Türkiye’de, artık eğitim neresinden tutulursa tutulsun elde kalıyor. “Bu kadarına da pes artık...” denilebilecek, her gün yeni bir karar çıkıyor. Öğrenciler, öğretmenler, veliler bu akla ziyan kararlardan çok yoruldu. Öğretmenlerin kapalı okullara zorla çağrılması, doğru dürüst hiç derse girmediği halde 4.2 milyon öğrencinin LGS ve YKS’de müfredatın tamamından sorumlu olması, sınavlara hazırlanmaları için okullarda açılan kurslara aslında 20 yaş altına sokağa çıkma yasağı olduğu için gidemediğini zaten hiç konuşmayalım.

MİLYONLARIN SESSİZLİĞİ

İşini düzgün yapanları tenzih ederek, bakkal açar gibi açılan bazı kolejlerin Ortaöğretim Başarı Puanlarını bol keseden şişirdikleri öğrencilerini, milyonlarca adayın önüne geçirmesinin görmezden gelinmesini de tartışmayalım. Bilgisayarı, interneti olmayan yoksul çocukların bu hafta da uzaktan eğitim derslerine giremediğini zaten biliyorsunuz. Eğitimde sıradanlaşan kayırmacılık, ayrıcalıklı sınıflaşmalar üzerine konuşulması da artık herkesi yordu. Bu hafta, trajikomikliği tartışmasız bir ihale üzerinde konuşalım istiyorum.

BAYTAR LAZIM ISRARI

Çünkü, Afyonkarahisar’ın imam hatipli İl Milli Eğitim Müdürü Metin Yalçın ve yine imam hatipli Dinar Milli Eğitim Müdürü Ufuk Taşbaş, veteriner hekim olan ulusal şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un, “Çünkü bir tecrübe etsen senin de aklına yatar / Bize insan hekiminden daha fazla lazım baytar...” şiirindeki bu cümleyi epey yanlış anlamış görünüyor. Devlet, her yıl 1.3 milyon çocuğu, binlerce köyden 973 ilçeye taşıyor ve öğle yemeklerini veriyor. Servis ve yemek ihalelerini ise MEB’in mevzuatına göre taşra teşkilatı yapıyor. Eylülde yayınlanan son mali rapora göre; taşıma-yemek işine devlet 1 yılda 10.6 milyar TL harcamış.

BAKANLIĞA SORMUŞLAR

Dinar MEM’de 11 köy ve beldeden, 830 öğrenciyi ilçedeki okullara taşıma ve yemek için ayrı ayrı ihaleler yapmış. Toplam, 2.1 milyon liralık yemek ihalesini son 6 yıldır aynı şirket kazanıyor. Mevzuata göre şirkette gıda mühendisi olması gerekiyor. Ama bu şirket, onun yerine veteriner bulmuş. Afyon Milli Eğitim Müdürü Metin Yalçın imzasıyla MEB’e gönderilen resmi yazıyla da, “Gıda mühendisliği diploması yerine veteriner hekim diploması olur mu?” diye sormuşlar. MEB Destek Hizmetleri Genel Müdürü İsmail Çolak’tan, bekledikleri destek gelmemiş. “Gıda mühendisi diploması istemekte gaye ne? Öğrencilere sağlıklı üretilen gıdalar yedirilmesini sağlamak. Gıda mühendisi yerine veteriner olmaz” yanıtı gelmiş.

“KÖTÜ NİYETİMİZ YOK”

İhalenin odağındaki Dinar Milli Eğitim Müdürü Ufuk Taşbaş’a, “Veteriner ısrarınız niye?” diye sordum. Birkaç kez, ‘Gizli bilgi, gizli bilgi...’ dedikten sonra, kimsenin hakkına girmek istemediğini anlatıp, “Öğretmenlikte de bazı branşların yerine, başka öğretmenler ders verebiliyor. ‘Gıda mühendisinin yerine veteriner olur mu?’ diye, bu nedenle Bakanlığa sorduk. Kötü niyetimiz yok” dedi. Müdür Bey, ‘kötü niyetimiz yok’ diyorsa, biz de zaten niyet okumuyoruz. Afyon’da şimdi öğrenciler valiliğin, “Sevgi Yılı’ projesine odaklanmış.

SİZ SEVMEYİN EN İYİSİ

Sevgi kelebeği Dinar MEM’lüğü, bu aralık ayı konusunu, ‘Şükür ve Teşekkür’ diye belirlemiş. İnsanın hedeflerini, “Kimi zaman para, kimi zaman mevki ya da şan şöhret olabilir” diye sıraladığı makaleyi resmi sitesinde de yayınlamış. Tolstoy’un, ‘İnsan Ne İle Yaşar’ kitabındaki, “Bütün insanlar, kendilerini düşünüp kolladıkları için değil içlerindeki sevgiyle yaşarlar” cümlesinden alıntıyı da, ihmal etmemişler. Makaleyi okudum, ihaleyi de zaten içlerindeki insan sevgisiyle yaptıklarına dair şüphem kalmadı(!) Öyle ya, 4 çocuk babası bir eğitimci, kendi çocuklarına yedirmeyeceği yemeği, gariban köy çocuklarının önüne koyacak değildir herhalde?..