Meclis niye var? Milletvekilleri neden o koltuklarda oturuyorlar? Neye el kaldırıp indiriyorlar. Yaptırım güçleri var mı?

Mesela... Kamu Finansmanı ve Borç Yönetimi Yasası var. Buna göre Hazine ancak bütçe yasasındaki gelir-gider farkı kadar, yani 2022 bütçe açığı hedefi olan 278.3 milyar TL’ye kadar borçlanabilir.

Yine yasaya göre bu limit, yüzde 10’u kadar ilave borçlanmayla en fazla 293 milyar TL’ye ulaşabilir. Eğer fazlasına ihtiyaç olursa Meclis’e gidilir ve talep edilir.

★★★

Şimdi hazırla, para lazım şurada kullanacağız, öncekini yedik bitirdik diye meramını anlat... Kim uğraşacak o işlerle? Bir de hesap mı vereceğiz milletin vekillerine...

Böyle düşünmüş olmalılar ki bütçe ve hazine verileri 2022 bütçesindeki bu limitin aşıldığını, yasaya aykırı olarak, TBMM’den yetki ve onay alınmaksızın, 11 ayda 350 milyar TL iç borçlanma yapıldı.

Kanunmuş, hakmış, hukukmuş hepsi boşuna... Keyfine göre borçlan, kimseye de sorma... İşler artık bu aşamada...

Bütçeyi yedik bitirdik, ülke borç içinde yüzüyor diye lüks harcamalarımızı kesseydik? Düşmanımın başına, ya itibardan tasarruf etseydik?



★★★

Bu durum bu yıl için yasal limitin üzerinde yaklaşık 60 milyar TL yasa dışı borçlanma anlamına geliyor.

Şimdi limiti aşan borçlanmaya yasal kılıf uydurmak için torba yasaya madde ekleyip, Hazine ve Maliye Bakanı’na 200 milyar TL ilave borçlanma yetkisi talep ederek borçlanma limitini 493 milyar TL’ye çıkartmak istiyorlar!

★★★

Meclis onayı olmaksızın yapılan bu yasa dışı borçlanma paraları nerede? Nereye harcandı? Yıl sonuna 12 gün kala istenen 200 milyar TL borçlanma yetkisi niçin ve nerede kullanılacak?

Sonra da küfür yasak... Hadi bu durumu küfürsüz anlatmaya çalışsana... Sanki ceplerinden harcıyormuş gibi... Güzel kardeşim o paralar milletin vergileri...

Bunu da yaz hakim bey paraya kelepçe vurulmaz!


İmamoğlu için mahkemece verilen kararın göz ardı edilen sonuçları da var. Nedir onlar?

Türkiye dış sermayeye, yabancı yatırıma, dövize ihtiyacı olan bir ülke... Yurt dışından bakılınca raporlara yansıyan ise Türkiye’de hukukun işlemediği...

Hukukun egemenliğini kaybettiği yerde hiçbir güvencenin de varlığından söz edilemeyeceği herkesin malumu... Bu güvenceyi veremezsen ne yatırım gelir ne de gelenler kalır.



★★★

Hukukun üstünlüğüne yönelik atılan her olumsuz adım ülkeyi yatırım çölüne çeviriyor. Haliyle Türkiye, uygulamalarıyla uluslararası piyasalarda güvenilir bir ülke olmaktan çoktan çıktı.

Dolayısıyla önümüzdeki bir yıl içerisinde 186 milyar dolar paraya ihtiyacımız var. Bunun bir kısmını ödeyeceğiz, bir kısmını döndüreceğiz. Ekonomi açısından sağlıklısı yatırım çekip kazandığımız parayla ödeme yapmak. Diğeri sürdürülebilir değil...

★★★

Ancak mevcut ortamda, adalet ve hukuk ile ilgili oluşan bu soru işaretleri karşısında paranın kalıcı olarak Türkiye’ye gelmesi kolay değil...

Haliyle “İktidara yakınlığı bulunmayan, hoşuna gitmeyecek işlere girişecek kimse barınamaz bu topraklarda” algısı hâkim... Araplar ve savaştaki Rusya’dan da bir yere kadar... Her hamlenin bir bedeli var. Bunu bir türlü anlayamadılar.

Enkazı kim devralacak?


Ülke siyasal evrim geçiriyor. Seçim sandıkları önümüze konulacak. Seçimi kazanmanın şartı ülkeyi iyice kutuplaştırmak. Ya siyahsın ya beyazsın. Gri olamazsın.

Böyle bir ortamda değil sanayi yatırımı, kimse inşaat için kolay kolay temel bile atmaz.

★★★

Maalesef gelecek yılın ikinci yarısında yani seçim sonrasında borçlu özel şirketlerin sapır sapır döküldüğünü göreceğiz.

İktidar durumun farkında ve piyasaya kredi pompalamak için muslukları sonuna kadar açacak ki bu durum seçim öncesine minimum yansıyacak.

★★★

Seçimlerde oy toplamak için olmayanı vaat edersin. Olmayan ne? Para! Basmayla, sıkmayla, borçla, harçla idare et bir altı ay daha...

Bundan daha iyisini beklemeyin. Ekonomide düzelme falan yalan... Gelen enkaz devralacak. AKP tekrar seçilirse kendi enkazının altında kalacak. Seçilmezse yeni gelen bakalım ne kadar toparlayacak?