Sıcak para gelişmekte olan ülkelere akıyordu.

Döviz sıkıntısı olmayınca işler tıkırında gidiyor, Dolarlar bol keseden taşa, toprağa, betona harcanıyordu.

Hep böyle gidecek, değirmen, taşıma suyla dönmeye devam edecek sandılar.

Karınca gibi çalışmak varken, rantları cebe indirip ağustos böceği gibi yattılar!..

★★★

Örneğin et mi pahalandı?

Gelsin et ithalatı!..

Sütün fiyatı mı arttı?

Gelsin hayvan ithalatı!..

Saman mı kalmadı?

Gelsin saman ithalatı!..

★★★

Dedik ya, karınca gibi çalışmak gerekiyordu. Örneğin Türkiye siyaset tarihinin gördüğü en dürüst, en çalışkan, en fazla proje geliştiren isimlerinden biri olan merhum Adnan Kahveci ile TEMA Vakfı’nın kurucusu, “Toprak Dede” Hayrettin Karaca, bir grup bilim insanıyla Anadolu meralarını gezmişler, ıslahı için muhteşem bir proje hazırlamışlardı. AKP iktidarı kolaya kaçmak, yani et ve hayvan ithalatı yapmak yerine iktidara geldiği yıldan itibaren devletin hafızasına kayıtlı o projeye sıkı sıkıya sarılsaydı, geniş otlaklarda hayvancılık teşvik edilecek, bu denli yoğun ithalata gerek kalmayacaktı.

Ancak onlar meraları ıslah edip hayvanlarla doldurmak yerine, yeni cezaevleriyle doldurdular!..

★★★

Binlerce köy okulunu boşalttılar.

Köyleri ölümü bekleyen yaşlılara bıraktılar!..

Ulusal tarım politikası hazırlayıp, ülkenin gereksinim duyduğu ürünlerin yetiştirilmesini sağlayacak “planlı tarımı” umursamadılar.

Bunun sonucu olarak soğan mı pahalandı?

Gelsin ithalat?

Mercimek mi, patates mi, buğday mı, ayçiçek yağı mı, kısacası hangi ürünün fiyatı pahalandıysa gelsin ithalat...

Oysa planlı tarım politikası uygulanmış olsa, çiftçiler devletin öngördüğü ürünleri ekip biçmeye yönlendirilse, mazot, tohum gübre ve zirai mücadele ilacı maliyetleri için belirli teşvikler sağlansa, o dövizler ithalata gitmeyecekti. Böylece hem üretici kazanacak hem de fiyat istikrarı korunacaktı. Ama İstanbul ve İzmir Büyükşehir Belediyeleri’nin başarıyla uyguladıkları modeli, Tarım Bakanlığı görmemezlikten geldi.

Ülkenin güçlükle biriktirdiği Dolarlarla ithalat yaparak elin üreticilerini ihya etti!

Bu yanlışların sonucunda Antalyalı, Mersinli, Çukurovalı üretici para etmeyen ürünlerini tarlalarda çürüttü ya da yollara döktü. Trakya’da, Orta Anadolu’da köylü, tarlasına ekim gübresi atamadı. Kimiyse ekim yapmaktan vazgeçti. Türk çiftçisi can çekişirken iktidar, ülkeyi, çoğumuzun adını ilk kez duyduğu tropik meyve cennetine çevirdi.

★★★

Tarım ve hayvancılık ihmal edildi de, sanayide yüksek teknoloji hamlesi mi gerçekleşti?

Hayır! Savunma sanayisini bir yana bırakırsak, ihracat ürünleri arasında ileri teknoloji malları büyük artış kaydedemedi.

★★★

Harç bitti yapı paydos derler ya...

Taşıma suyla değirmenin döndüğü bol sıcak paralı günler geride kaldı.

Seçimler yaklaşırken AKP iktidarını şapkadan tavşan çıkarma telaşı sardı.

Oysa karınca gibi çalışmış olsalar, giden geminin ardından bakakalmazlardı!...