Benim de Başkan Yardımcısı olarak görev yaptığım Çukurova Gazeteciler Cemiyetimizin Başkanı Cafer Esendemir ve Yönetim Kurulu Üyemiz Abdülvahap Ünkat ile birlikte Adana’ya 6 ay kadar önce atanan Milli Eğitim Müdürü Yaşar Koçak’ı ziyarete gittik.

Amacımız hem sayın Koçak’a, “hayırlı olsun” dileğinde bulunmak, hem Adana’nın eğitim alanındaki durumu ve Müdürlüğün çalışmaları hakkında bilgi almak hem de Çukurova Gazeteciler Cemiyeti ile Milli Eğitim Müdürlüğü arasında gelecekte Adana’da eğitim alanında “Ne gibi ortak çalışmalar yapılabileceği” konusunda görüş alışverişinde bulunmaktı.

Her açıdan son derece faydalı bir görüşme olduğunu düşünüyorum.

Hatırlarsanız, bundan 6  ay kadar önce Milli Eğitim Müdürlüğü ihalelerinde büyük çaplı ve organize usulsüzlükler saptanmış, yapılan takip ve soruşturma sonucunda aralarında eski Milli Eğitim İl Müdürü Veysel Durgun’un da bulunduğu çok sayıda bürokrat ve iş adamı gözaltına alınmıştı. Bir kilo altınla yakalandığı yolunda gazete haberleri de bulunan Durgun ile birlikte çok sayıda tutuklanma olmuştu.

İşte yeni müdür böylesine olumsuz bir olaylar dizisi yaşamak zorunda kalan eğitim camiasının başına gelmişti.

Kendisine bu camiayı maddi manevi açıdan kontrol etmek, toparlamak düşüyordu.

Fakat, burada yöneticilerin Adana’ya, Bakanlıkta üst düzey görevler ile birlikte son olarak Rize Milli Eğitim Müdürlüğünü yapmış deneyimli bir bürokrat olan Yaşar Koçak’ı atamalarının son derece isabetli olduğunu söylemeliyim.

En azından bendeki izlenim böyle oldu.

Çünkü Yaşar Koçak, Milli Eğitim Daire Başkanlıklarının yanı sıra Temel Eğitim Genel Müdürlüğü’ne de vekalet etmiş, 22 ay da Rize’de İl Milli Eğitim Müdürlüğü yapmış, yıllarını Milli Eğitim’de geçirmiş, deneyimli ve liyakatli bir bürokrat.



Aslen Çorumlu olan Sayın Milli Eğitim Müdürü Yaşar Koçak’ın başarıya endeksli, hırslı ve çalışkan olduğu hemen anlaşılıyor.

Bize verdiği bilgiler de zaten bunu kanıtlıyor.

Örneğin, Yaşar Koçak; Milli Eğitim Bakanlığı’nca başlatılan “ Kütüphanesiz Okul Kalmayacak” kampanyası çerçevesinde Adana’da okul kütüphanelerindeki kitap sayısını bir buçuk milyona ulaştırmış.

Kampanya doğrultusunda okulların ihtiyacı olan 392 kütüphaneyi ise Adana’daki Meslek Liselerinde yaptırmış ki bu son derece önemli.

Çünkü, meslek liselerindeki öğrenciler bizzat yaşayarak, yaparak ve tamamladıkları eserlerin öğrenciler tarafından kullanıldıklarını görerek motive olmuşlar.

Hep, okullarda eğitimin teorik düzeyde kaldığından pratik yapılmadığından yakınırız ya, işte burada tam aksi olmuş, bizzat öğrenciler çok ciddi bir pratik yapma şansı bulmuşlar.

Bakanlık, masrafları yani finansı karşılamış, bu ihtiyaçlar dışarıda pahalı fiyatla yaptırılmak yerine okullarda ucuza yaptırılırken aynı zamanda okulların döner sermayesine de katkı sağlanmış olmuş.

Bu arada  İl Milli Eğitim Müdürü Yaşar Koçak’tan aldığımız bilgiye göre Adana’da tamı tamına 497 bin öğrenci ve 26 bin 700 öğretmen varmış.

Bu çok büyük bir sayı.



Sayın müdür, “Bu sayıya her bir öğrencinin hiç değilse anne ve babasını da eklediğiniz zaman bir buçuk milyon kişi ediyor ki bu da tüm nüfusun 5’e 3’üne tekabül ediyor, yani Adana tam bir eğitim şehri, Adana’nın 5’te 3’ü eğitimle direkt ilgili” diyerek şunları söylüyor:

“Bu Adana’nın eğitim potansiyelini ortaya koyuyor. Tarımsal alandaki küçük sıkıntılar haricinde eğitimle ilgili bir problem yaşamıyoruz. Sınıf ortalamalarımız 28-32 arasındaki bu ideal sayılabilecek bir oran….”

Geçmiş yıllarda 55-60 kişilik sınıfları hatırladıkça ortalama 30 kişilik sınıfların mevcudu çok iyi…

Adana, TÜBİTAK Projelerinde ise Gaziantep’in hemen ardından bölge bazında ikinci sıraya yükselmiş. Fakat, “Seneye daha iyi olacağımızı düşünüyorum. “diyor müdür bey…

Yaşar Koçak bizlere bu görüşmemizde,  Çukurova Üniversitesi’nde, TEKNIOKENT’te ve Organize Sanayi Bölgesi’nde iş birliği çalışmalarını, ortak açtıkları ofisleri anlattı. Adana’da 1506 eğitim kurumu olduğunu, bölgede hayırseverlerin bolluğunun okul adlarında kendisini gösterdiğini, bunun her şehre nasip olmayacak bir zenginlik olduğunu söyledi.

Bir de itirafta bulundu, “Ben Adana’nın coğrafyasının, doğasının, insanının gönül zenginliğini biliyordum ama tahmin ettiğimden çok daha fazlaymış “ dedi.

Bizi son derece güzel karşılayan sayın Milli Eğitim Müdürüyle sohbetimiz bittiğinde makamından çok olumlu izlenimlerle ayrıldım.

“Her şerde bir hayır vardır” dedikleri gibi 6 ay önce yaşanan olumsuz vaka, belki de Adana’ya şehrin tarihine altın damgalar vurabilecek bir müdürü buraya getirdi.

Tabi bunu zaman gösterecek…

Ama Koçak’ı tanıyınca ben çok umutlandım…

Kendisine başarılar diliyorum…