Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı’nın bile Boğaz’daki araziye aylık 258 lira kira vererek devlete destek olduğu bu zorlu günlerde vatandaşın da artık elini taşın altına koyması kaçınılmazdı.

Ne var ki koymadı! Doğru dürüst SMS dahi atmadı. Mecburen onlarca kalem mala ek vergi getirildi. Şimdi suçlu devlet mi? Aslında bu satırlar benim yandaşlık denemelerimdi... Ses, bir iki...

★★★

Çıkıp; “Kusura bakmayın ekonomiyi berbat yönettik, elimize yüzümüze bulaştırdık, bu yüzden kasada 5 kuruş para bırakmadık” diyemiyorlar... “Yerli üreticiye destek” ayağına ek vergi bindiriyorlar.

Sanırsın ülkemizde oyun konsolundan, golf sopasına kadar her şey üretiliyor da bu kalemlerde yerli üreticiyi korumak için vergiyi arttırıyorlar!

★★★

Ülkede sirk eşyası ithal edecek kadar bile döviz kalmadı. Döviz rezervleri dışarıdan mal alamayacak kadar azaldı. Yoksa “yerli üretim” işin kılıfı...

Ek vergi getirdikleri sirk eşyası dedikleri mallar nedir ki? Kaplanların içinden atladığı çemberler dahil mi? Tabi memleketi sirke çevirdikleri için hangisi yerli bilemiyoruz! Palyaço burnu mu? Akrobat ipi mi? Kimin aklına gelir ki?

★★★

Asıl amaç gelir elde etmek değil, dövizin ülkeden çıkmasını engellemek... Haliyle cari açığın önüne geçmek... Belli ki kısa zaman içinde çok daha sert tedbirler gelecek.

Yıllarca ekonomiyi kurtarabilecek, geleceği garantiye alabilecek bütün fırsatları yandaşların cebine aktardılar.

Şimdi günü kurtarmak için abuk sabuk kalemlerde vergileri artırdılar. Vidadan çıtçıta, kaynak telinden düğmeye kadar ek vergi koydular!

★★★

Yalan yere araba yaptık, uçak yaptık haberleriyle oy toplayıp ülke yönetirsen geleceğin nokta burasıdır...

Bu zamlar Türkiye ekonomisinin nasıl içler acısı duruma sokulduğunu göstermesi açısından manidardır. Yat, tekne alınca ÖTV sıfır... Sen git tutkalın içine vergiyi yapıştır!

★★★

Ekonomide dengelenmeyi zenginlerin borçlarını silip, silinen borçları halktan tahsil etmek sanıyorlar. Toplanan vergileri yine yandaşa ihale olarak zimmetliyorlar.

Kendi lüks harcamalarını kısmayıp, daha fazla gelire ihtiyacımız var diyorlar. Vergi dediğin hizmet olarak geri döner... Bizim ödediğimiz vergiler, vergi olarak dönüyor.

★★★

Özetle nefes almak hariç, yaşamak bile lüks bu memlekette... Havalimanı yapılınca Almanya ekonomisinin çökeceğine, köprü açılınca dünya devi olacağına inanan kitlelere vergileri kilitliyorlar, eyvallah da... Kurunun yanında yaş da yanıyor bu manada...

Haksız da sayılmazlar! Bulmuşsun böyle milleti, geçireceksin vergiyi... Muhteşem, haşmetli, harikulade iktidarımıza saygılarımı sunuyorum. Yağan yağmurda beraber ıslanmanızı diliyorum.

Vergiyi taban diye çoluk çocuğa yaydılar!


Çoluk çocuğun oynadığı oyuncaktan medet uman bir ekonomi yönetimi olur mu? Oyun konsollarından ne istediniz?

Verginin de vergisini alacaklar. Zaten yüzde 18 KDV ve yüzde 20 ÖTV vardı oyun konsollarında... Yetmedi! Şimdi üstüne bir yüzde 50 daha geldi.

★★★

Vergiyi tabana yayacaklardı, yanlış anladılar, çoluk çocuğa yaydılar. Altta kalanın canını çıkartacaklar! Bu kadar insanın hayatını yaşanmaz hale getirmekle ne kazanıyorlar?

“Yerli üreticiyi korumak” diye bahane uydurmak iyi güzel de... Karagöz-Hacivat perdesinden başka yerli oyun konsolu mu var Türkiye’de? Dünya piyasası bile “üç” üreticinin elinde... Apple girmeyi denedi, başaramadı! Benden söylemesi heveslenen olur belki...

★★★

Vergileri artırmak kendilerinin en büyük saadeti... Parasız kalınca kanepenin altına yuvarlanan 1 lirayı arayan adama çevirdiler devleti... Yeri gelmişken bir ihbarda bulunmak istiyorum. Alt komşum geceleri gizli gizli ip atlayıp oyun oynuyor. Vergisini ödemeyip devletin itibarından tasarruf ediyor. Ülkenin şaşasından ödün veriyor.

Belli ki kendisi potansiyel bir vergi kaçakçısı... Şahsen bağlantılarından şüpheleniyorum. Yetkilileri uyarıyorum! Alın bunu aklı başına gelsin diyorum.

★★★

Tadı kaçtı, iş tamamen çığırından çıktı. İnsanlar yaşadıkları hayata yabancılaştı. Ay sonunda faturaları ödemek oldu yaşamalarının amaçları...

“Oyun konsolu pahalı geliyorsa sen de oynama” diyen sığır illa çıkacaktır. Et ucuz mu? Tatile çıkabiliyor musun? Hiç düşündün mü; bir Hollandalının sahip olduklarına sen neden sahip olamıyorsun? Belli ki pek düşünmüyorsun!