Eyy Putin, eyy Trump, eyy Biden, eyy Avrupa Birliği, eyy Merkel, eyy Makron, eyy Birleşmiş Milletler, eyy New York Times, eyy dünya, eyy katil Esed, eyy Mursi, eyy İsrail, eyy Suudi Arabistan, eyy Netenyahu, eyy Avusturya, eyy Miçotakis, eyy Nobel...

Eyy yavrummm! Tövbe tövbe Ekmel de bunların adayı, eyy kaymakam, eyy Metin Feyzioğlu, eyy TÜSİAD, eyy Geziciler, eyy Muharrem İnce, eyy hekimler, eyy bay Kemal, eyy gafiller, be hey cahil, eyy hakim, eyy Sayıştay, eyy düşmanım...

Öyle çok ki... İnternette videolar var, 10 dakika boyunca eyy diyor Erdoğan, izleyenler pek eğleniyor!

Ara sıra belki de, her önüne gelene eyy tuhaf oluyor. Tuhaflığa iki örnek çok bile.

Birincisi Durmuş Yılmaz...

Tapu ve Kadastro Meslek Lisesi’ni bitirip harita teknisyeni olarak çalışırken dışarıdan normal lise diploması aldı. Ankara Üniversitesi’nde hukuk okudu. Devlet bursu kazanıp İngiltere’de Ticaret Bakanlığı adına City University of London da ekonomi üzerine lisans eğitimi gördü. University College ve University of London da lisanüstü eğitim diplomaları var!

1980’de Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Kambiyo Genel Müdürlüğü’nde görev aldı. Döviz kurları, dış borç erteleme ve döviz rezerv yönetimi alanlarında çalıştı. Döviz İşlemleri Müdürlüğü’nde müdür yardımcısı daha sonra da Bankalar Arası Para Piyasası Müdürü oldu. Ödemeler Dengesi Müdürlüğü yaptı. Krediler, Döviz Risk Yönetimi, Döviz ve Efektif Piyasaları ile Açık Piyasa İşlemleri’nden sorumlu genel müdür yardımcısı oldu. İşçi Dövizleri Genel Müdürü oldu.

Merkez Bankası genel kurulunda Banka Meclis üyesi seçildi! 2006’da dönemin Başbakanı Erdoğan tarafından Merkez Bankası Başkanlığı için önerildi! Merkez Bankası Başkanı oldu, 6 yıl görevde kaldı!

Ömrünün 31 yılı Merkez Bankası’nda geçmiş, bankanın hemen her kademesinde müdürlükler, genel müdürlükler yapıp en son başkan olmuş Durmuş Yılmaz, 2015 yılında şöyle demişti:

“Ekonomideki sorunların çözümünün para politikasında aranması yanlış. Düşük faiz ekonomik büyümenin sebebi olsaydı bugün Avrupa’da ve Amerika’da ekonominin hızlı büyümesi gerekirdi!”

Sen misin hükümetin ekonomi politikasının üzerine laf söyleyen! Erdoğan açtı ağzını, yumdu gözünü:

“Eyy Durmuş Yılmaz... Onu muhatap alıp da burada herhangi bir şey söyleyecek halim yok! Kendisinin başarı grafiğini gayet iyi bilen birisiyim! Onların dönemi(!) faizle mücadelemizde çok farklı bir mücadeleyi sürdürdüğümüz dönem olmuştur! Kendi maharetleri değildir! Bizim özel gayretlerimizdir! Düşük faiz, büyüme oranındaki tespitleri çok yanlıştır. Kendi işine baksın!

Düşünmeden bunu diyene, ‘İlahi çok komiksin... Durmuş Bey’in işi neydi’ diye sormazlar mı?

İkinci örnek, işlerine geldiği zamanlar Erdoğan’ı öve öve bitiremeyen, tek başına iktidar olan AKP hükümetlerini istikrarın sembolü gören TÜSİAD...

Türkiye’nin önde gelen girişimcilerinin ve iş dünyası yöneticilerinin oluşturduğu gönüllü iş dünyası kuruluşudur. Üyeleri, kamu dışı milli gelirin yarısını oluşturur! Ülke dış ticaretinin yüzde 85’ini gerçekleştirir! Kayıtlı istihdamın yüzde 50’sini sağlar! Kurumlar vergisinin yüzde 80’ini öder!

İşte bu TÜSİAD’ın yeni başkanı geçenlerde, iktidarın ekonomi politikasını eleştirecek oldu, şunu dedi: “Büyüme kalkınma için tek başına yeterli olmuyor, maalesef fakirleşerek büyüyorsunuz. İktisat bilimiyle çelişen bir yaklaşımı sürdürmemelisiniz!”

Vay sen misin benim ekonomi politikama dilinin ucuyla laf söylemeye cüret eden!

“Eyy TÜSİAD’ın başına gelen beyefendi dış politikada bize ders veremezsin. Sen çıraksın, kalfa bile olamadın! Dün bir, bugün iki... Önce haddini bil. Sizden önce gelen ağa babalarınız da aynı kafadaydılar, görüyorum siz de aynı kafadasınız! TÜSİAD bu gidişiyle devam ederse bu iktidarın kapısını hiç çalmasın! Sizler aynı merkezden idare ediliyorsunuz! Bu kapı yerli ve milli duruş sergileyenlere açıktır, sergilemeyene kapalıdır! İktidara ders vermek kim, siz kimsiniz?”

Tamam her konuyu en iyi siz biliyorsunuz, tek bir aykırı lafa tahammülünüz yok anladık... Fakat tadı kaçtı, komik oluyor!

Merkez Bankası’nın yönetimini 6 yıl kendisine verdiğiniz adam çıkıp, para pul işinde yanlış yapıyorsunuz diyor. İşine bak diyorsunuz!

Türkiye’deki kayıtlı işçilerin yarısını çalıştıran, dış ticaretin yüzde 85’ini yapan, kurumlar vergisinin yüzde 80’ini ödeyen TÜSİAD’a iktisat bilimi dediği için haddini bil diye höt zöt ediyorsunuz!

Deriiin bir nefes alıp bu iki örneğe bir kez daha bakın, valla siz bile dediklerinize güleceksiniz...