Ülke gündemi o denli yoğun ki, geleceğini ilgilendiren çoğu hayati konular her gün yeni yeni gündemler yaratılarak kamuoyunun dikkatinden kaçırılıyor.

Dünya ısınıyor, bilim adamları feryat ediyor. Uygar ülkeler, gelecekteki kuşakları için çok hayati kararlar alırlarken kararnamelerle yönetilen ülkemin akciğerleri olan ormanlar bir taraftan yanıyor, diğer taraftan ranta kurban ediliyor.

Ormanlarımızın ülke geleceği için ne denli önem taşıdığını bilimsel verileri ile ortaya koyan Türkiye Ormancılar Dernek Başkanı Sayın A.HÜSREV ÖZKARA’nın iletisini sizlerle paylaşıyorum.

“Bolu Köroğlu Dağı Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi”

Ülkemizde özellikle son yirmi yılda kamu eliyle yaratılan ormansızlaşma sorunu ne yazık ki artarak devam ediyor.

Bolu, İstanbul-Ankara aksında yer alan, bu illere araçla 2-2,5 saat mesafesi olan bir ilimizdir. Ormanların varlığı su ve kar kaynakları için bu havzada son derece önemlidir. Bu hassas ekosistemin devamlılığı göz önüne alındığında, yapılacak her türlü faaliyet öncesinde saha mutlaka koruma statüsüne kavuşturulması gereklidir. Bu çerçevede sahanın bütününde mutlak koruma alanı, sınırlı kullanım alanı ve tampon zon çalışmaları yapılmalı, bu tespitlerden sonra yapılabilecek projeler devreye sokulmalıdır. Tam tersine sıradan bir saha yaklaşımı ile sahadaki çalışmalar başlatılmış ve Bolu Köroğlu dağlarının eteklerinde bulunan Kartalkaya Kayak Merkezi ile Karacasu Termal Turizm Merkezi arasında kalan yaklaşık 51 bin 450 hektarlık alan, 22 Ağustos 2015 tarihinde, Bakanlar Kurulu kararı ile ‘Köroğlu Dağı Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi’ ilan edilmiş idi.

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından bahse konu turizm koruma ve gelişim bölgesinin iptaline yönelik açılan dava neticesinde; Danıştay 6’ncı Dairesi, söz konusu bölgenin sadece doğu sınırının iptaline karar vermiş ve karar sonrasında yapılan düzenleme ile alan büyüklüğü 38 bin 848 hektara düşürülmüştür.

Köroğlu Dağı Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinin yaklaşık 10 bin hektarı, bünyesinde çok sayıda endemik bitki türlerini barındıran ekolojik öneme sahip orman alanıdır. Turizm koruma ve gelişim bölgesine ilişkin sınır tespit işleminin, bilimsel ve teknik bir inceleme veya araştırmaya dayandırılmadığı ve bölgedeki hassas doğal dengenin gözetilmediği bir gerçektir.

Proje kapsamına alınan yaşlı ormanlar, alpin çayırlar, yaban hayatı, endemik türler; yer seçiminin hatalı yapıldığını bize kesin olarak göstermektedir.

Bölgeyle ilgili alınmış bu karar ve devamında yapılacak planlama çalışmalarıyla, Devlet ormanı sayılan bu yerlerin yapılaşmasına yol açılarak, Anayasanın 169’uncu Maddesine aykırı hareket edilmiş olunacaktır. Bu sürecin acilen durdurulması gerektiğine inanıyoruz.

Doğaya ve ormanlara karşı yapılan bu haksızlığa karşı koyup; doğanın parçalanmasına, yok edilmesine duyarsız kalmayıp hukuki süreç başlatan TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesini, bu sürece destek veren kurum ve kuruluşlar ile sivil toplum örgütlerine ve duyarlı tüm vatandaşlarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Daha önce ormanlarımıza karşı yapılmış her türlü olumsuz müdahaleye karşı durduğumuz gibi, Köroğlu Dağı Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi dahilinde kalan orman alanlarında yapılacak haksız uygulamalara da karşı olduğumuzu belirterek; Dernek olarak, hukuk çerçevesinde, gereken mücadeleyi vereceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.”

SON SÖZ: BİZ DOĞAYI KORURSAK, DOĞA DA BİZİ KORUR. ATATÜRK