İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen 2 yıl 7 ay 15 günlük hapis cezasıyla kalınmayacağını, halkın gözünden düşürmek için yeni davalar açılacağını bu köşenin okurlarına duyurmuştum. Gecikilmedi, İmamoğlu döneminde alınan personelin terör örgütleriyle irtibat ve iltisakları gerekçe gösterilip C. Savcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu. İmamoğlu’nu öyle veya böyle görevden almayı kafasına koyanlar, İstanbul’u AKP’li bir başkana teslim etmenin hazırlığını yapıyor.

815 bin oy farkıyla Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçilen Ekrem İmamoğlu’nun önünü kesmek için “Ahmak” sözcülüğüne dayanarak yerel mahkeme “Siyasi yasak” getirdi. Mahkemenin “Siyasi yasak getirdim” demesine gerek yok. Belediye Başkanı’na, bir yıldan fazla hapis cezası verilir, cezası onanırsa başkanlıktan alınabilmesi için İçişleri Bakanlığı’nın Danıştay’a başvurması gerekiyor. Görevden alınması başvurusuna Danıştay 8. Dairesi, ceza soruşturması iznine ise 1. Daire karar veriyor.  İmamoğlu, iki koldan kuşatıldı.

KİM GÖREVİNİ YAPMADI?

Terör örgütlerine üyeliği, mensubiyeti, iltisakı ya da bunlarla bağlantılı olan kamu görevlilerini belirleyip, kamudan çıkarmak 31 Temmuz 2022 tarihine kadar kimin göreviydi? Vali ve İçişleri Bakanı’nın. Eğer İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde, terör bağlantısı olan kişiler 31 Temmuz 2022 tarihinden önce işe alınmış ve bunlara dokunulmamışsa, sorumlusu Büyükşehir Belediyesi değil, o ilin valisi ve İçişleri Bakanı’dır.

Konuyu biraz daha açalım: Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde kabul edilen, 26 Temmuz 2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanıp yürürlüğe giren 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) uyarınca alınacak önlemler kapsamında kamu personelinin görevinden çıkarılmasına ilişkin özel kurallara da yer verilmişti.

YETKİ ONLARDA    

Bu bağlamda “Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen mahalli idareler personeli; valinin başkanlığında toplanan ve vali tarafından belirlenen kurulun teklifi üzerine İçişleri Bakanı’nın onayıyla kamu görevinden çıkarılacağı” düzenlemesi getirilmişti.

Bu durumda, eğer sakıncalı personel varsa, 31 Temmuz 2022 tarihinden sonra alınanlar İmamoğlu’nu öncelikle ilgilendiriyor. Bu tarihten önce var olan sakıncalı personelle suçlanıyorsa, İmamoğlu’nun, valiye, İçişleri Bakanına, “Siz niçin görevinizi yapmadınız, sakıncalı personeli niçin atmadınız? Görevinizi yapmamanıza rağmen beni niçin suçluyorsunuz?” deme hakkı var.

Ekrem İmamoğlu’nun siyasette önü tıkandı. İktidar, iki koldan İmam- oğlu’nu kıskaca aldı. “Ahmak” dediği gerekçesiyle verilen cezanın Yargıtay tarafından seçimden önce onanması halinde İmamoğlu milletvekili adayı da olamaz. Bu süreçte, partisinde bazı görevlere gelmesinin önünde de engel yok.

PEKİ, BUNLARI KİM ALDI? 

KHK’nın yürürlükte kaldığı 26 Temmuz 2016 ile 31 Temmuz 2022 tarihleri arasında “Sakıncalı hali tespit edilmiş” belediye personelinin kamu görevinden çıkarılması konularında İçişleri Bakanı/il valisi olağanüstü yetki ile donatılmıştı.

Nitekim; OHAL’in iki yıllık uygulamasında bile 4 bin 260 mahalli idareler personelinin görevine son verilmişti. Bu listelerde memur/işçi olanların yanı sıra; belediyelerde sözleşmeli, geçici işçi veya belediyenin ortak olduğu şirket elemanı olanlar da bulunuyor.

Göreve başlatılan belediye personelinin, daha önce devam eden bir davası varsa, işe girişte istenen “Sabıka kaydı”nda yer almaz. Yani, belediye bunları bilemez. O bilgiler ancak çok özel görevler için istenen “Güvenlik soruşturması” nda ortaya çıkar.

“HABERİMİZ YOK” DİYEMEZ

Güvenlik soruşturması, arşiv araştırması, iyi hal kağıdı farklıdır. İyi hal kağıdında kişinin mahkumiyeti yoksa, onu işe alan, bunun bağlantılarını bilemez. Mahkumiyet alırsa, bunun ilgili makama bildirilmesi gerekir. Bildirilmedikçe kamu kuruluşunda o kişinin işten çıkarılması da mümkün değil. 

Belediyelerle ilgili 31 Temmuz 2022 tarihine kadar görevini yapmayan birileri varsa, bu tarihten sonra yapılan soruşturmalarda örgüt bağlantılı kişiler belirleniyorsa bunun sorumlusu belediye başkanları olamaz.

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), Emniyet Genel Müdürlüğü, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) gibi Devletin her türlü güç, olanaklarından yararlanma durumu olan il valisinin başkanlığındaki özel komisyonun, sözü edilen dönem içinde belediye personeli hakkında belirli aralıklarla ayrıntılı tarama/inceleme ve araştırma yapması; “Sakıncalı” olduğu değerlendirilen personelin kamu görevinden çıkarılmaları için İçişleri Bakanlığına, kamu personeli olmadığı düşünülenlerin belediye başkanlıklarına gönderilmiş olması gerekirdi.

Bakalım, müfettişlerin suç duyurusunda bunlar yazıldı mı? İmamoğlu’nun önü bugün kesilebilir ama o siyasette hep var olacak.