“İçtiğimiz ayran, dünya bize hayran” demekle işler yürümüyor!

Yangın bacayı sardı, ekonomideki çöküş artık saklanamaz hale geldi.

Tüm bunların sebebi, ehliyetsiz yönetim!

Her sorunun çözümü tek adama bağlanırsa, o adam doğaüstü güçlere sahip bir “Süpermen” olsa bile her olaya yetişemez, işler arapsaçına döner!

Bugün, demokratik dünyada emsali olmayan böyle bir yönetimin üzücü sonuçlarını yaşıyoruz.

★★★

Ülkemizin içinde bulunduğu durumu anlatmak için uzun söze gerek yok!

Ateş bacayı sardı... Dövizdeki yangını söndürmek bundan sonra çok zor!

Türk Lirası, tarihinin en büyük değer kayıplarından biriyle karşı karşıya...

Eğer aynı yanlışlıklar sürer de “Hayran-ayran” muhabbeti devam ederse, ülke ekonomisi bir daha toparlanamayacak noktaya gelir.

Tehlikeyi görmeyen, ya da görüp aldırmayan ekonomi yönetimimiz hâlâ masal anlatmayı sürdürüyor.

Daha kısa bir süre önce “Dolar kesinlikle 7 lirayı geçmeyecek” diye iddia ediyor, aksini söyleyenlerle dalga geçiyorlardı.

Ne oldu? Uçuşa geçen dolar hafta sonunda 7 lirayı çoktan aştı!

O muhteremler konuşmasalar daha iyi... Çünkü konuşmayınca, hiç değilse derin bir mahcubiyet çukuruna düşmezler! Ortaya böyle utanç verici tablolar çıkmaz!

★★★

Ekonomi, askerlik sanatı değildir, “Emir-komuta” ile yönetilemez!

Arz ve talep kanunu esastır. Bu kanun “emir-komuta” ile Meclis’ten çıkartılan torba yasalara benzemez!

Ekonomide üretim önde gelir ve her şeye piyasalar karar verir!

Yönetim büyük güven kaybettiği için açıklanan tüm ekonomik rakamlara artık hiç kimse itibar etmiyor!

★★★

“Uzaya 4 şeritli otoyol yapıyoruz desek bu millet bize inanır” diyenler aslında çok haksız değiller... Çünkü seçmenlerini tanıyorlar!

Ne yazık ki, bizim saf insanlarımızın, anlatılan her masala inanmak gibi bir zafiyetleri var.

Fakat... Nereye kadar?

Hiçbir kandırmaca sonsuza kadar devam etmez!

Lastik patlar, araba yolda kalır! Şansımız varsa, takla atarak bir hendeğe yuvarlanmayız!

Acemi berber, sakal yerine kulağı, bıyık yerine burunu keser!

Sonuç: Ülkede ekonomi ehil ellere verilmelidir!

“Sibirya çok daha iyi!”


“Bizi Sibirya’ya sürselerdi bari!” diye bir yazı yazmıştım.

65 yaş üstü yurttaşlarımızın, kendilerine uygulanan yasaklar nedeniyle içinde bulundukları ruh halini anlatıyordum.

Bu yaz günlerinde 65 yaş üstüne sabah erken saatlerde ve geceleri sokağa çıkma yasağı ile seyahat özgürlüğüne getirilen yasak sert eleştirilere yol açıyor.

Prof. Dr. Cafer Özkul gönderdiği mesajda “Sağlık Bakanımız ne de olsa bir politikacı, ama asıl Bilim Kurulu üyelerinin tavırlarını anlamakta güçlük çekiyorum. Böyle temel hakların engellendiği haksızlıklara nasıl razı olabiliyorlar?” diyor.

★★★

“Bari Sibirya’ya sürselerdi bizi!” başlıklı yazım nedeniyle en ilginç ileti Sibirya’dan geldi.

Okurum Deniz Tipi’nin (dtipi69@gmail.com) yolladığı mesaj (özetle) şöyle:

“Ben 27 yıldır Sibirya’da yaşıyorum. Sürgün çilesi veya benzeri bir şey burada yok. Belki buraya sürülmek sağlık için daha iyi olabilir.

NOT: Ben 74 yaşındayım, çok sağlıklıyım ve burada hiçbir kısıtlama yok!”

★★★

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, salgının artışında 65 yaş üstü yurttaşlarımızın bir günahı olmadığını ne zaman anlayacak ve onları günah keçisi olmaktan ne vakit çıkartacak belli değil!

GÜNÜN SÖZÜ


Günümüzün dünyası para, kuvvet ve yalandan ibarettir!