CHP’de ‘Gelecek İçin Biz’ grubunun lideri ve eski İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner’in itirazı var. Önceki gün yazımın başlığı “İstanbul ittifakı önce CHP içinde olmalı”ydı ve yazımda CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun sohbetlerinde kurduğu “Uzlaşı adayıyla İstanbul il kongresine gitmek gerekiyor” dediğini aktarmıştım. Aynı yazıda “Bu arada ‘uzlaşı’ adayları olarak da iki isim, Cemal Canpolat ve gazeteci Necdet Saraç’ın adları koridorlarda dolaşıyor. Bu arada İmamoğlu bu hafta ilçe başkanlarıyla ve delege seçilen isimlerle görüşecek” notunu da eklemiştim.

Yazımın ardından İlhan Cihaner beni aradı ve dedi ki:

Kulağa çok iyi geliyor: İttifak, uzlaşı ve bir araya gelme. Doğrusu; aday olmak isteyenler ortaya çıkar. Çarşaf liste olur, bu doğal olarak delegelerin oylarıyla ortaya çıkar. İki taraf da ellerinde bulundurdukları güçle, birisi genel merkez diğeri belediye başkanlığı olanaklarıyla aday dayatıyorlar. Belediyeler üzerinden yapıyorlar bunu ve sonra da delegenin önüne ‘bu mu, bu mu’ diye koyuyorlar! Seçimlerde blok liste olduğu için de tam bir tasfiye yaşanıyor. Bunların dışındaki herkes bir sonraki kurultaya kadar tasfiye ediliyor. Partiye yarayacak isimler de sırf karşıt listede olduğu için kenarda kalmak zorunda kalıyor. Bu parti içinde yoldaşlık ilişkisini de etkiliyor.

Tek aday çıkarma bakışı... Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde de tek adaylı kongreler dizayn edildi ya da uzlaşı adayı dayatıldı. Uzlaşıyı delege yapar zaten. Kimle kim uzlaşıyor. Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu uzlaşıyor. Bunların temsiliyeti güçlü mü? Doğru mu karar alıyorlar? Küskünlükler oluyor böylece. Dizayncı siyaset bırakılmalı. Örneğin...Genel merkeze yakın bir isim (isim de verdi Cihaner ama tartışma olmasın diye yazmıyorum), Kılıçdaroğlu kaybederse bir gün bile duramaz partide. Kimse selam vermez çünkü karşılığı yok. Ya da bazı belediye başkanları; çünkü bulundukları konum dışında karşılıkları yok. 200 kişi civarında insanın kurduğu oyuna dönüşüyor bu durum!

Biz elimizden geldiğinde ilçe kongrelerine katıldık. Bakış açımız şöyle: Genel merkezle İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasına sıkıştırılmış bir ‘değişim’ tartışması partiyi yeni bir hezimetle karşı karşıya bırakacak bir tartışma. Bunun yerine ideolojisinin nasıl olacağı tartışılmalı. Bu parti Atatürk’ün ilkelerini özümsemiş sosyal demokrat bir parti mi olacak? Yoksa gitgide muhafazakar, aşırı milliyetçiliğe oturan bir çizgide mi olacak?  Buna karar verilmeli.

Yönetim tarzı anlattım biraz önce. İlçelerden itibaren delegelere müdahale ederek genel merkez ya da belediye olanaklarıyla olur mu? Üç kişi karar veriyor! CHP kadroları bu kadar kısır değil. Kadrolarına bakın, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği gibi. Halktan soyutlanmış, demokratik kitle örgütlerinden kopuk... Bu yapı gelecek, kurultayda genel başkanı belirleyecek, PM’yi seçecek ve sonra da belediye başkan adaylarına karar verecek. Olmaz! İkisi de aynı anlayışın fraksiyonları. Biz de diyoruz ki; ideoloji tartışılsın, partinin yönetim şekli tartışılsın ve parti içi hukuk tartışılsın. Bu tartışmaya çekmeye çalışıyoruz. Belediye başkanları öncelikle işini yapmalı ve bunu demokratik biçimde yapmalı.”

“Bize oy verenlerin yüzde 16’sı Cumhur’dan”


Geçen hafta sonu Türkiye Komünist Partisi (TKP) gazetecilerle buluştu dün de Türkiye İşçi Partisi (TİP). TİP Genel Başkanı Erkan Baş ve Parti Sözcüsü Sera Kadıgil, Milletvekili Ahmet Şık yeni döneme dair politikalarını anlattı. 14 Mayıs seçimlerinde dört milletvekili çıkardığını hatırlatalım TİP’in. Baş, Anayasa Mahkemesi tarafından Meclis’in açılış tarihi olan 1 Ekim’e kadar tutuklu TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında bir karar verilmezse Hatay’dan Ankara’ya yürüyüş başlatacağını duyurdu:



“1 Ekim’e kadar Anayasa Mahkemesi bir karar vermezse, biz Meclis’in açılışına katılmayacağız ve Hatay’a gideceğiz. Hatay halkı bize ne görev verirse onu yapacağız. Burada durun derse duracağız, Ankara’ya yürüyün derse Hatay’dan yola çıkıp Ankara’ya yürüyeceğiz.

Yaptıkları araştırmada kendilerine oy verenlerin yüzde 16’sının geçmişte AKP ve MHP’ye oy verdiğini, yüzde 21’inin ise geçmişte hiç sandığa gitmediğini ifade eden Baş şu bilgileri verdi: “Genel yenilgi halinin içinde TİP’in aldığı oyun kıymetli olduğu gerçeğini göz ardı etmemek gerekiyor. Biz hedeflerimize ulaşmışız gibi görünüyor ama memleketteki durum buradaki sonucu olumsuz etkiliyor. Türkiye İşçi Partisi, tıpkı 60’lı yıllardakine benzer şekilde, ‘TİP gibi muhalefet yapmak’ sözünü geçmiş dönemde gerçekleştirdi. Önümüzdeki dönemde, kazanım siyaseti yapacağız. Belki de önümüzdeki dönemde birden fazla sosyalist belediye göreceğiz.”