AHMET EŞREF FAKIBABA, AKP’DEN NEDEN İSTİFA
ETTİĞİNİ VE O “ÖZEL” GÖRÜŞMEYİ SÖZCÜ’YE ANLATTI


Sabah saatlerinde gündeme bomba gibi düştü! AKP Şanlıurfa Milletvekili, eski Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, partisinden ve milletvekilliğinden istifa ettiğini duyurdu. İstifasını sosyal medya hesabından duyuran Ahmet Eşref Fakıbaba, 2003 yılından bu yana AKP üyesi olduğunu ve AKP’de değişik makamlarda görev yaptığını hatırlattı. Fakıbaba Twitter’dan yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi: “2003’te üyesi olduğum AK Parti’de değişik makamlarda görev yapma fırsatı buldum. Bu fırsatı bana veren büyüklerime ve Şanlıurfa halkına yürekten teşekkür ediyorum. Bu 20 yıl içerisinde çok değerli arkadaşlarım oldu. Onlardan ayrıldığım için üzgünüm. Ancak siyasi ve ahlaki anlayışıma uygun olmayan bazı kişilerle bundan böyle beraber olmayacağım için de mutluyum. AK Parti üyeliğinden ve AK Parti için bana oy veren hemşehrilerime saygısızlık olmasın diye milletvekilliğinden de istifa ediyorum.’’ Hemen aradım ve ilk cümlesi şu oldu: “Çok rahatsızdım ve her şey iyi olacak.”

Ahmet Eşref Fakıbaba


AKP SEÇMENİNE SAYGISIZLIK YAPMADIM

- Hayırlı olsun...

İnşallah hakkımızda hayırlı olur. İnşallah iyi olur.

- Çarşamba günü İYİ Parti’ye katılacağınız iddia edildi.

Doğrudur. Söylemiyordum ama konuşulmaya başlayınca söyleyeyim. İYİ Parti’ye katılıyorum.

- Ne zaman bu kararı aldınız?

Bağımsız bir insanım. Vekillikten de istifamı gönderdim. Etik olarak da Fakıbaba’ya yakışan bir olay. Ben ne AKP’liyim ne de vekilim. Özgür vatandaş olarak parti seçmem hakkım vardır. Sıfırdan başlıyorum İYİ Parti’ye geçiyorum. Milletvekilliğini bıraktım ve AKP seçmenine saygısızlık yapmadım. Etik olarak sıfırdan başladım ve inandığım partiye geçtim.

AKŞENER: ÜLKEYE LAZIMSIN

- Nasıl oldu?

Emekli olmayı düşünüyordum. Meral Hanım sağolsun ikna etti beni. Ben emekli olacaktım altını çiziyorum ve “Fakıbaba sen bize lazımsın, Urfa’ya, bölgeye ve ülkeye lazımsın” dedi. Demek ki müthiş bir lider vizyonu var ve kendisine teşekkür ettim. Beni keşfetti.

- 2009’da bağımsız aday oldunuz ve kazandınız. AKP’ye karşı belediye başkanı oldunuz.

Sayın Erkin bu çok önemli. Siyaset 2009’u iyi inceleseydi bunlar yaşanmazdı. İnceleyemedi. Maalesef... 2009’da bakın ne oldu: Param yok, memur bir adamım ve aşiretim de yok. Memurum! AKP’nin en kuvvetli olduğu zamanda One Minute olayından 10 gün sonra kazandım. Urfa halkı Fakıbaba’yı bağrına basıyor. Bunun araştırılması lazım. Fakıbaba hâlâ o Fakıbaba ve hiç değişmedi. Para, makam, değişmedim!

ANNE ŞEFKATİYLE YÖNETECEK BİRİ

- Akşener sizi nasıl ikna etti?

Akşener, Türkiye için çok önemli bir lider. Müthiş bir insan. Laf olsun diye söylemiyorum, yağ çekmek bana uymaz. Ama kadın bir lider görelim ya. Tamam daha önce oldu diyecekler ama bu başka! Anne şefkatiyle yönetecek biri.

- Sizi nerede ikna etti? Urfa mı Ankara mı?

Ankara! İki kez misafirimiz oldu (yumurtalı köfte yedik) Diyarbakır'da bir okul sahibi olan ortak dostumuz aracılığı ile buluştuk. Görüşmelerin birisi üç buçuk saat, diğer iki buçuk saat sürdü.  Ben emekli olmayı kafama koymuştum. Köyde yaşadığımı, torunlarımın geldiğini söyledim. “Bundan sondan sonra düşünmüyorum” dedim.

- Ne değiştirdi fikrinizi?

Meral Hanım’ı tanıdıktan sonra fikrim değişti. Ben hekimim. İnsan bakınca, samimiyeti görünce, beden dilini inceleyince ikna oldum. “Tam bacım” dedim. Saygı duydum. Beni iyi tanıyor o da.

- Siyaseti bırakmıştım diyorsunuz...

İYİ Parti’ye geçip, siyasete devam edeyim diye düşüncem olmadı. Vekillikten istifa ettim. Çok saygı duyduğum bir isim Akşener.

TEKLİF AKŞENER’DEN GELDİ

Benim vekil olup olmadığımı dahi bilmiyordu Akşener. Bu çok önemli. “Bize Fakıbaba lazım” diyor. Ne kadar insanı gururlandıran bir olay. Teklif kendisinden geldi. Üç buçuk saatlik ilk görüşmenin ardından karar verdim. Ailemle, eşimle konuştum. Onlar bana “Sen hareketlisin, duramazsın. Meral Hanım da çok samimi, senin kıymetini bilecek lider” dediler ve ikna oldum. Sonradan bir daha görüştük, iki buçuk saat. Ailemle bir kez daha görüştüm ve “iyi olacak” dedim.

İkinci görüşme çarşamba günü oldu... Pazarlık yok, vaat yok çok açık konuştuk.

KOPUŞ 1.5 YIL ÖNCE BAŞLADI

- Kopuşunuzun nedeni AKP’li belediye başkanıyla yaşananlar mı? 10-12 milyon liralık bina-arsa olayı mı?

Yok... En üst yetkililere kadar ilettim. En üst yetkili kim? İsim vermeme gerek yok. Ben yalan konuşmam. Ha cumhurbaşkanı bana laf söyler o zaman ayrıntılı konuşurum. Süreç şöyle başladı: Şanlıurfa’daki yanlış atamalar, yanlış insanlar, liyakat yüzünden oldu. Uyardım ben!

ANLATTIM, HESABA ALINMADIM

- Ne zaman uyardınız?

Bir buçuk yıl önce . Bak bu böyle oldu, şu olay böyle oldu diye anlattım. Burada kopuş, Şanlıurfa’da yaşananlar! Kendime göre yaşadıklarım! Ben bu partinin en kıdemli insanıysam, yanlış atamalar, yanlış işlerle ilgili bilgi vermeme rağmen hesaba alınmıyorsam...

BANA İNANMAYIM  KİME İNANCAKSIN

- Kaç yıldır AKP’desiniz?

20 senedir. Bakanlık yaptım, belediye başkanlığı yaptım. Bana inanmayıp kime inanacaksın? İnanmıyorsan o zaman ‘inanmıyorum’ dersin. Gayet basit. İnsanlar birbirine kızmaz. Ne zaman karar verdim? Cumhurbaşkanıyla, en yüksek yetkiliyle görüştükten sonra “değişir” diye düşündüm ama olmadı, değişmedi. Değişmediğini görünce “Allah kahretsin bu siyaseti bırakıyorum” dedim. Taa ki Meral Hanım’dan davet gelinceye kadar.

BİR ANDA İYİ PARTİ’YE GEÇMEDİM

- Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bu sorunları ilettiğinizde ne dedi?

“Tabii ilgileneceğim” dedi. Sadece Cumhurbaşkanı yoktu o anda iki veya üç genel başkan yardımcısı da vardı. Ben tek başıma değildim. Konuştuk, yarım saat anlattım. Yani bir anda, “ben AKP’yi beğenmedim İYİ Parti’ye geçiyorum” şeklinde olmadı. Böyle bir adam değilim ki ben! İnanarak İYİ Parti’ye geçtim. Meral Hanımla faydalı olacağımıza inanıyorum. Olur olmaz. Ama inanıyorum.

İŞLER DÜZELSİN DİYE UĞRAŞTIM

- Bir buçuk yıl önce görüştünüz ve sonuç alamadınız.

İşler düzelsin diye büyük mücadele verdim. Hadi ben gidiyorum demedim. Cumhurbaşkanı, partili yöneticiler, hepsiyle görüştüm. “Arkadaş durum iyi değil, sıkıntılar var” dedim. “Tamam tamam haklısın” cümlesi var ortada bir şey yok. Çözüm olmadı.

PARA VE MAKAMLA İŞİM OLMAZ

- Kişisel bir talep var mıydı?

Benim olmaz! Parayla, makamla işim olmaz. Bakın yarın daha iyi tanıyacaksınız. Allah rızası için insanların mutluluğu için uğraşan birisiyim. Ben genel cerrahi uzmanıyım. Benim ne işim var kardeşim? Günde on ameliyat yapıyordum.

- Bu rahatsızlıkları anlattınız hep.

Anlatıyorum, anlatmaz olur muyum?

- Rapor yazdınız mı?

Yazmadım. İlgilenen kimse yok ki! Yalan söylemiyorum ki... Yalan söylüyor desinler konuşuruz o zaman. Anlatırız.

BELEDİYENİN ARSA İŞLERİ ARAŞTIRILSIN


- Son bir tweet attınız, sosyal medya paylaşımı yaptınız: “Sayın Başkanım, Her bir dairesi 10-12 milyona satılmakta olan arsaları satmak yerine... Belediye şirketi eliyle konut yapsanız, astronomik düzeydeki karı birkaç kişi kazanacağına, Urfa halkı kazansa daha iyi olmaz mı? Sevgi ve saygılarımla” dediniz ve AKP Şanlıurfa Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül’ü etiketlediniz.

Son olay evet... Ben siyaseti bırakmaya karar vermiştim açık ve net! Bu yüzden de tweet attım. Karar vermemiş olsam kendisini arardım-bazen de çıkmaz ya- mesaj atardım. Çok büyük rantı olan arsalardan bahsediyorum. Siz yıllardır gazetecilik yapıyorsunuz ben yıllardır doktorluk yapıyorum. 30-35 milyon lira kimde olur Urfa’da? Kaç kişide olur? Orada her bir daire 10 milyona satılıyor. Sen bu arsayı 38 milyona neden satıyorsun kardeşim? Madem satacaksın, belediyenin şirketleri var. Yap, kendin sat! Haaa... Şirketinle yapamıyor musun? Kat karşılığı verilir Urfa’da! 50-60 daire al, belediyenin parasına kat bunu! Bundan daha iyi teklif olabilir mi? Kardeşim bunları araştırmak lazım. Bunları kim alır, nasıl öder? 6 kat neden 9 kata çıkar. Oradaki dükkanlar 5 milyondan daha aşağı değil. İmar planı değişmiş.