.

★★★

Çalışan “ben ücretsiz izin istemiyorum” derse, kendi iş hakkını kendi fes edebiliyordu. İşsizlik sigortasına gidip 2.336 liraya kadar para alabiliyordu. İşsiz kalamayacak. Ancak yarısını alacak! Vatandaşa para vermemek için bu kadar kafa yoracaklarına, ülke ekonomisi için yorsalar, ne kriz etki ederdi ne dolar!

90 bin cami yetmedi!


Son bir aydır camilere gidilemiyor. Ramazan başlayınca da gidilemeyecek. Bu şartlarda dahi ülkede çoğunluk hala din değiştirip Şintoizm’e geçmedi... Namazını evde kılmaya devam etti. Peki, o zaman her yere cami yapma isteğine ne demeli? Yapılmış 90 bin cami yeterli değil mi? Bu camiler bedavaya yapılmıyor. Yapıldıktan sonra her birine bakım-onarım gerekiyor.

★★★

İstanbul Levent’te plazalar bölgesinde yapımı 160 milyon liraya mal olması planlanan 20 bin kişilik cami inşaatı, salgına, sokağa çıkma yasağına rağmen tüm hızıyla devam ediyor. Yapıyorsan bari orijinal bir eser çıkart ortaya... Camileri klonluyorlar aslında...

Levent’te yeni yapılan Süleymaniye Cami’nin kopyası olacak. Ataşehir’de yapılan Selimiye Cami’nin kopyasıydı... Çamlıca’da yapılan da Sultanahmet Cami’nin kopyası...

★★★

Çamlıca demişken, 63 bin kişilik cami yaptırdı. 100 milyon dolar harcandı! Giden olmadı! Her daim boş kaldı. Bari Diyanet, VİP cuma namazlarını orada kılsaydı.

Ülke yurtdışında fellik fellik borç ararken, vatandaşlardan SMS ile yardım istenirken insan düşünüyor... Konu inşaat olunca para nasıl bu kadar da kolay bulunabiliyor?

★★★

Diyanetin 2020 yılı bütçesi 11.5 milyar lira... Ne yapacak bu kadar çok parayla? Ne oldu “aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz” sözüne?

Zira bu bile yetmiyor kendilerine... En geç eylülde ek bütçe diye başvururlar Hazine’ye...

Sadece Diyanet’in bütçe ödeneği için yılda kişi başı 139 lira ödeniyor. Dört kişilik bir ailenin diyanete zorunlu katkısı yıllık 556 liraya denk geliyor.

Tabii ki halka sabretmesini söyler. Vaaz verip ağzı mı yoruluyor?