Yandaş Hürriyet Gazetesi’nin 18 Eylül 2018 tarihli haberi; “İstanbul Atatürk Havalimanı dünyanın en iyi 3’üncü en iyi havalimanı seçildi” şeklindeydi...

TAV firması, Atatürk Havalimanı’nın kira sözleşmesi bitmeden, alelacele erken kapatılmasından dolayı, kâr kayıplarını karşılamak için 389 milyon Euro tazminatı kazandı. Devletten parayı kaptı.

Devletin kendi parası yok ki! Giden bizim vergilerimizdi. Piyasa kuruyla 2 milyar 925 milyon lira... Milyarlar, milyonlar uçuşuyor havada... Yardım için SMS atmayı unutmadınız inşallah!

★★★

Halkı çok seviyorlar, tek işleri hizmet ya... Atatürk Havalimanı’na salgın için “yeni hastane yapılacak” dediler. Gayet mantıklıydı. Binalar boş duracağına hastane olmalıydı.

İçerisinde her şey mevcut... Metrosu, otoparkı, altyapısı, elektriği, havalandırması, tuvaleti, tesisatı, kanalizasyon sistemi, enerjisi, jeneratörleri, ısıtması, soğutması, interneti. Hazır hepsi...

★★★

Sağlık çalışanlarının kalabileceği oteli bile var. İçerisini düzenle, perdeleri çek, yatağını koy ve kullan. Mis gibi kapalı bomboş alan...

Tüm ülkeler pandemi hastanelerini birkaç gün içerisinde kongre merkezleri, hangarlar gibi büyük yerlerde geçici olarak kurarken... Bizde ne yaptılar? Uçak pistlerinin hemen yanında sıfırdan inşaata başladılar! Sadece beton dökmeyi bilenlerin yapacağı iş ancak bu kadar!

★★★

Oradaki binaları kullanmayacaksan, yeni baştan hastane inşaatı yapacaksan, koskoca İstanbul’da yer mi kalmadı? Milyarlarca dolarlık iki pist tıraşlandı? Kullanılmaz hale getirildi? Amaç sahra hastanesi kurmak falan değil! Olası bir seçimde iktidarı kaybetmeleri halinde Atatürk Havalimanı tekrar açılmasın diye, yapılan yeni havalimanının müşteri sayısını almalıydılar garantiye!

Nasıl? Anlaşma gereği uzun yıllar İstanbul’a yeni havalimanı da yapılamayacak. Oysa Atatürk Havalimanı yeni değildi! Tekrar işlevsel hale getirilebilirdi. Salgın bahane edildi. Onun önü kesildi!

★★★

Üçüncü havalimanı iktisadi açıdan tam bir israf ve felaket! Atatürk Havalimanı ihtiyaca cevap vermez hale gelmiş olabilir. Lakin gidip de ıskartaya çıkartmazsın. Ya büyütürsün, ya orta çaplı yeni bir havalimanı daha yaparsın. Bugünler geldiğinde de yurtdışından fellik fellik borç aramazsın. Amerika’yı takas anlaşması için arayıp “para yollayabilir misin” diye sormazsın!

★★★

Bunu da yapmazlar artık diyordum. Gerçekten yaptılar! Bu iktidar ülkeye zarar... Erken seçim olsa bari ne kadar erken kurtulursak o kadar kâr!

Esas bu arkadaşlar, kanal işine el attılar. Kanal İstanbul’u yapmaya kalkacaklar. Kanal iş yapsın diye bari güzelim boğazı toprakla doldurmasalar! Emin olun onu da yaparlar!


IMF hariç herkese borcumuz var!


Bırakın biz bize yetmeyi, IMF’nin verdiği dünyada tam 102 ülkenin almak için sıraya girdiği Korona yardım paketi bile bize yetmez. Başvurursak, kabul edilse, IMF’den alabileceğimiz para yaklaşık 9 milyar dolar... Diğer anlaşmalar gibi sıkı denetim kuralları da bulunmuyor.

Faizi de çok düşük. Piyasada dolar bazında yüzde 7 faizli borç bulsa, koşa koşa alacakken, yüzde 1.5 faizli 5 yılda geri ödemeli krediyi almamaya ne demeli?

Tamamen siyasi! Yıllarca “bizden borç istediler” hikâyesi anlattıktan sonra gidip IMF’den para istemek, karizmayı çizdirmek demek

★★★

Türkiye’nin IMF’den para istemeyeceğini belirtmek için Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın bile “gündemde yok” açıklaması yaptı. Oysa ne güzel Kanal İstanbul’un temelini atardık. Yazlık saraya taşınmışken kışlığı boyatırdık. Uçakları yeniler, arabaları bir üst modeli ile değiştirirdik.

Nitekim Türkiye’nin ihtiyacı 75 milyar dolar civarı... Bize lazım olan ciddi bir anlaşma... Onun koşulları da ağır gelir. Nedir öyle denetleme falan? Boşuna mı başkanlık sistemine geçtik o zaman? Tamam, Türkiye’nin geçmişten kalan 21 milyar dolarlık IMF borcumuzu ödedik. AKP zamanında bu işi hallettik. İyi de bugün masada duran 437 milyar dolar dış borcumuz var? Bir yıllık faizi 26 milyar dolar kadar!

IMF kimin denetiminde? Amerika! Gidip Amerika’dan para takası talebinde bulunuyorsun. Aynı işin lacivertinin adı IMF olduğu için yanaşmıyorsun. Döviz çölde su gibi ihtiyacımız varken herhalde bir plan, bir programları vardır diye düşünüyor insan... Sürprizi bozmak istemem ama ne plan ne program...

★★★

Sahi, hani referandumda “evet” çıkınca zengin oluyorduk? Olmadı mı o iş? Kandırıldık mı? Şişirilmiş, hormonlu verilere göre “Türkiye ekonomisi çok iyi durumda” değil miydi? Yoksa açıklanan veriler mi yanlış, verileri açıklayanlar mı yanlış yapmış? Yanıltıldık mı? Kazıklandık mı? Aldatıldık mı? Yine mi? Birader, 18 yıldır lahanayı yerken kıtır kıtır sapına gelince mee! Bu sefer paraya fena sıkıştık ama kimseye söyleme...

Rica etsek de IMF’nin adını değiştirsek. Mesela kendisine Adalet ve Kalkınma Fonu, AKF deriz. Bak o zaman parayı neden aldığımızı millete anlatabiliriz.